2. Bölüm

1907 Words
Serdar ağa oturmuş kız kardeşi sevgiyi beklerken kanı kaynıyordu. Bir süredir hareketlerinden şüphe ettiği için Sevgiyi takip ettirmişti. Sonunda Sevgi ve Boran ağanın görüştüğünü öğrenince gerçekten sinirlenmişti. Kız kardeşinin evli bir adamla sevgili olmasına inanamıyordu. Sevgi hiç bir şeyden habersiz mutlulukla odasına girdi. Odasının ışığını yakıp içeriye bakınca abisi ile göz göze geldi. Koltuğa iyice yayılmış abisini gören Sevgi'nin kaşları çatıldı. Sinirli bir soluk bırakıp "Odam da ne işin var abi?" Serdar hafif öne doğru eğilip "Ya senin keskinoğlu aşiretinin küçük oğlu Boran ile ne işin var Sevgi Hanım?" diye sordu dişleri arasından. Sevgi şok olsa da ifadesini korumaya çalışıp "Sen ne saçmalıyorsun Serdar abi? Odam dan çıkar mısın?" Serdar sinirli ifadesini hiç bozmadan "İtiraf edersen suçun hafifler Sevgi, o yüzden beni uğraştırmayı kes" dedi Serdar. Sesi kimse duymasın diye kısık ama bir o kadar keskindi. Sevgi yutkundu, ne söylemesi gerektiğini düşündü. İnkar etse de abisi her şeyi öğrenmişti. "Biliyorsan niye soruyorsun?" diye sordu sonunda. Serdar geriye yaslanıp "Boran seninle ciddi düşünüyor mu?" Sevginin kaşları çatıldı. "Evet" dedi. "O zaman onu hızlı bir evliliğe ikna etmemiz gerekecek" dedi aklına dolan Zehra'nın görüntüsü ile. Sevgi şaşkınlıkla yatağın kenarına oturdu. "Kızmadın mı yani?" diye sordu. "Aslında ilk duyunca çok kızmıştım ama bu evlilikten benim de çıkarım var" dedi itiraf ederek. Sevgi daha da şaşkın şekilde abisine bakıp "Ne gibi bir çıkar?" "Sen Boran'ı alacaksın ben ise güzeller güzeli kız kardeşini" derken dudaklarını yaladı. Yaklaşık iki aydır o kızı rüyasında görüyor, yetmiyor gündüz de hayal ediyordu. Kalbi o kız için heyecanlanıyordu. Tertemiz henüz açmamış gonca gül gibiydi. Onu açmak için deliriyordu. Çok güzel bir kızdı Zehra, hemde Serdar'ın tüm gün aklını karıştıracak kadar güzel. Artık diğer kadınlarla tatmin olmuyordu bedeni. İlla da Zehra dileniyordu her zerresi. Onu almak için en pislik yola başvuracaktı gerekirse. Tek tesellisi kızın sevgilisi veya sevdiği yoktu. "Sen evlisin abi, istersen saçmalama" Serdar sinirle kız kardeşi Sevgi'ye bakıp "Boran ağa da evli Sevgi Hanım ama bir tane yedeği var. Bil bakalım bu yedek kim?" Sevgi sert bir soluk bırakıp "Ee şimdi ne yapacağız?" diye sordu abisine. Serdar ayaklarını aralayıp keyifle sırıttı. Zira Zehra'ya kavuşmak için belki de günler vardı. Yine aklına minyon vucudu gelince tepeden tırnağa ürperdi. Zehra ile arasında bir şeyler olduğu düşünülsün diye okulda dedikodular çıkmıştı. Zehra'yı her yerden avucunun içine almayı planlıyordu. Kısmi olarak başarılı olsa da Zehra onu görünce kısa cevaplar verip kaçıyordu. Artık geceleri altına aldığı zaman konuşmak zorunda değillerdi. Güzel bedenini severken inlemesi yeterliydi. "Çok basit, abim bizi öğrendi deyip ona kaçacaksın" "Annem beni öldürür" "Bunu onun altına yatmadan önce düşünecektin Sevgi hanım" diyen adamla Sevgi şaşırdı. Bu kadarını nerden bilebilirdi? "Sen beni salak sandın herhalde Sevgi ama değil mişim değil mi?" Serdar tüm kozlarını masaya koymuştu bir kere. Kimsenin ikinci bir seçeneği olmamalıydı, olamazdı. Planı kurarken epey düşünmüştü, artık Zehra sadece kucağına düşmek zorundaydı... *** İşte o gün gelmişti, nihayet Serdar konağı basıp kız kardeşini Boran'ın kaçırdığını söyleyip Zehra'yı alacaktı. Dudağının kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Adamlarını toplayıp konak basmaya gidiyordu. Konağın bahçe kapısına gelince, kapıyı sesli şekilde çalmaya başladı. Konağın bahçe kapısı hızlı bir şekilde kırılır gibi çalınınca içeride ki tüm korumalar pozisyon aldı. "Kimsin?" diye bir soru duyulunca "Polat aşiretinden Serdar Polat" diyen adamla koruma hızla içeriye girip Behiye hanıma haber verince, Behiye hanım bahçeye çıktı. Zehra ve diğer gelinler de sese çıkmıştı. Zehra annesine doğru yürüyüp "Ne oluyor anne?" diye sordu. "Bilmiyorum şimdi öğreneceğiz" dedi Behiye hanım otoriter bir sesle. "Açın kapıyı" Korumalar kapıyı açınca Serdar yanında getirdiği yarım düzine adamla içeriye girdi. Bakışları önce Zehra'ya takıldı, hemen ardından kendini toparlayıp Behiye hanıma baktı. "Kız kardeşim nerde?" diye sorunca herkesin aynı anda kaşları çatıldı. "Dilan buraya gelmedi Serdar abi" diye masumca cevaplayan Zehra'ya avcı bir bakışla bakan Serdar, kızın ürkmesini sağladı. Zehra kendini annesine yaklaşırken bulmuştu. "Dilan değil Sevgi, senin abin Boran benim kız kardeşi mi kaçırdı" diye bağırdı. Serdar küçük ceylanı korkutmak istemese de onu nikahına alması için otoritesini korumak zorundaydı. "Ne?" diye bağıran Yaren'in üzüntüyle eli kalbine gitmişti. Süheyla hızla eltisini destekleyip onu avluda bir sandalyeye oturttu. Halil annesinin önüne geçerken Behiye hanımın da yüzü şaşkınlık içindeydi. "Ne kardeşi? Ne kaçırması Serdar ağa?" "Ara kardeşini Halil Ağa o sana açıklar" Halil sinirle telefonunu çıkarıp Boran'ı arasa da telefonu kapalıydı. "Aynı şekilde Sevgi'nin telefonu da kapalı, çünkü ikisi kaçtı" diyen adamla Halil sert bir soluk bıraktı. Tüm korumaları yanına çağırıp "Boran'ı bulun" diye emir verdi. Korumaların büyük bir kısmı dağılırken, Halil az öteye giderek abisini aradı. İkinci çalışta Atahan çağrıyı cevapladı. "Başımız dertte galiba abi" diyen adamla Atahan'ın kaşları çatıldı. "Bu ne demek oluyor?" "Polat aşiretinden Serdar ağa geldi. Boran kız kardeşi mi kaçırdı diyor" diyince Atahan bir süre konuyu anlamaya çalıştı. "Boran nerde?" diye kükreyen Atahan ile Halil irkildi. "Adamları yolladım bulması için abi, telefonu kapalı" "Hemen geliyorum" diye adamla Halil telefonu kapatıp ayakta şok içinde olan annesinin yanına geldi. Serdar herkesin şok olmasından faydalanıp yakında karısı olacak güzel kıza baktı. Zehra da şaşkın şekilde annesine bakıyordu. Serdar Zehra'yı okulun ilk günlerinde, Dilan'ı mecbur şekilde okula bıraktığı gün görmüş, görür görmez tutulmuştu. Kız kardeşi Sevgi arada ortadan kaybolunca şüphelenmiş onu takip ettirmişti. Boran ile görüştüğünü duyunca ilk başlarda küplere binse de daha sonra Zehra'yı almak için bu duruma müsaade etmişti. Sevgiyi sürekli takip ettirip işin ciddi olduğunu anlayınca Sevgiyi karşısına alıp konuşmuştu. Sevgi ilk korksa da abisinin planını öğrenince ortak hareket etmeye karar vermişlerdi. Sevgi Boran'ı, Serdar Zehra'yı alacaktı. Nihayet sona gelmişlerdi. Atahan karısına hazırlanmasını söyleyip onunla villadan ayrılmıştı. Sahra ne olduğunu sorunca, Boran'ın kayıp olduğunu söylemişti. Gergin geçen bir yolculuğun ardından konağın bahçesine girer girmez arabadan inmişti. Kasları gerilirken konağı basan Serdar ağanın karşısına geçip "Sen kimin konağını basıyorsun Serdar ağa? Eskisi kadar varlığımın bir hükmü kalmadığını görüyorum" dedi sinirle kükreyerek. Sahra arabadan inip kocasının arkasında yerini alıp sakinleşmesi için elini omuzuna koydu. Atahan sinirli soluklar bırakırken Serdar biraz sinmişti yerine ama taviz veremezdi. Zehra'ya kavuşmanın sonuna gelmişken bu olmazdı. Zehra el değmemiş güzel bir goncaydı ister istemez ağzı sulanıyordu. "Erkek kardeşin kız kardeşi mi kaçırdı Atahan ağam, ne yapma mı bekliyordunuz?" "Bizzat benimle diyoloğa geçeceksin. Ayrıca nasıl bu kadar emin konuşuyorsun? Nerden biliyorsun erkek kardeşim ile kaçtığını?" "Kız kardeşimin telefon dökümanından biliyoruz. Sürekli Boran ile görüşmüş" dedi. Atahan sinirli soluklar bırakırken etrafına baktı. Yeğenlerini merdivenler de görünce "Çocukları odalarına çıkar Zehra" diye bağırdı. Zehra başını sallayıp çocuklarla yukarı çıkarken Serdar kaçamakta olsa Zehra'ya bakıyordu. Derin bir nefes almak istese de Atahan ağanın önünde bu biraz sıkardı. Az daha sabır dedi kendi kendine. Atahan ağa sert soluklar bırakıp yürümeye başlayınca herkes bir köşe de olacakları bekledi. Saatler sonra Herkesin bakışları araba sesleriyle kapıya dönmüştü. Atahan yeri yararak bahçeye giren araçlara yaklaştı. Boran arabadan inince gözleri avına odaklıydı. Ardından inen kadınla gözlerini kapatıp sinirle soludu. Gözlerini açar açmaz Boran'ın üzerine yürüyüp yüzüne yumruğunu geçirdi. "Sen bunu nasıl yaparsın lan? Hiç mi utanmadın çoluk çocuğundan, gözü yaşlı karından?" diye sordu sinirle. Sahra kocasının arkasına geçip elini omuzuna koydu. Atahan'ın siniri geçecek gibi değildi. Tekrar erkek kardeşinin üzerine yürürken bu sefer Zehra geçti önüne. " Yapma abi" dedi kız kardeşi üzüntüyle. Zehra artık bazı şeyleri tahmin etmeye başlamıştı ama abisinin yanlış bir şey yapmasını da istemiyordu. Zehra ile Atahan geri adım attı. Sinirle Boran'a baktı. "Yaren'i severek almadım biliyorsunuz ama Sevgiyi seviyorum" diyerek anlayış bekledi. Atahan bunu duyunca yeniden üzerine yürürken Sahra ve Zehra onu durdurdu. Baştan beri hiç konuşmayan Boran'ın karısı ayağa kalkıp kocasının önüne geldi. Hani diyorsun ya ben Yaren ile severek evlenmedim? Ben sanki seninle severek mi evlendim? Behiye hanım beni istemeye geldiği zaman ben annemden gizli kız arkadaşlarımla oyun oynuyordum. Lanet töreniz batsın ki, kızlar onu yapmaz, bunu yapmaz dedikleri için çocukluğu mu bile oynayarak geçiremedim. Annemin beni kolumdan kavrayıp sana görücü geldi dediği zaman o kadar korktum ki... Kendimi çocuk gibi hissediyordum, evliliği yürütemeyeceğimi biliyordum. Seni kına gecem de görüp, yakışıklı adam dedim, evliliği başarabilirim dedim. En fazla ne kadar zor olabilirdi ki? Benim Behiye anneme saygım da, sevgim de var. Ben zorlansam da onunla öğrendim evlilik hayatını. Bu konakta ağladım bu konakta güldüm. Seninle büyüdüm ben. Ama şimdi sen sen olarak kalacaksın, bende ben olarak kalacağım. Artık biz diye bir şey olmayacak Boran bey, Boran ağa! Yüzüme son kez çok iyi bak. Çünkü bu beni son görüşün olacak" dedi. Boran içinde hissettiği sızı ile "Sen ne diyorsun Yaren? Seninle boşanmayacağım, bunu aklına bile getirme" "Birazdan babamı arayıp beni almaya gelmesini isteyeceğim. Sen beni sahipsiz sandın değil mi? Avucunun içindeydim" Yaren sesli şekilde güldü. "Sen bugün burda Yaren'i senin için öldürdün Boran ağa. Artık isimlerimiz sadece boşanmaya çağrılırken yan yana anılacak" dedi kararlılıkla. "Bu asla olmayacak, benden boşanırsan çocuklarını göremezsin bir daha" dedi. "Sen fingirdeğinle orda burda sürterken o çocukların başında ben vardım ben. Hasta oldular onlarla uyudum. Okuldan çağırdılar gittim. Şimdi hangi güç benim çocuklarımı benden alabilir. Kan istiyorsan senden başlarım hiç sıkıntı" değil." diyerek kocasından bakışlarını çekti. "Sümeyye" diye bağırdı olanca gücüyle Önüne doğru koşan kıza bakıp "Çocukları uyandırmadan telefonu mu getir" dedi önünde ki hizmetkar kıza. Kız başını sallayıp merdivenleri çıkarken Boran karısına yaklaşıp kolunu kavradı. Yaren kolunu çekmeye çalışırken izin vermedi. Yaren bacak arasına tekmeyi geçirince iki büklüm yere diz çöktü. Kolunu acıyla çekerken Yaren'in telefonu gelmişti. Yaren bir kaç adım kenara çekilip telefonu eline aldı. İlk işi babasının numarasını çevirmek oldu. Saat gecenin 01:20 sini gösterirken babasını aradı. Babası namazında niyazında iyi bir adamdı. Aşireti de güçlüydü. Adamcağız uyurken telefonun sesiyle uyandı. Kızının numarasını görünce hayrolsun inşallah diyerek çağrıyı cevaplandırdı. "Hayırdır kızım, bir şey mi oldu?" "Beni bu konaktan al baba" dedi. Adamın kaşları çatıldı. "Kötü bir şey mi oldu?" Yaren yerde hala acıyla kıvranan kocasına bakıp "Boran üzerime kadın getirdi baba, eğer gelip beni almazsanız kendimi öldüreceğim" dedi. Ses tonunda asla taviz yoktu. "Seni bekliyor olacağım baba" diyerek telefonu kapattı. Boran zorla da olsa ayağa kalkıp sinirle soludu. "Bir şey söylesene abi!" "Onu kadın kız peşinde gezerken düşünecektin. Yaren'in kararına saygı duyacağım, boşanmak isterse boşanabilir. Bundan sonra Atahan kuralları geçerli olacak bu konakta. Kaç hayatı yıktın ama karın giderken bir şey söyle oldu. Tek söyleyeceğim Yaren bacımın arkasındayım" dedi. "Annem izin vermez" dedi Boran. Behiye hanım odasına çekilmişti, bu kadar olayı kaldırabilecek güçte değildi. İlacını içip geri dönecekti. "Neye izin vermiyor muşum?" diyen kadınla bakışlar ona döndü. "Yaren beni boçayacakmış anne" dedi Boran destek bulmuş hissederek. "Bu doğru mu Yaren?" Yaren kaynanasının önüne giderek elini öpüp başına koydu. "Siz hepinizin başımın üzerinde yeriniz var ama onun artık bende hiç bir hakkı yok. Babam birazdan gelip beni alacak" dedi. Behiye hanım derin bir nefes alıp "Bu saatten sonra torun hasreti mi çektireceksin bana Yaren? " diye sordu. "Onlar senin torunların anne ne zaman istersen onları görebilirsin" "Sen benim gelinimsin, gitmene izin veremem" dedi kadın. "Üzgünüm anne" diyerek merdivenlere yöneldi Yaren. Telefonu çalınca hemen açtı. "Hazırlan bacım iki dakikaya oradayız" diyen abisi ile rahat bir nefes aldı. Sadece çocuklarını alıp gidecekti bu konaktan. Başka hiç bir şey istemiyordu. Serdar aile dramı izlemekten sıkılmıştı artık. O yüzden ön plana çıkıp bacısının yanına geçti. "Ee Atahan ağa bizim durum ne olacak?" diye sorunca "Kardeşini al ve evine dön. Yarın aşiret büyükleri ile ortak bir noktada karar veririz" dedi. Serdar bu konuşmadan hoşlanmasa da karşı gelecek cesareti kendinde bulamadığı için susup kız kardeşinin yanına gitti. "Gidelim Sevgi" dedi. Sevgi zaten Boran'a gıcık olduğu için bir süre onu görmek istemediği için ona hiç bakmadan önden çıkıp arabaya bindi. Serdar da şöför koltuğuna oturunca ikisi için yolculuk başladı. Giden ikilinin ardından rahat bir nefes aldı ev ahalisi. Kısa süre sonra da Yaren'in ailesi gelip Yaren'i almıştı. Boran karısının gitmesine izin vermese de Yaren'in ailesi kızını Boran'a bırakmadı. Yaren gittikten sonra konak kendi halinde kalmıştı. Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının bilincindeydi herkes...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD