
"Bir daha bu eve gelirsen kafanı keserim."
Bıçağı yavaşça sapladığı ceketin kolundan çekerken, ucundaki kanı gördü. Bıçak derisini sıyırıp geçmiş olmalıydı. Yüzüne yumruk attığında, maskeli olan ve kendinden uzun vücut hızla bir telefon çıkartarak bir şeyler yazdı ve karşısındaki kıza uzattı. Yeşil gözlerini telefona dikerek yazıyı dikkatle okuduğunda dediğini anlayamamıştı.
"Geri getireceğim."
Bakışlarını karşısındakine diktiğinde sadece gözlerini görebiliyordu. Keskin bakışlar... Neyi geri getirecekti? Maskeli adam, zihninin dağılmasını fırsat bilip boşluğundan faydalandı. Hiçbir şey demeden, hızla açık olan pencereye koşu ve atlayarak gözden kayboldu. Geriye doğru yavaş adımlar atarak yatağın üzerine oturduğunda, bıçağı komedinin üzerine bıraktı. Neler olduğunu kavrayabilmesi için sakinleşmesi gerekiyordu.
Oturduğu yerden hızla kalkarak ışığı açtığında odaya bakındı. Çekmeceleri açıktı, odanın her yeri kurcalanmıştı. Diz üstü bilgisayarı yerindeydi. Bakışlarını korkakça komedine çevirdiğinde, telefonunu bıraktığı yerde göremedi. Kahretsin! Lanet olası bir hırsız odasına girmiş ve telefonunu çalmıştı. Titreyen ellerini saçlarına götürerek arkaya doğru attığında bir kez daha derin nefes aldı. Hırsız telefonunu çalmıştı. Bu gayet normaldi fakat ne tür bir hırsız çaldığı eşyayı geri getireceğini söylerdi? Zihni bu saçmalıklar arasında savrulup durdu. Camını kapatarak yatağına girdiğinde sakinlemeye çalışarak gözlerini kapattı.

