Yazar'dan
"Hadi Dilan acele et" diyen Serdar bıkkın bir nefes vermişti. Bu kız süsüne püsüne düşkün, şımarık bir kızdı ona göre. Kendi elinde olsa bu kadar olmazdı ama annesi kızını şımartıyordu.
"Geldim abi" diyerek arabaya bindi Dilan. Araba hareket etmeye başlayınca
"Seni beklerken ağaç oldum"
"Abartma abi"
"Ne abartması kızım? Acelem var diyorum yine oyalanıyorsun"
Dilan sessiz kalmayı tercih etti. Çünkü abisi ile uğraşmak istemiyordu. Yolculuğun geri kalanı sessiz ama Serdar'ın homurtularıyla geçmişti. Üniversitenin önüne gelince Dilan hemen arabadan inip camdan abisine bakıp
"Beni getirdiğin için teşekkür ederim" diyerek arkasını döndü. Koşarak bir kızın önüne gidene kadar Serdar onu izledi. Kızla sarılıp geri çekilince Serdar kendini kızı izlerken buldu. Ne kadar saf bir güzelliği vardı. Acaba kimlerdendi? Serdar evli olsa da karısına sadık bir adam değildi. Gündelik ilişkiler yaşıyor hatta şirketten bir kaç kızı düzüyordu. Şimdiye kadar ikinci bir evlilik düşünmemişti, hala daha düşünmüyordu. Bakışları kızlar içeriye girene kadar masum yüzlü kızı süzdü. Şimdi acelesi olduğu için gitmek zorundaydı ama bu kızı Dilan'a soracaktı. Çok fazla ilgisini çekmişti.
Tarlaları kontrol etmek için arabasını sürdü. Kontrol sırasında bir kaç güzel kız görmüştü ama Dilan'ın yanında ki kızın yanından geçemezdi hiç biri. Bu kız neden bu kadar ilgisini çekmişti? Onu düşünmüştü gün boyu, her gördüğü kızı onunla kıyaslamıştı. Akşam ufak bir eğlence kulubüne uğrayıp biraz içtikten sonra bir kız seçip onunla güzel zaman geçirdikten sonra evine dönmüştü. Serdar ağa arzu dolu bir erkekti. Kadınlar onun için en iyi eğlence kaynağıydı.
***
Zehra abisinin sayesinde özel bir üniversite de okuyordu. Annesi katı bir kadın olduğu için ve eski kuşak olduğu için kızların okumasının gereksiz olduğunu düşünüyordu. Zehra'nın en büyük hayali ise okumaktı. Annesi ve abisinin arası bozuk olduğu için, abisi bir süreliğine evi terk etmişti. Şimdi okula gelirken annesinin zorbalıklarına maruz kalıyordu. Yine de vazgeçmeye niyeti yoktu. Sabah erken kalkıp kahvaltıya katılmış hemen ardından giyinip annesinden saklanarak bahçeye inmiş abisinin onun için ayarladığı korumasıyla konağın bahçesinden ayrılmıştı. Yol boyunca gözleri yolu takip etmişti.
Araba durunca derin bir nefes alıp, arabadan indi. Okula doğru yürürken aynı sınıfta olduğu Dilan'ı gözüyle aramaya başladı. Okulun ilk günleri tanışmış iyi arkadaş olmuşlardı. Okulun bahçesine girmeden kapıda Dilan'ı beklemeye başladı, çünkü Dilan önce gelmiş olsaydı o kendisini bekliyor olacaktı. Bir süre bekledikten sonra okula yaklaşan lüks bir araba görünce oraya baktı. Okuduğu okul özel olduğu için daha çok zengin kesimin geldiği bir okul olduğu için arabaların çoğu lükstü.
Dilan'ı getiren araba normalde farklı iken bugün başka bir araçtan inip ona el sallayınca Zehra da iç güdüsel olarak el salladı. Dilan'ın arkasından çıkan adamla eli durup hemen yan tarafına indi. Dilan Zehra'nın yanına gelirken, adam da onu takip ediyordu. Tahmini 30 a yakın bir adamdı.
"Günaydın canım, umarım çok bekletmedim" diyen Dilan ile Zehra gülümsedi.
"Bende yeni geldim" dedi. Dilan yanında ki adamı gösterip
"Abim yüzünden geç kaldım. Bu abim Serdar" diyince Zehra'nın bakışları adamı buldu. Serdar ona konsantre olmuş her yerini süzerken, Zehra rahatsız hissederek boğazını temizledi. Serdar kendine gelip elini uzattı. Zehra başını saygı anlamında hafif eğip
"Memnun oldum Serdar abi" dedi. Serdar abi kelimesine anında bozulsa da kendini toplayıp.
"Bende memnun oldum" dedi. Zehra arkadaşı Dilan'a dönerek
"Birazdan ders başlar, gidelim mi?" diye sorunca Dilan başını olumlu anlamda sallayıp abisine döndü.
"Sana iyi işler, bıraktığın için teşekkür ederim abi" dedi.
Serdar bakışlarını zorla Zehra dan ayırıp kız kardeşine döndü.
"Sana da iyi dersler ufaklık" Zehra'ya dönüp
"Sana da iyi dersler Zehra" dedi. Zehra saniyelik ona bakarak
"Teşekkür ederim Serdar abi" dedi. Serdar derin bir nefes alıp yanlarından ayrılınca Dilan Zehra'nın koluna girip
"Hadi gidelim bakalım inek öğrenci" dedi.
"Bu tek şansım Dilan hanım, bu okulu bitirmek zorundayım" diye sitemvari konuştu. Gerçekten öyleydi, yoksa annesi ona evlenmesi için baskı yapmaya başlamıştı. Henüz 18 yaşında kendini yeni gençliğe girmiş, hayatın tadını biraz çıkarmak istiyordu. Küçüktü henüz, kendini ev hanımı olarak düşünemiyordu. Annesi ona yeterince kaynanalık yapıyordu, yeni kaynanaya hiç ihtiyacı yoktu.
Bugün ful ders vardı o yüzden geç çıkacaktı. Tüm derslere girip çıktıktan sonra ayrılmaz ikilisi ile okulun bahçesine çıktı. Dilan ile yürürken Dilan'ın durması ile oda durdu. Şaşkınlıkla başını Dilan'a çevirip
"Bir şey mi oldu?" diye sordu.
"Abim gelmiş ona şaşırdım" diyince Zehra da onun baktığı yere baktı. Adamın gözleri en çok ondayken yine rahatsız hissetti. Yoksa yanlış mı anlıyordu? Daha önce ona yaklaşanlar olmuştu, yani birinin ondan hoşlanıp hoşlanmadığını anlayabiliyordu ama bu adamın bakışları gerçekten onu ürpertiyordu. Dilan abisine doğru yürürken umarım yanlış anlıyorumdur diye düşündü. Çünkü bildiği kadarıyla Dilan'ın bekar abisi yoktu. Yani bu bakışları masum karşılamayacaktı.
"Hayırdır abi? Sabah bırakıp, akşam alıyorsun?"
"Seni almaya gelemez miyim." diye sitemle sorunca Dilan onun tuhaf davrandığını düşündü. Çünkü abisi ilgili sevgili bir adam değildi ki...
"Yok gelebilirsin tabi ama şaşırdım ne bileyim"
"Hadi sizi bir şeyler içmeye götüreyim" dedi.
Dilan şaşırsa da Zehra'ya dönüp
"Sen ne dersin Zehra?"
Zehra derin bir nefes alıp
"Üzgünüm ama ailemden izin almadım, yani gelemem"
Dilan Zehra'nın ailesini bildiği için nezaketle karşıladı.
"Uzun sürmez Zehra lütfen bize katıl" diyen adama yine saniyelik bakıp bakışlarını arkada ki korumasına dikti. Rahat bir nefes aldıktan sonra
"Yengem hamile onun yanına uğramam gerek. Şöför bekliyor size katılamayacağım" diyerek hızla Dilan'a sarılıp
"Size iyi eğlenceler" diyerek şöföre doğru yürümeye başladı. İlk defa bu adamı görüyor olmasına rağmen ondan hiç hoşlanmamıştı. Adamın bakışları sanki onu arzular gibiydi. Zehra yaşına uygun minyon tipli bir kızdı. O yaşta bir adamın onu kardeşten öte görmemesi lazımdı. Hem evli, hemde arkadaşının abisiydi.
"Beni abimin evine götürür müsün?" diyerek şöförü yönlendirdi. Şöför arabayı kullanmaya başlayınca düşüncelerden arınmak için sessiz şekilde yolu takip etmeye başladı. Yolda gördüğü manav ile durup 3 4 çeşit meyve aldı. Yengesinin meyve sevdiğini biliyordu.
***
Serdar sert bir soluk bırakıp Dilan ile arabasına döndü. Kızın ondan çekinmesi onu huylandırmıştı. Zehra hakkında her şeyi öğrenmiş, bir sürü fotoğrafını çektirip özel bir kasa da saklıyordu. Zehra onu kabul edecek gibi durmuyordu ama o Zehra'yı kafasına bir kere koymuştu. İkinci evliliğini onunla yapmaya karar vermişti. Atahan ağanın kız kardeşi ile gönül eğlendirmek için cesareti yoktu. Gerçi kızın gönlü olsa yine onu yatağına alır hevesi geçene kadar kullanırdı ama, Zehra onunla daha ilk günden araya duvar değil sur örmüştü.
"Zehra'nın erkek arkadaşı var mı?" diye sorunca Dilan ona şaşkınlıkla baktı.
"Neden soruyorsun?" diye sordu kız huylanmıştı.
"Soruma cevap ver Dilan" diye sinirle konuştu. Onu takip ettiriyordu, yanında her hangi bir erkek görmemişti ama bu gönlünde birinin olup olmadığını göstermiyordu. Eğer varsa çocuğu uçurma konusunda kararlıydı. Zehra onun olmak zorundaydı başka çare yoktu.
"Bildiğim kadarıyla yok" dedi. Abisinin bazı hareketlerin den şüphe etmeye başlamıştı. Umarım düşündüğüm şey olmaz diye dua etti. Zaten yengesi mutlu bir kadın değildi, birde üzerine kuma gelirse kadın kahrından ölebilirdi. Abisinin iyi bir adam olmadığını biliyordu. Hele Zehra gibi bir kızın cehennemi olurdu. Zehra naif çok iyi bir kızdı. Abisi kafasına koyduğunu yapan biri olduğu için korkuyordu. Zehra'ya bakışları tuhaftı. Bu hayranlıktı, hatta takıntı gibi görünüyordu.
"Sen yine de sor ve öğren" diyen adamla Dilan sert bir soluk bıraktı.
"Neler oluyor abi?"
"Sana denileni yap Dilan. Eğer sevdiği varsa ismini cismini öğren bana bildir" Serdar'ın sesinde taviz yoktu.
Dilan'ın kalbi korkuyla hızlandı. Adam psikopata bağlamışa benziyordu. Ama Zehra için elinden geleni yapacağını biliyordu. Sırf abisinin zevki için, sadece onunla arkadaşlık kurduğu için bedel ödemek zorunda bırakmayacaktı arkadaşını. İnsan kendisi için neyi istemiyorsa, diğerleri içinde aynı şeyi istememeliydi. Sadece başını olumlu anlamda sallayıp sessiz kaldı. Kendini iyice huzursuz hissetmişti. Bu erkekler, özellikle ağa olan erkekler kadınları kendilerine birer mal gibi bakmasından bıkmıştı...