ELZEM
Bir anda, hiçbir uyarı vermeden beni kendine çekti. Öylesine hızlı hareket etti ki, dudaklarıma yapışmadan önce nefes alacak vaktim bile olmadı.
Dünyam milyonlarca parçaya ayrıldı.
Dudakları sert ve kararlıydı. İçinde öyle yakıcı bir duygu deryası vardı ki dizlerimin bağı çözüldü. Tepki vermeyi bile unuttum bir an, sonra içgüdüsel olarak ellerim boynuna dolandı.
İlk kez öpüşmüyordum ama bu hiçbirine benzemiyordu. Hem de bir arabanın içinde!
Karnımın içinde havai fişekler patlıyordu.
Tatlı, yumuşak, beklentisiz dokunuşlarla uzaktan yakından alakası olmayan sabırsız, çılgınca ve baştan çıkarıcıydı.
Kalbimin içinde dört nala koşturan atlar tepişiyordu sanki… Kelebek olması gerekmkyor muydu? Yoksa onlar midemde mi olmalıydı?
Arabanın içindeki sıcaklık camları patlatacak bir ısı
