PARS “Ver şu telefonu,” dedim doğrulmaya çalışarak. Sarp tereddütlü bir ifadeyle beni süzdü. Serumun iğnesini söküp attım ve yatakta doğrulmaya çalıştım. O sırada içeriye doktor girdi. Yataktan çıkmama izin vermeden “kalkmayın,” diye uyardı. İlk andaki çaresizlik ve kaybolmuşluk hissi yerini çok hızlı bir şekilde öfkeye bırakmıştı. Duracak zaman değildi. Koca mekanı patlatan bir herifin elindeydi Leyla. “İyiyim ben!” “Kolunuzda ikinci derece bir yanık, kaşınızda beş dikişli derin bir kesik ve karburgalarınızda çatlak var. Kıvılcımların derinize yapıştığı yanıkları saymıyorum bile. Ayrıca beyin sarsıntısı geçirdiniz!” “Yani?” dedim yataktan çıkarken. “Hepsi hızlı ve özverili tedaviniz sayesinde ilk yardımı almış görünüyor. Ben iyiyim.” “İyi olduğunuzu düşünüyorsunuz. Her an yığılıp

