BÖLÜM 17: GÖLGE DOKUNUŞLARI Zafer, beklediğim gibi tatlı bir zafer değildi. Daha çok, savaş alanının tozunu yutmuş, kulakları hala çınlayan bir askerin hissettiği o boşluk ve bitkinlikti. Alp'i kalesinde sarsmıştık, evet. Ama onun bana bulaştırdığı zehir, kanıma karışmış gibiydi ve en beklenmedik anlarda, en güvende hissettiğim zamanlarda etkisini gösteriyordu. Kerem, o gece bana sarıldığında, kolunun omzumdaki ağırlığı güven vericiydi. "Güvendesin," diye fısıldadı saçlarıma. "Yanındayım. Asla bırakmam." Sözleri sıcak bir battaniye gibi örtüyordu üstümü. Ama içimde bir buz parçası, onun sıcaklığını eritemiyordu. Yattığımızda, yatağın diğer tarafında onun düzenli, huzurlu nefeslerini dinledim. Karanlıkta gözlerime baktı, bana baktı, bize baktı. Bu, her şeyin biteceği, normalleşeceğimiz a

