145 yaşındayım.. Dalkıran ailesinin ikinci veliahtıyım. Ama bu pek umrumda değil. Kaner her zaman yönetmek konusunda daha iyidir.. son verilen kararlardan hoşnut olmasa da..
Bir kaç kez üniversitede okudum.. İnsanlar içindi çoğu. İnsanlarla zaman geçirmeyi seviyordum. Beslenmek için öldürmek zorunda değildik. Hatta izleri silip olay anını unutturabiliyorduk. Ama bu sadece safkanların yapabildiği bir şey olduğu için hayatımıza buna göre devam edemezdik.. Biz ısırıp sonra unutturma özelliğine sahiptik ama diğer vampirler değildi. Bu yüzden bence bir denge sağlanması gerekiyordu. Bir barış.
Bir safkanın dünyaya gelmesi kolay değildi. Vampir anne babadan dünyaya gelmek gerekiyordu. Ve spermlerin güçlü olması şarttı. Yani çok çok iyi beslenmemiş bir vampir çift kolay çocuk sahibi olamazdı. Hayatımız zorluydu ama dışarıdan kraliyet ailesi gibi görünüyorduk. Prensi de Kaner' di. Kana susamış bir Prens.
Okula yeni gelen kızla ilgilenme görevi benim önerimle Kaner' e verilmişti. Yeni dönüşenler saldırgan olurdu. Kaner 'de öyleydi. Hiçbir dönüşüm geçirmemiş olmasına rağmen. Onun durumu tamamen insan hayatını önemsiz bulmaktı. En azından kendini dışardan izleme şansı olur ve insanlar ile ilgili kararımızı biraz olsun anlardı. En azından ben öyle umut ediyordum. Kaner' i kontrol etme göreviyse bana verilmişti. Bu kontrol etmekten çok takip etmek sayılırdı.
Kaner' in peşinden okula gittim . Akşam Kaner in yapacaklarından henüz habersizdim.