"Orospu! Hemen yatağımdan kalk!" diye bağırdı Sahra, Timur'un homurdanmasına ve ona doğru hücum etmesine neden oldu. Onu duvara çarptı ve elini boğazına dolayarak onu boğmaya başladı. "Ona kimse hakaret edemez " Sesi küçümsemeyle kalınlaşmıştı, yüzü maviye dönmüştü. Ondan ne kadar nefret etsem de, onu öldüremezdi. En azından şimdilik. Yataktan fırladım ve ona doğru koştum. Elimi koluna koydum ve onu çekiştirdim. "Bırakın gitsin, değmez." Onu serbest bırakırken boğuk bir nefes verdi. Nefes almak için yere düştü. Koridorda koşan birden fazla ayak sesi duydum, herkesin çığlıklarını duyduğunu biliyordum. Yani eminim ki kilometrelerce öteden duyulabiliyorlardı. Türker kapının çerçevesinden içeri dalmadan önce Sahra’yı Timur’un elinden çekip aldım. "Burada neler oluyor?!" Gözleri yerde nef

