Elif Yılmaz Sofranın etrafında oturmuş, Alara’nın hünerli ellerinden çıkan kahvaltının tadını çıkarırken gülüşmeler hala kulaklarımda yankılanıyordu. Tülin, zeytinleri çatalla dizmeye çalışırken Alara’nın dans figürlerini taklit ediyor, ben de çayımdan küçük yudumlar alıp onlara ayak uydurmaya çalışıyordum. Ama içimde bir düğüm vardı, sabah gördüğüm kabuslar ve ardından yaşananlar… anlatmam gerekiyordu. İhtiyacım vardı. Bir lokmayı zor yuttuktan sonra çatımı tabağa bırakıp derin bir nefes aldım. “Kızlar…” dedim biraz kısık bir sesle. “Ben size bir şey anlatacağım. Dün neler olduğunu…” İkisi de hemen ciddi ifadelerle yüzlerini bana döndü. Tülin kaşlarını hafifçe çattı, Alara ise gözlerini sabitledi. “Çarşıya indiğimde… beni biri takip etti. Başta fark etmedim ama dükkâna girmeden hemen

