Bölüm 25: Yeni Sürü Evi

674 Words
Araba, sürü evine yaklaştığında Leon, giderek artan bir gerginliğin içindeydi. Lucy’nin kokusu hâlâ başını döndürüyor, içindeki kurdu bastırmak her saniye daha da zorlaşıyordu. Araba durur durmaz, Lucy’ye bir kez bile bakmadan kapıyı açtı ve hızla dışarı çıktı. Sessiz ama hızlı ve güçlü adımlarla sürü evine girdi, arkasında fırtınalar koparcasına. Lucy, Leon’un soğuk tavrını anlamlandıramıyor, kalbinin içinde büyüyen karmaşıklığı dindiremiyordu. Gözlerini onun ardından ayıramadan, Beta Gideon’un sesiyle irkildi. "Haydi, seni kalacağın yere götüreyim," dedi Gideon, yumuşak bir tonla. Lucy, istemsizce başını salladı ve arabanın kapısından çıktı. Betayı takip ederek büyük ve etkileyici bir binanın içine girdi. İçerisi geniş, yüksek tavanlı ve her detayı güç ve otorite hissi veren bir dekorasyona sahipti. Fakat nedense Lucy'e, bu yer soğuk ve uzak hissettiriyordu. Gideon, Lucy’yi yukarıdaki odalardan birine götürdü. Kapıyı açıp içeriyi gösterdiğinde, Lucy büyük ama sade döşenmiş bir oda gördü. Birkaç pencere, köşede bir yatak ve bir sandalye vardı. Odaya girerken, Gideon kapıya dönüp ciddi bir şekilde başını eğdi. "Burada güvende olacaksın," dedi. Ardından kapının iki yanında nöbet tutmak üzere iki kurt görevlendirdi. "Kimseye izin vermeyin," diye uyardı. Görevliler, betanın emrini başlarıyla onayladılar. Lucy, kapı kapanır kapanmaz yatağa oturdu. Kafasında sürekli dönen düşüncelerle bir türlü sakinleşemiyordu. Bu yere ait olmadığını hissediyor, neden burada olduğunu sorguluyordu. İçindeki korku, Leon’un soğuk tavrı ve gördüğü rüyanın etkisiyle birleşip onu daha da karmaşık hissettiriyordu. Saatler geçmişti ve Lucy, odanın penceresinden dışarıdaki harika manzarayı izleyerek düşüncelere dalmıştı. Koridordan hafif bir ses duydu ve irkilerek başını çevirdi. Kapının kilidi açılmıştı. Nöbetçilerden biri içeri girdi, diğerinin ise sigara içmek için oradan uzaklaştığını gördü. İçeri giren adam, Lucy’ye yaklaşırken yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. "Merak etme tatlım, seni rahat ettirmek için buradayım," dedi, sesi alaycı ve ürkütücüydü. Lucy geri çekildi, ama odadaki alan kısıtlıydı. Sırtı duvara değdiğinde durmak zorunda kaldı. Adam ona yaklaştıkça korkusu arttı. "Benden uzak dur!" diye bağırmaya çalıştı, ama adam bir çırpıda ağzını kapadı. Lucy çırpınıyordu, ama adam ondan daha güçlüydü. Elleri, Lucy’nin ince bedenini sıkıca tutuyordu. Kurt formuna geçmek için içindeki gücü çağırmaya çalıştı, ama bir türlü başaramıyordu. Adam onu zorla öpüyor, dokunuyor ve Lucy’nin çaresizliği hızla büyüyordu. Tam o anda, dışarıdan gelen bir kükreme sesi her şeyi durdurdu. Adam irkilip geri çekilmek üzereyken kapı kırılarak açıldı ve Alfa Leon içeri girdi. Gözleri öfkeyle parlıyordu, vücudu nefes alıp verdikçe titriyordu. "Bırak o kızı!" diye kükredi Leon, sesi bir deprem gibi yankılandı. Adam ona itaat edip korkuyla geri çekilmek istedi, ama artık çok geçti. Leon bir kaç adımda adamın yanına ulaşıp adamı boğazından tutarak havaya kaldırdı. Ardından onu duvara doğru fırlattı. Adam, duvarı parçalayarak yere düştü ve acı içinde inledi. Leon'un gözleri ateş gibi parlıyordu. Öfkesi neredeyse elle tutulur bir enerji gibiydi. "Bu yaptığının cezasını çekeceksin," diye hırladı. O sırada koridordan koşarak gelen sürü üyeleri içeri doluştu. Gideon, sahneyi görür görmez durumun ciddiyetini kavradı. Leon pençelerini adama geçmek üzereyken araya girdi. "Alfa, yeter!" dedi sakin ama otoriter bir tonla. Leon’un dişleri sıkılmıştı, hırlamaları azalmıyor, içindeki öfke yatışmıyordu. Ancak Gideon’un müdahalesi, saldırısını bir anlık duraksamaya itti. Adam, yaralı bir şekilde Leon’un pençelerinden kurtulup yere yığıldı. Gideon hemen onu dışarı çıkarmaları için emir verdi. Leon, derin derin nefes alarak kendini zorlukla geri çekti. Kontrolünü bir nebze geri kazanmıştı. Elleri titriyordu, ama yüzündeki kararlılık değişmemişti. Lucy, bir köşede titreyerek olanları izliyordu. Leon bir anda ona döndü, bakışlarındaki karanlık hala kaybolmamıştı. Hiçbir şey söylemeden birkaç adımda Lucy’nin yanına geldi ve onu kolayca omzuna attı. "Ne yapıyorsun?" diye bağırdı Lucy, ama Leon hiç cevap vermedi. Leon, Lucy’yi omzuna atarak koridordan geçti ve kendi odasına girdi. Lucy’yi geniş yatağının üzerine bıraktı, ardından odadan çıkarak kapıyı kilitledi. Yüzünde hâlâ sert bir ifade vardı. "Bu odaya benim iznim olmadan girenin cezası ölümdür," dedi, sesi soğuk ve emrediciydi. "En ufak bir itaatsizliği kabul etmem." Adamları onu anladıklarını belirterek kafalarını salladı. Alfa Leon öfkeli bir şekilde sürü evinden çıktı ve hızla kurt formuna dönüşüp koşmaya başladı. Öfkesi dinene kadar deli koşmaya devam etti. Lucy, ise olanları anlamaya çalışarak etrafına bakıyordu. Bu adamın kendisini korumak için yaptığı şeylerden etkileniyor, ama aynı zamanda onun öfkesinden korkuyordu. Leon’un öfkesi, kararlılığı ve onu korumak için gösterdiği bu vahşi sahiplenme, derinde bir yerlerde onu gerçekten çok etkiliyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD