Kapana Kısılmak...

1516 Words
Massimo Moretti Ah bir kadın beni bu hale nasıl getirir gerçekten kendime inanamıyorum ama o kız.. Poleessa.. Şiir gibi bir kadın. Zarafet, güzellik hepsi onda toplanmış gibi ve benim elimde ona ait tek bir şey var.. Sesi... Çok kısa duyabildiğim o muazzam ses tonu. Aksan yok, şive yok üslubu harika ve tonlaması inanılmaz.. O gün Kor onu aldıktan sonra adeta tüm şehri ablukaya aldım. Ne bu şehirden ne de bu ülkeden çıkışına rıza gösterebilirim. Henüz beni tanımıyor, tanıdığında hem gücümün hem ona olan hayranlığımın nimetlerinden istediği kadar yararlanabilir.. Şehir dışına çıkmadığından emindim her noktada adamlarım var legal ya da illegal fark etmez. Yurtdışına çıkış için konsoloslukta sürekli adamlarım vardı, velevki orada atlattı bu defa da havaalanına adam koydum. Tabi Dizdar'dan o kızın gerçek halinin resmini almasam mümkün değildi aramam ama o sade, makyajsız saf halini görünce yeniden kalbimden vuruldum sanki. Bambaşka bir güzellik.. Tüm şehri alarma geçirmem neticesine de bir hafta sonra kulağıma bir haber geldi. Küçük ama kaliteli bir restoranda yeni bir ürün servis edilmeye başlanmış, Türk kahvesi.. Ben biliyorum Türkiye'de sık sık içtim çok da severim ama buraya yabancı. Buradakiler daha çok espresso, kapuçino vesaire tercih eder tabi Türk kahvesini tadana kadar.. Peki sizce bu kadarı tesadüf olabilir mi? Olabilirdi, tesadüflere inanmayan insanlardan değilim ama bunu ispat etmemin de tek bir yolu vardı yerinde görmek.. Dizdar'ın bana niye yardım ettiğini bilmiyorum ama kız yutdışına çıkamaz pasaportu kimliği bende dahası konsoloslukta adamlarım var oraya gitmedi kaçak gitmesi için de parası yok muhtemelen bu şehirde çalışıyor dedi. Özel bir davet organize ettim ve mekana gittim. Her şey şahane başladı önce verilen soğuk içeçek enfesti tek kelimeyle.. Yemekler iyiydi.. Daha iyilerini yemişliğim var ama üstüne gelen kahve muazzamdı. Közde pişirilmiş belli. Benim takibim Dizdar'ın söyledikle derken adım adım yaklaştığımı hissediyorum. Benimle gelenler kahvenin keyfini sürerken mutfak tarafına ilerledim. Buralarda en sevdiğim şey müşteriler mutfağa bakmak isterse geçip bakabilir, hijyen mijyen olayları.. Sonra o sesi duydum, oydu işte.. Şimalmiş adı.. Kuzey demek Türkçe'de. Benim Şimal yıldızım olabilir kesinlikle ama onu ürkütmek istemiyorum, buradan zorla alıp götürmek benim içim mesele bile değil ama böylesi işime gelmez. Beni seçsin istiyorum daha doğrusu beni seçtiğini sansın istiyorum.. Bu sebeple tanımamış gibi yaptım, itiraf edeyim hiç renk vermedi zaten resimdeki halinden biraz farklı ama aşırı değişik değil... Artık biliyorum, artık buldum.. Yanı başımda ve sadece ona biraz alan tanıyacağım kendini rahat hissetmesi için.. Çünkü biliyorum kaçak yollardan ülkeden çıkmak istiyor. Görüştüğü adam benim adamım! İşe bakın ki Şimal'e kişisel bakım için giden kadın ne hikmetse bir süre sonra insan kaçakçısı aramaya başlıyor.. Ah bu insanlar bazen zayıflıklarını o kadar açık seçik gösteriyorlar ki acaba diyorum bulunmak istiyorlar da bile isteye mi iz bırakıyorlar.. Kaçmaya çalıştıkça bana yaklaşıyorsun sevgili Şimal ve ben bana gelişini büyük bir memnuniyetle kabul ediyorum... 🥀 Kor Basiretim mi bağlandı nazara mı geldim artık bilmiyorum, benim bir işi 2 haftayı aşkın süredir çözememiş olmam tarihimde görülen bir şey değil. İşin kötüsü annemle papaz olduk ve kalkmış Los Angeles'a geliyormuş. "Elimin hamuruyla karışmayım işlerine diyorum ama kusura bakma beyefendi iki elinizle bir şeyinizi doğrultamıyorsunuz" dedi. Bakın bu Gülce Yiğiter'den duymanızın mümkün olmadığı cümlelerden biri.. Aşırı sinirli olduğunu buradan bile anlayabilirsiniz. Onu nasıl idare ederim daha düşünmedim ama önceliklerim var. Mesela Dizdar itini babam bırakmış konuştuktan sonra. "Takip ettir, bu herif takıntılı kesinlikle ya kıza ulaşmanın bir yolunu biliyor ya da kıza ulaşmak isteyenlerden biriyle iş birliği yapacak" dedi. "Yani ben ya da Moretti mi?" dedim. Kafasıyla onayladı. Adamı o kadar ezdikten sonra açıkçası tercihini benden yana kullanacağını sanmıyorum ama Moretti'nin hinterlandı çok geniş olduğu için ona da bulaşmak isteyeceğini düşünmedim. Yine de peşine Şevki'yi taktım. Şevki nasıl desem size birini takip etmesi mi gerekiyor, gölgesi olur.. Adam kar olsa o karın buzu olur. Asla ama asla anlayamazsınız onun sizi takip ettiğini muhteşem bir yetenek ve babam tahmininde yanılmadı. Dizdar iti Moretti'yle iletişime geçti tabi öncesinde şehrin altını üstüne getirdi Şimal'i bulabilmek için ama o da benim gibi elim elim üstünde elim şeyim üstünde kalakaldı öyle.. Sonra imdadıma Pars yetişti. Tek bir mesaj atmış. "Dizdar'ı değil Moretti'yi takip et, kızı buldu" "Kız nerde" dedim hemen arayarak. "Her şeyi devletten bekleme. Sen korsun ama sanırım kül olmuşsun. Yakamıyor musun artık!" Şu herifin ümüğünü sıkacağım az kaldı. Bu gizemli halleri batıyor artık bana ama işte gardaşlık var serde atsan atılmıyor satsan satılmıyor. "Pars seni bir terapiye alırım, yandım Allah der bütün günahlarından arınırsın" Kahkaha atıyor bir de hasbinallah.. "Anneme söylerim" Çocuk herif! Anasının gözdesi çünkü, neden? Çünkü Pars efendi annesinin ayaklarının altını bile ölebilecek kadar annesine aşık bir herif. Biz sevmiyoruz sanki anamızı! "Pars seni Kenan dayıma söyleeyceğim" "Ooo oldu o zaman sana başarılar" Konu genelse amcam olur kendileri ama konu annemse daima dayımdır ve Kenan dayım dayı olduğunda karşıdaki hayattan bezer.. Pars kapatınca Şevki'yi Moretti'nin peşine taktım, bu sırada da araştırmalara devam ediyorum elbette. Şevki'nin Moretti'yi takibi bir hafta sürdü.. O arada da annem geldi, ona da bir oda ayarladık hemen ve ana kraliçem karşımda kollarını bağlamış halde oturuyor. Bir açıklama bekliyor benden ama diyemem, nasıl anlatayım.. "Kenan Kurt?" "Efendim sultanım" "O kızı elinden nasıl kaçırdın?" Hay sikeyim ya anlamaması imkansızdı zaten, kadın oğlunu tanıyor. "Anne bulamadık ki.." "Hmm, bir çek edelim bakalım. 100 kadar adamla mekan basıyorsunuz, o kız ortada dans eden kız.. Siz daha doğrusu baban adamla konuşurken sen katlara çıkıyorsun ama bak Allah'ın işine ki kız ortadan kayboluyor. Dışarıya çıkmamış daha doğrusu çıkamaz, imkansız adamlar etten duvar örmüş geriye tek seçenek kalıyor bu kız üst katlarda falan. Benim tanıdığım Kor halı altından çekmece içine kadar da bakar.. Şimdi tüm bu verileri birleştirince ne çıkıyor ortaya biliyor musun?" Sessiz kalım.. Elbette biliyorum.. "Senin kıza bir şey yapmış olma ihtimalin!" Baktım burdan çıkış yok yattığım kısmını es geçerek anlattım. "Dizdar zorla tutuyor dedi anne ama adını söylemedi ve kızı o kadar değiştirmiş ki tanımak imkansızdı. Ben de yardımcı olmak için çıkardım buradan benim buradaki eve götürdüm ama o korktu muhtemelen ben duşa girince kaçmış. O zaman bu zaman bulamıyorum ben de.." "Aferin Kenan gerçekten aferin sana. Ne ara bu kadar işlerini savsaklar oldun inanmıyorum sana! Şu Victoria beni onunla görüştür sen" "Anne olmaz sen bu işe girmiyorsun, Moretti basit bir adam değil yemin ediyorum babam biçer adamı" "Sen ver ben halledeceğim" "Anne bana 2 gün ver, Şevki güzel bir iz yakaladı. 2 gün daha ver. Çözeceğim" "Çözemezsen?" "Boynum kıldan ince" "Peki bakalım Kor efendi, hayırlı haberlerini bekliyorum ama unutma sen kor olabilirsin lakin ben cehennemin kendisiyim!" "Sen cennetin en güzel meleğisin sultanım benim" "Manipüle etme beni" "Pars yapınca oluyorsun ama manipüle" "Çünkü Pars yapması gereken yeri biliyor, sen şuan hedef şaşırtmaya çalışıyorsun" "Tabi Kurt kim ki annesi onu sevsin" "Yemezler üç kağıtçı, haber bekliyorum senden ben odamdayım" Annemi gönderdikten sonra hemen çıktım otelden, Şevki Moretti'nin bir davet verdiğini haber verdi takibe başladım. Bir mekana geldi, bir iki kez duydum adını ama daha önce gelmemiştim. Biz de dışarıda pusuya yattık. Nerdeyse gece yarısına yakın bir saate kadar kaldılar o mekanda. Onlar çıktıklarında biz de gizledik kendimizi ancak tüm gelenler gitti Moretti orada kaldı. Bir adamla o konuşmaya başladı, ne konuştular duyamıyorum ama adama bir çek uzattı, adam sağına soluna bakındı, tedirgin olduğu da belli ama yine de aldı o çeki cebine koydu. Sonrasında Moretti'de ayrıldı mekandan.. Kapıdaki adam da içeri girince Şevki'ye döndüm. "Şevki bu adam, muhtemelen buranın sahibi.. Al o herifi" "Emrin başım üstüne abi" Ben arabada beklerken bir 15 dakika sonra Şevki yanında adamla arabaya geldi. "Buyrun benimle tanışmak istemişsiniz" "Ah evet, kusura bakmayın mekanı çok övdüler ama bizim gibi adamlar elini kolunu sallaya sallaya mekanlara giremez. Ben de sahibini görmek istedim" "Beyefendi açık konuşun" "Hmm peki o zaman Moretti'yle ne işin var?" "Ben işletme sahibiyim Massimo bey gibi yüzlerce müşterim var." "Hepsinden de çek kabul ediyor musun?" O an gözlerini kaçırdı, şaşırdığı belli. "Bu sizi ilgilendirmez" "Bak kardeşim ben bir kızı arıyorum adı Şimal bak bu da resmi" dedim kızı gösterip, Moretti'de bu kızı arıyor. Benim kıza ondan önce ulaşmam lazım eğer yerini biliyorsan.." "Hayır bilmiyorum, onunla aramızdaki alacak verecek meselesiydi.." "Hmm diyorsun ki koskoca Massimo Moretti bir restoran sahibinden borç aldı öyle mi..." "Tam öyle değil özel bir davet verecekmiş evinde benim çalışanlarımı istedi ben de kabul ettim o da bunun karşılığıydı." "Ne zamanmış davet" "Bilmiyorum ben haber veririm dedi" "Hangi çalışanların gidecek" "Siz buraya beni tehdit etmeye mi geldiniz ne bu sorgu sual?" "Bana bak, tehdit etseydim şimdiye kadar yedi ceddine kadar itiraf etmiştin bilmem anlatabildim mi? Yutkundu, karşıma Moretti'yi almışım bir düşün bakalım benim gücüm nerdedir acaba? "Şery ve George" "Neden o ikisi sadece?" "Şery çok iyi soğuk içecek hazırlıyor George ise 4 dil biliyor." "Anlaşıldı, davet gününü bana bidliyorsun tabi tehdit edilmek istemiyorsan" "Tamam" dedi, Şevki kendi numarasını verdi ama herife güvenmiyorum. O esnada restoranın yan tarafında yangın merdivenlerinin aşağısında kalan bir yerden biri çıktı. Önce etrafına baktı bir iki kez, ardından var gücüyle koşmaya başladı!. Lan yoksa.. Hemen herife döndüm. "Şery dediğin Türk mü?" "Daha fazla konuşamam bırakın beni" diye avazı çıktığı kadar bağırdı herif ama bir sorun var ki kız koşmaya başlayınca siyah bir araç da arkasından ilerledi. "Hay amına koyim yaa. Sür Şevki sür ara yola sür" Şevki hemen arabayı çalıştırdı... Eğer tahmin ettiğim gibiyse bu defa elimden kurtulması için ecelinin gelmesi lazım..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD