Defne’den Ethan’ın kullandığı arabayla evin yolunu tutarken, kalbimde hâlâ sancılı bir düğüm vardı. Kalbim başka aklım başka şeyler söylerken ben iki taşın arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordum. Arabanın camından dışarıya bakarken gökyüzü açık mavinin üzerine hafif bulutlar serpiştirilmiş, güneş ara sıra bulutların arasından süzülüp yüzümüze sıcak dokunuşlar bırakıyordu. Gökyüzünün bu huzur verici haline rağmen içimdeki karmaşa ve yorgunluk, beni huzurdan kilometrelerce uzağa fırlatıyordu. Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattığımda Ethan’ın sıcak eli, usulca elimi kavradı. Parmaklarını sıkıca ellerime kenetlerken yavaşça gözlerimi açıp ona baktım. Gözlerinde hâlâ endişenin gölgeleri vardı, ama dudaklarına yerleşmiş hafif tebessüm beni biraz da olsa rahatlatıyordu. "İyi misin?" d

