FORMULA 1 YARIŞI
"İçkiler hazır beyler ve bayanlar!" diyerek bağırdı Simge. Herkes büyük bir coşkuyla ona doğru bağırırken çok heyecanlıydık.
Bugün formula 1 yarışı vardı ve bizim değerli mi değerli pilotumuz Emir Saygın, elbette kazanacaktı. Hiç şüphemiz yoktu.
Kazandıktan sonra klasik bir geleneğimizdi elbette bunu kutlayacaktık. Kabul ediyorum. Bir tık kirliydi, sabah akşamdan kalma olduğum için başım ağrırdı genelde ama hiçte umrumda olmazdı!
Emir Saygın'la daha fazla vakit geçirme fırsatını nasıl kaçırırdım? O kesinlikle çok ama çok yakışıklıydı. 1.95 boyu vardı. Yemyeşil gözleri bir ormanı andırıyordu sanki, çenesi kemikliydi, dudakları dolgundu ve o dudaklara yapışma isteğimi zar zor bastırıyordum.
Simge kolumu dürtünce lastiği bırakarak gözlerimi kırpıştırdım. "Seninki nerede?" diye fısıldayınca karnına vurdum ve birisi duymuş mu diye etrafıma baktım. "Salak!" dedim sinirle. "Birisi duyacak şimdi sus."
Kıkırdadı. "Ona olan bakışlarını herkes fark etti bir o fark edemedi be." dedi dudaklarını büzerek. "Basma kanayan yarama basma." dedim yüzümü buruşturup. Güldü. "Aman hayatım senden iyisini bulacak sanki." omuz silktim.
"Çevresindeki kadınlara bak. Hepsi son marka arabalara biniyorlar, kıyafetleri chanel'den aşağı değil, her gün Alaçatı Bodrum tatili yapıyorlar ama ben..." ingiliz anahtarını ona doğru kaldırdım. "Ben de pit stopta lastik değiştiriyorum!" kahkaha attı.
"Sen bayağı kurulmuşsun kızım." ingiliz anahtarını bir kenara fırlatıp ofladım. "Kuruldum tabii ya!" çemkirdim birden. Omzuma vurdu kulağını tutarak. "O beni ne yapsın? Onlar barbie ben monster high.."
Simge sarı saçlarını omzunun arkasına atıp göz kırptı. "Monster High bir marka kızım. Nasıl kendine bunu dersin?"
"Herkes barbie'yi ister ama. Kimse monster high'ın yüzüne bakmıyor." hadi gelin benimle birlikte buna üzülün şimdi. Ağlayacağım. "Emir'in adına karar verme."
Yere çömelerek lastiği sıkarken duraksadım. "Allah aşkına her gece nasıl güzellerle göründüğünü bilmiyormuş gibi konuşmasana! Onların yanında beni ne yapsın? Of şu halime bak ya." ellerim motor yağı olmuştu. Arkama bakmadan peçete tarzı bir şey ararken Simge'nin hiç cevap vermediğini fark ederek duraksadım.
Masanın üzerinde oturuyordu ama sallanan ayakları durmuştu. "Aa benim bir işim vardı. Şeydi ya..Hah! Cengiz abiye yardım edecektim. Gideyim ben." koştur koştur yanımdan ayrılırken kaşlarımı çattım.
"Hasta ya. Of nerede bu bez." söylendiğin esnada birden başımın üzerinden gözlerimin önine düşen beyaz beze baktım. Elimle çekip kim olduğunu bilmeden teşekkür edeceğim esnada o tanıdık, büyüleyici sesi duyarak gözlerimi kırpıştırdım.
"Pilot olan sen misin ben mi? Çok gerginsin." telaş ederek bir anda ayağa kalktığımda az önce bir kenara fırlattığım ingiliz anahtarına takıldım ve gerisin geri düşmeye başladım. Çığlık atıp tutanacak bir yer ararken belime sarılan güçlü kollarla hızlıca boynuna sarıldım. Birden kendimi masaya yaslanmış bir biçimde Emir ile arasında buldum. Nefes nefese sertçe yutkunurken ellerim boynundan ayrıldı ve göğsünde durdu.
"Ben..ben çok özür dilerim."
Emir, gözlerini gözlerimden hiç ayırmadı. Benden çabucak ayrılacağını düşünürken belime daha sıkı sarılmasıyla art arda yutkunmam bir işe yaramadı. "Hiii!" dedim şok içinde.
Beyaz gömleği, benim kirli ellerim yüzünden lekelenmişti. Emir'de benim bu tepkimle afallayıp kendine geldiğinde geri çekildi ve gömleğine baktı. Motor yağı olmuş ellerim havadaydı, Emir bir elime bir gömleğine bakıyordu.
"Emir- yani Emir Bey ben çok özür dilerim gerçekten isteyerek yapmadım." diye korkuyla yerimde kıpırdanırken hafifçe sırıttı. "Sorun yok-" duraksadı. "Adın neydi?"
Sizde duydunuz değil mi?
Evet evet. Bu benim kalbimin çıtırdayan sesiydi. Valla hiç bu kadar koyacağını düşünmemiştim. Ben adamla ne hayaller kuruyordum adamın benim adımdan dahi haberi yoktu.
"Duru." dedim kuru bir sesle. "Önemli değil Duru." diyerek kirli sakalını kaşıdı ve kurumuş dudaklarını diliyle ıslatarak beni baştan aşağıya süzdü. Öyle bir süzmüştü ki sanki kendimi çıplak hissetmiştim.
"Size bir gömlek getirmemi ister misiniz?" dedim bu sefer. Cıkladı. Yere düşmüş bezi alıp yanıma geldş ve elimi tuttu. "N-ne yapıyorsunuz?" kıkırdayarak beyaz bezle elimi temizlemeye başladığında bez bir süre sonra siyaha bulanmıştı.
Ben ise Emir'in bana bu kadar yakın olmasının şokunu yaşıyordum. Sıcak nefesini yüzümde hissederken gözlerimi kapatmamak için kendimi sıktım. Çok güzel kokuyordu. Sigara kullanmazdı zaten, hiç görmemiştim. Vanilyayla karışık kendi kokusu olmalıydı. Onunla bir gün uyusam tüm sorunlarım çözülecek gibi hissediyordum zaten.
"Ne yapıyorsunuz?" dedim titreyen sesimle. "Ellerin kirlenmiş. Silmesem mi?" öyle bir gülüyordu ki eriyip gidecektim şimdi. "Yok." dedim başımı iki yana sallayarak. "Silin silin."
Kahkaha attı. Utanarak bakışlarımı kaçırdım ama rezil olmuştum adama! "Yeni mi geldin Duru? Seni ilk kez görüyorum burada?"
Kalbimi kıran ikinci darbe.
Altıncı ayımdaydım altıncı!
"Altı ay oldu." diye fısıldadığımda başını salladı. "O halde hayalet gibi saklanıyorsun değil mi?" çok tatlıydı, kibardı...Şimdi neden tüm kızların bu adama aşık olduğunu iyice anlıyordum. Aşık olunmayacak gibi değildi ki.
"Evet." dedim. Tam bir şey daha diyeceği sırada arkadan Cengiz abinin ona doğru seslenmesiyle geri çekildi. Şimdi bana ne kadar yakın olduğunu daha iyi anlıyordum. Emir Saygın resmen beni kıstırmış, sanki ondan etkilenmiyormuşum gibi daha fazla etkilenmemi sağlamıştı.
"Görüşürüz tamirci kız." diyerek göz kırptı ve dağınık saçlarının arasından dlini geçirerek karıştırdı. "Görüşürüz Emir Bey." dedim hızlı hızlı. Ellerini cebine yerleştirdi ve salına salına odadan çıktı.
Kalbimi tuttum.
Simge koştır koştur odanın diğer tarafından geldi. "Aranızdaki tansiyon oradan hissedildi kızım! Ne dedi?" diye heyecanla sorarken ona geçiştirerek anlattım ve beyaz beze gülümseyerek baktım.
"İyice delirdin sen." dedi Simge. Haklıydı. Bir şey diyemezdim. İç çeke çeke bezi pantolonumun cebine sıkıştırdım ve ayağ kalktım. "Çok kibar birisi ya."
"Formula 1 pilotu Emir Saygın ve Pit Stopta lastik değiştiren Duru Özveri'nin büyük aşkı! Şok şok şok." Simge haber ağzıyla konuştuğunda koluna vurdum ve utanarak yanından ayrıldım. Şimdi düşünüyorum da çok güzel olurduk..
Tabii gerçekleri bildikten sonra aynı şeyleri siyecek miydim? Orası muammaydı.
Pit Stop'a geçiş yaptığımızda herkes yerini almıştı. Yarış arabaları çizgilerindeydi. Pilotlar odadan çıktığında seyircilerden büyük bir alkış koptu. Bizde alkış yapıp Emir'in adını bağırırken aralarından onu gördüm.
Üzerinde koruyucu kıyafetler vardı. Siyah bir pantolon ve kırmızı deri ceketi duruyordu. Kaskı elindeydi. Bize doğru bakıp asker selamı verdiğinde bana doğru göz kırptı. Şaşkınlık içinde duraksarken diğerleri fark etmemişti bile.
"Formula 1 başlamıştır!" diyerek sezon açılışı yaptı kaptan. Çok heyecanlıydık. Yarış başladığında herkes kendi yerinde koordine bir biçimde duruyordu. Arabalar yanımızdan saliselik denilecek hızda geçerken kalbim çok hızlı atıyordu. Herkes çok iyiydi, Emir devamlı önde götürüyor ama arada sırada arkaya düşüyordu.
Sıra tekerlekleri değiştirmeye geldiğinde hızlıca yanına gittik. Yirmi kişilik bir ekiptik. Nefes nefeseyken sol arka lastik çıkarıcısı olarak görev yapıyordum. Tüm bu olanlar 2 saniyede gerçekleşirken ellerimizi kaldırarak geri çekildik. Tabelada yanan yeşil ışıkla Emir yanımızdan ayrıldığında geri yerimize döndük. Ellerim çenemde onu heyecanla izliyordum.
"Aslanım benim be! Çok iyi gidiyor." dediğinde Cengiz abi gözlerim parladı. Onun başarısı benim başarımdı sanki. "O çok iyi."
Bir saat kadar süren yarış sonlandığında takımımız kazanmıştı ve puan alarak yükselmiştik. Herkes soyunma odasına geçerken Emir'i tebrik edenlerin arasından ona bakıyordum.
Gözlerimiz birbirine değdiğinde diğerlerine bir şey diyerek başından savdı ve yanıma geldi. "Beğendin mi?"
"Neyi." dedim saf saf. Kıkırdadı. "Yarışı diyorum. Beğendin mi?" hızlıca başımı salladım. "Çok iyiydin çok beğendim." dedim parlayan gözlerimle. Gözleri kısıldı.
"Sevindim."
"Ben de."
"Ne?" dedi gülerek. İnan ben de bilmiyorum saçmalıyorum işte! "Hiç ya." diye mırıldandığımda yanağımdan aniden makas aldı. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.
"Seni daha önce nasıl görmem?" eğleniyordu. "Bilmem ki." dedim içime kaçan sesimle. "Bugün eğlenceye gelecek misin?" diye başka bir konu açmak istediğimde başını salladı.
"Benim için değil mi bu kutlama? Tabii ki geleceğim." deyip güldüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. "Şey orada görüşürüz o zaman değil mi?" başını salladı. Yanağındaki çukur belirginleşirken ne kadar güzel gülüyor diye geçirdim içimden.
"Görüşürüz tamirci kız."
Kıkırdadım. Eğer bu lakap bizi yakınlaştıracaksa kesinlikle bu lakabı sevecektim.