Elif Yılmaz Sabah ışıkları odaya sızmadan önce bir çığlık yankılandı rüyamda. Karanlık, soğuk bir odadaydım. Annem... tam karşımdaydı. Yüzü soluktu, gözleri bomboş. Uzanıyordu bana ama yetişemiyordum. Her adımımda o benden uzaklaşıyor, ben çığlık çığlığa onun peşinden koşuyordum. “Anne, ne olur gitme!” diye haykırıyordum. Ama sesim yankılanmıyordu bile. Sanki kimse beni duymuyordu. Boğazımdaki o tanıdık acı yeniden belirmişti sanki. Son bir adım attım ve sonra… düştüm. Yatağımda bir anda doğruldum. Terden sırılsıklam olmuşum. Nefesim kesik kesikti, boğazımdan kesik bir inleme çıkıyordu. Kalbim göğsümde öyle sert çarpıyordu ki sanki kaburgalarımı kıracak gibiydi. Kapı bir anda açıldı. Savaş. Uyumuş muydu bilmiyorum ama yanımda olduğunu biliyordum. Gözleri endişeyle doluydu. Birkaç adımd

