Gölgeler Arasında Zafer, Kerem'in ağzında pas gibi bir tat bırakmıştı. Sibel eve dönmüştü, evet, ama getirdiği şey, fiziksel bir varlıktan çok daha fazlasıydı. Onunla aynı havayı solumak, aynı çatının altında uyumak, bir hayaletle yaşamak gibiydi. Ev, Sibel'in dönüşüyle daha da soğumuş, daha da sessizleşmişti. Aralarındaki her türlü sıcaklığın, samimiyetin, hatta kavganın bile yerini, telleri gerilmiş, donmuş bir sessizlik almıştı. Sibel, sözleşmesine sadıktı. Gündüzleri, mükemmel iş kadını rolünü oynuyor, Kerem'in sosyal etkinliklerine katılıyor, gerekli yerlerde gülümsemeyi beceriyordu. Ama o gülümseme asla gözlerine ulaşmıyordu. Gözleri, buzul mavisi, donuk ve erişilmez iki göldü. Akşamları eve gelir gelmez, mücevherlerini ve rolünü bir kenara bırakır, yukarı çıkar, yatak odalarının y

