İyi Okumalar...
'Lütfen yardım et' genç kız daha fazla dayanamayıp gözlerini kapatmıştı.
Genç adam kollarına düşen hafif bedenle şaşırmıştı. Kendine geldiğinde kucağında duran bu kızı dizine yatırdığında tek eli ile de kızın yüzüne gelen saçı çekmişti. Genç adam kızın yüzüne baktığında bu bugün gördüğü mavi gözlerin sahibi olduğunu anlamıştı. Onu tek farklı kılan gözlerinin kapalı olmasıydı. Genç adam kızı kucağına aldığında eline değen sıcak sıvıyla kızın yaralı olduğunu anlamıştı. Sokağın sonunda bulunan arabasının yanına hızlı ve seri adımlarla ilerlediğinde arka kapıyı açıp kızı yatırmıştı. Kızın üstünde ki deri montu çıkarıp içine giydiği sporcu atleti biraz yukarı çektiğinde kızın karnında ki morlukları görmüştü. Kızın sırtına baktığında ise kemer izleri duruyordu. Genç adam kaşlarını çatmıştı bu şerefsizliği kim yapabilirdi ki. Kızın yüzüne tekrar baktığında bugün ağlamaktan kızarmış mavi gözler aklına gelmişti. Adam içinden 'Seni kim bu hale getirdiyse onu öldürücem' diye geçirmişti.
Adam sürücü koltuğuna geçtiğinde kendi evine sürmeye başlamıştı. Bir süre sonra evine geldiğinde hemen arabasından inip kızı kucağına almıştı. Evinde çalışan kız kapıyı açtığında hemen üst kata çıkıp kendi odasına gelmişti. Kucağında ki kızı yatağa yatırdığında yüz üstü çevirmişti. Kızın sırtını açtığında aşağıda ki çalışanlarına
'Ilık su getirin' diye bağırmıştı. Kendiside odasında bulunan banyodan pansuman için ilk yardım çantasını almıştı. Odaya geri girdiğinde ilk yardım çantasından lazım olanları yanına aldı. Kapının tıklatılıp içeri giren hizmetçi ılık suyu kenara koyup dışarı çıkmıştı. Adam elinde duran pamuğu ıslatıp kızın sırtında ki kurumuş kan lekelerini sildi. Sonra ise getirdiği kremle yaralarına sürdü sargı beziyle yaralarını sardığında karnında ki morluklara da krem sürmeyi unutmamıştı. Kızın üstünü örtüp ayağa kalktığında odanın ışığını kapatıp aşağı inmişti. Tek ailesi olan kız kardeşi baş parmağı ağızında bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Anlaşılan merak ediyordu ama abisinin korkusuna yukarıda çıkamıyordu.
'Neyi merak ediyosun Mira' abisinin sesiyle yerinde sıçrayan Mira kaşlarını çatıp Aras'a bakmıştı.
'Öyle sessis gelinir mi be manyak adam. Ödüm bokuma karıştı. Ayrıca o kız kim' diyen Mira'yla Aras bıkkınlıkla oflamıştı. Kardeşi her ne kadar korksada asiliğini yine göstermişti.
'Zor durumdaydı bende yardım ettim' diyen abisine şaşkın bakışlar atan Mira serçe parmağını abisini kaldırıp
'Hadi canım sen ve birine yardım etmek güldürme beni' dediğinde alaycı bir kahkaha yükselmişti dudaklarından Aras kaşlarını çatmış Mira'ya bakarken
'Ben niye sana açıklama yapıyorum ki' diyen Aras'la Mira bu tepkiyi beklediğinden
'İyi bende ondan öğrenirim her şeyi' dediğinde yukarı çıkmıştı. Aras'ta onla birlikte yukarı çıkmıştı.
Mira odaya girdiğinde yerde duran kanlı pamuklara bakıp yatakta yatan kıza baktığında belinin sarılı olduğunu görmüştü. İçinin acıdığını hissedip abisine döndüğünde
'Ona ne oldu abi' dediğinde gözünden bir damla yaş düşmüştü. Mira ne kadar asi olsa da bir o kadar da duygusaldı.
'Shhh hemen ağlama sulu göz ben de bilmiyorum uyandığında ona sorup öğrenelim tamam mı' dediğinde kardeşi başını sallamıştı.
'Anne' bu mırıldanma sesiyle
'Abi uyanıyor' diye cıvıldamıştı Mira. Hemen yatağın kenarına oturduğunda yavaş yavaş gözlerini açan kızın gözlerine hayranlıkla bakmıştı. Bir kişinin ağlamaktan şişmiş gözleri bile bu kadar güzel olabilir miydi.
Bade karşısında gördüğü bu yeşil gözlü kızla şaşırmıştı.
'Ben nerdeyim' dediğinde
'Boşver onu yaraların acıyor mu gerçi abim krem sürüp sarmış ama' diyen Mira ile Bade'nin yaşadıkları aklına geldiğinde gözlerinde yaşlar akmaya başlamıştı.
'Heyy noldu birden' diyen Mira ile Bade yatakta oturur pozisyonuna geçmişti. Göz yaşlarını silip kapıya baktığında onları izleyen bir çift kahverengi gözlerle karşılaşmıştı. Bu o gün hem yanlışlıkla çarptığı hem de kuzgun diye hitap edilen Aras Karayel'di.
'Şey herşey için teşekkür ederim ama ben artık gitsem iyi olucak' diyen Bade ile Aras kaşlarını çatmıştı.
'Hiçbir yere gitmiyorsun. Önce aşağı inip yemek yiyoruz sonra ise sen bize her şeyi anlatıyorsun' diyen Aras'ın sesi otoriter çıkmıştı.
'Ama...' sözünü kesen Aras 'ın
'İtiraz istemiyorum'
'Peki' diye mırıldanan Bade ile Mira'nın
'Hadi gel sana benim kıyafetlerinden vereyim.’ Bade başıyla onayladığında yavaş adımlarla ayağa kalkmıştı. Bu odanın karşısında ki odaya girdiklerinde Mira bişey hatırlamış olucak ki birden arkasını dönüp Bade'ye baktı.
'Ben Mira. Oda abim Aras. Kendisi tam bir öküzdür aldırma.' diyen Mira ile Bade kıkırdamıştı.
'Bende Bade. '
'Peki kaç yaşındasın Bade. '
'20 sen'
'Aynı yaştayız. Ay sonunda bir arkadaşım oldu' deyip sarılan Mira ile Bade sırtında ki yaralar kendini hissettirmişti. Ağızından küçük bir inilti çıktığında Mira hemen ondan ayrılıp
'Ayy Bade çok özürdilerim. Unuttum ben onu' dediğinde Bade gülümseyip
'Önemli değil.' dediğinde Mira pişman bir şekilde odanın içinde tekrar bir kapı açtığında burasının giysi odası olduğunu anlamak çok ta zor değildi. Her yer renk renk elbiselerle doluydu. Mira Bade'nin rahat etmesi için bir eşofman ve tişört verdiğinde Bade'ye bakıp
'Sen bunları giy gel. Ben aşağıdayım'
'Tamam' diyen Bade ile Mira aşağı indiğinde Bade hızlı bir şekilde üstünü değiştirip aynanın karşısına geçmişti. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Üvey babası yüzüne vurmadığı için yüzünde birşey yoktu. At kuyruğu yaptığı saçından önüne bir kaç tutam düşmüştü. Önünde ki saçları kulağının arkasına sıkıştırmıştı.
Bade merdivenlerden indiğinde yemek masasında oturan Mira ve Aras 'ı görebiliyordu. Onların yanına gidip Mira'nın karşısına oturmuştu. Herkez yemeğe başladığında Bade'de önünde bulunan tabakla oynuyordu. Bu sessizlik sinir bozucuydu. Bade sessiz ortamlardan nefret ederdi. Daha fazla dayamayacağını anladığında
'Benimle ne konuşucaksınız' deyip Aras'a baktığında Aras elinde ki çatalı kenara bırakıp
'Seni bu hale kimin getirdiğinde başlayabiliriz istersen. Ya da sen istediğin yerden başla' Bade bu soruyu zaten bekliyordu. Ama gerçekleri nasıl anlatıcaktı bilmiyordu.
'Şunu da söyleyim sen ne kadar yalan söylersen söyle gerçeği elbette öğreneceğim. Sadece biraz geç olur' dediğinde Bade yutkundu.
'Üvey babam yaptı.' dediğinde genç adamın elini yumruk şekli almıştı. Genç kız ayağa kalktığında
'Gerçekleride öğrendiğinize göre ben artık gitsem iyi olucak. Size de herşey...' Bade'nin sözünü kesen Aras'ın
'Hiçbir yere gitmiyorsun bundan sonra bizimle yaşıycaksın'
'Na...Nasıl yani'
'Bundan sonra bizim yanımızda yaşıycaksın.' Bade duraksamıştı bu adam neler diyordu böyle.
'Ben eve gitsem iyi olucak'
'Sana bundan sonra bizimle yaşıycağını söyledim. Bunun neresinden anlamadın' adamın bağırarak söylediği bu sözlerden
'Bana emir veremezsiniz.'
'Ahmet' diye bağıran adamla kendisini eve göndereceğini düşünmüştü ama adam yine kızı şaşırmıştı.
'Üst katta ki boş odaya kitleyin.' bana dönüp baktığında
'Ne zaman burda yaşadığını kabul edersen o zaman o oda da kitli kalmaktan kurtulursun.' dediğinde göz yasları akmaya başlamıştı.
'Abii' diyen Mira'yla Aras
'Sen sus Mira.' diye bağırmıştı. Ahmet denilen adam gelip kolundan tutup yukarı çıkartmaya başlamıştı. Bade'nin karşı koyucak gücü bile yoktu artık. Bir odaya getirdiğinde içeri itip kapıyı kitlemişti adam. Bade yavaşca yere düştüğünde ağlamaya başlamıştı. Kapalı alan korkusu vardı ve bu ağlamasıyla birlikte nefes almasını daha da zorlaştırıyordu. Duvarlar üstüne üstüne gelmeye başladığını hissetiğinde titremeye de başlamıştı. ve her an kendini bayılacakmış gibi hissediyordu. Duvarlar daha çok üstüme yaklaştığında çığlık atmıştı. Ellerini başının yanına koyup ileri geri gitmeye başladığında kapı büyük bir gürültüyle açılmıştı. Odaya giren Aras Bade'nin o halini gördükten sonra kucağına alıp dışarı çıkarmıştı.
Soğuk havanın tenine çarpmasıyla kendilene gelen genç kız toprak ana bilmişti sonunda.
'Ahh be güzelim korkuttun beni' duyduğu bu sesin sahibiyle vücuduna bir güven duygusu yayıldığını hissetmişti. Kendine gelmeye başladığında ayağa kalkmıştı.
'Kapalı alan fobim var. Bunun için böyle oldum özür dilerim' diyen Bade ile Aras kızı kendine çekip sarılmıştı. Bu kıza farklı duygular hissettiğini biliyordu. İki ay önce mezarlıkta nasıl ağladığını ve neler yaşadığını biliyordu sadece onu alması biraz geç olmuştu. Ama kızın dün akşam kendisinden yardım istemesi herşeyi değiştirmişti. Aras kızın dün akşam ki halini hatırladığında o adama hiç uygulamadığı farklı işkenceleri uygulayacaktı. Şuan sarılmış olduğu kediciğin kokusunu içine çekip bırakmıştı. Arka bahçeye geçip oturduğunda soğuk havanın bedenine işlemesine rağmen bütün yaşadıkları aklına gelmişti. Aptal adamı onu araştırırken kapalı alan fobisi olduğunu yazmamıştı. Eğer yazsaydı bu da herşey gibi adamın aklında olurdu. Genç adam tekrar içeri girdiğinde sevdiği kızın ve kız kardeşinin gülerek birbirlerine bir şey anlattığını görmüştü. Bu onun gülümsemesine yardım etmişti. Genç adam ne yaşanırsa yaşansın artık mutluydu. Sevdiği kadın ve canından çok sevdiği kız kardeşi yanındaydı.
Genç kız adamın ona sarılmasına şaşırmıştı. Üstelik genç adam kendisene güzelim demişti. Bade tüm bu düşünceleri kafasından atıp içeri geçmişti. Televizyon karşısında izlediği magazindeki yakışıklı çocuklara iltifat eden Mira ile gülümseyip yanına oturdu.
'Bence de Dylan O' brien çok yakışıklı' dediğinde Mira gülümseyip Bade'ye döndü.
'Bende öyle düşünüyorum ama abim ben o adamdan daha yakışıklıyım' dedi. Bade içinde adam haklı söylemiş diye geçirdi. 1.90 boyu ve iri bir bedeni vardı. Kasları giydiği tişörtten bile belli oluyordu. Kahverengi gözleri başkaları için önemsiz gibi görünebilirdi ama o kahverengi gözler farklıydı.
'Hala diyorum ben bu adamdan daha yakışıklıyım' arkalarından gelen sesle iki genç kızda karşılarında kaşlarını çatmış bir adamla karşılaştılar. Mira kıkırdayıp Bade'ye göz kırptığında Bade durumu anlamış olucak ki başıyla onaylamıştı.
'Hiçte bile abi Dylan daha yakışıklı'
'Bence de adamın gülüşü bile tatlı.' .
Savaş bu duruma daha çok kaşlarını çatmıştı. Demek sevdiğü kadın o meymenetsiz adamın gülüşünü bile beğeniyordu öyle mi.
Mira abisini daha fazla sinirlendirmemek için gidip sarıldı.
'Abicim tabi ki sen daha yakışıklısın.' dediğinde Bade gülümsemişti. Aras ise o mavi gözlerin sahibinden de bir söz beklemişti ama gözler hiçbir şey dememişti.
Mira abisine baktığında Bade'ye aşkla bakan gözlerini görmüştü. Bunun içinde aklından geçen fikri hemen uygulamaya başlamıştı.
'Bade sence de abim daha yakışıklı değil mi?' Bade beklemediği bu soru karşısında şaşırmıştı. Üstelik ne diyeceğini de bilmiyordu. Karşısında duran bu genç adamın daha yakışıklı olduğunu biliyordu ama bunu onun yüzüne karşı söylemek utanç vericiydi. Genç kızı bu durumdan genç adamın çalan telefonu kurtarmıştı. Adamın bir süre telefonla konuşmasından ise genç kızın dikkattini çektiği yer sadece
'O adamın cezasını ben değil Bade verecek'