Bölüm 50:Sabır ve Seçim

694 Words
Şifacı, Lucy’nin odasından çıkıp, sürü evinin alt katındaki Alfa Leon’un çalışma odasına doğru ilerledi. Geniş kapının önüne geldiğinde içeriden gelen derin bir iç çekiş duydu. Leon'un zihninin karmaşa içinde olduğu belliydi. Kapıyı yavaşça çaldı ve içeri girdi. Alfa Leon odanın ortasında, geniş ahşap masasının başında ayakta duruyordu. Gözleri hemen şifacıya odaklandı ve yüzüne sabırsız bir ifade yayıldı. “Lucy uyandı mı? İyi mi?” diye sordu Leon, sesinde hem endişe hem de umut vardı. Sifacı kapıyı kapatarak ağır adımlarla ilerledi ve Leon’un karşısına geçti. Gözleri kararlı bir şekilde Alfa’ya bakarken, sesini sakin ve ağırbaşlı bir tonda tuttu. “Evet, yavaş yavaş kendine geliyor. Ama konuşmamız gereken önemli bir konu var.” Leon’un kaşları hafifçe çatıldı. “Nedir?” dedi, sesi daha ciddi bir hal aldı. Sifacı bir süre sessiz kaldı, sanki söyleyeceklerini dikkatle tartıyordu. Sonunda konuşmaya başladığında, sözleri açık ve netti. “Onu işaretlemek için acele etmemelisin.” Leon, bu beklenmedik öneri karşısında şaşkına döndü. “Neden?” diye sordu, sesi hem şaşkın hem de biraz kızgındı. “Onu korumak benim görevim. İşaretlenmiş olması onun güvende olmasını sağlar. Bu doğal bir süreç.” Sifacı başını salladı, sabırlı bir şekilde açıklamaya devam etti. “Leon, Lucy’nin durumunu normal kurtlardan çok daha karmaşık. Olanların hiçbirini hatırlamıyor. Kurdu onun adına bir seçim yaptı, ama Lucy’nin bu seçimi anlaması ve kabul etmesi zaman alacak. Eğer acele edersen, bu sadece onu üzer ve aranızdaki bağı zayıflatır.” Leon kaşlarını daha da çattı, gözleri sertleşmişti. “Ama o beni işaretledi.” Şifacı derin bir nefes aldı. “Evet, işaretledi. Ama Lucy’nin bunu gerçekten anlaması ve kabul etmesi gerekiyor. Şu an kafası karışık ve yorgun. Bu bağın ne anlama geldiğini öğrenmesi, onun için üzerinde baskı olmayan bir süreç olmalı..” Leon bir süre sessiz kaldı. İçinde hem Lucy’ye olan bağlılığı hem de onunla ilgili hissettiği sorumluluk karmaşık bir şekilde yankılanıyordu. Şifacının sözleri mantıklıydı, ama içindeki kurt bu sabrı göstermek istemiyordu. “Zaman mı diyorsun?” diye mırıldandı sonunda, sesi derin bir iç çekişle birlikte titredi. Sifacı başını salladı. “Evet, Alfam. Eğer Lucy’ye ihtiyacı olan zamanı verirseniz, bu aranızdaki bağın daha sağlam ve derin olmasını sağlayacaktır. Ama acele ederseniz, bu onu korkutabilir ve aranızdaki bağı zayıflatabilir.” Leon, şifacının sözlerini tartarken, ağır adımlarla odanın içinde yürümeye başladı. Elleri arkasında birleştirmiştirdi ve yüzünde derin bir düşünce ifadesi vardı. “Onun yanında olmak istiyorum,” dedi sonunda. “Onu korumak istiyorum. Ama aynı zamanda onu korkutmak ya da baskı yapmak istemiyorum.” Şifacı, Leon’un bu dürüst itirafını duyduğunda yumuşak bir şekilde gülümsedi. “Ona zaman tanı,” dedi. “Lucy güçlü bir genç kadın, ama yaşadıkları onun için kolay olmadı. Tanrıça’nın bu bağa neden izin verdiğini öğrenmesi gerekiyor. Ve bu süreçte senin sabırlı ve anlayışlı olman çok önemli.” Leon başını salladı, ama yüzündeki gerginlik hâlâ geçmemişti. “Peki ya bu süreçteki diğer tehlikeler?” diye sordu. “Alex hâlâ dışarıda ve bir şeyler planladığından eminim.” Sifacı sakin bir şekilde Leon’a baktı. “Onu koruyacaksın, Alfa ben de bundan eminim. Sen ve bu sürü onun arkasında durduğu sürece Lucy güvende olacak. Ama unutma, onu sadece fiziksel olarak koruman değil, onun ruhunu ve özgüvenini de koruman gerekiyor.” Leon derin bir nefes aldı ve başını hafifçe eğdi. “Haklısın,” dedi. “Ama kolay olmayacak.” Şifacı, Alfa’nın dürüstlüğüne ve Lucy’ye olan sevgisine hayranlıkla baktı. “Kolay olmayacak, ama buna değer,” dedi. Leon, şifacının bu sözleriyle biraz rahatladı. Omuzlarındaki yük hâlâ ağırdı, ama Lucy’ye olan sevgisi ve ona zarar vermeme isteği, bu sabrı göstermesine yardımcı olacaktı. “Peki,” dedi sonunda. “Zaman tanıyacağım. Ama onun her zaman güvende olduğundan emin olmalıyım.” Şifacı başını salladı ve hafifçe gülümsedi. “Bu, iyi bir başlangıç,” dedi. Leon derin bir nefes aldı ve masasına yaslandı. Gözleri, odanın loş ışığında uzak bir noktaya odaklanmıştı. Zihni hâlâ Lucy’ye dönüktü, ama artık daha net bir yol haritası vardı. Şifacı sessizce odadan çıktı. Leon yalnız kaldığında, kendi kendine mırıldandı, “Sana zaman tanıyacağım, Lucy. Sen benim için her şeyden daha değerlisin.” Bu kararlılıkla, Leon odanın derinliklerine baktı ve Lucy’nin yüzü bir kez daha zihninde canlandı. Tanrıça’nın bir lütfu gibi görünen bu bağ, onun için bir sınavdı. Ama Leon, bu sınavı geçmek için elinden geleni yapmaya hazırdı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD