LEYLA Hem gergin hem de sinirden delirmek üzere olan bir cenaze gibiydim. Pars'ın odasından bir hışımla çıktıktan sonra kendimi odaya attım. Hiç durmadan üzerimi soyunup soluğu banyoda aldım. Seks mi? Sadece seks mi? Bunu yüzüme bakarak söylemeye nasıl cesaret ederdi? Suyu açtım ve küvetin içine oturdum. Piç kurusu! Egosit, kendini beğenmiş puşt! Bu sefer sinirimin tepeme çabuk çıkmasının sebebi boyum falan değildi. Düpedüz Pars'ın kendisiydi. Hata bendeydi. O kadar zaman sonra bir adım attığında, fikrini değiştireceğini düşünmek benim salaklığımdı. Dışarıda bir gürültü koptu. Bir alacaklı gibi kapıyı yumrukluyordu. Sanki alacak verecek kalmış gibi! Kendimi küvetin içine gömdüm. Kapı kilitli olduğu için içeriye giremediğinden eminim kuduruyordu. Bir şey devrildi. Küvete

