İpeğin o sözlerinden sonra İsra temkinli bir şekilde Oya'ya döndü. Gerçekten İlker'den hoşlanıp hoşlanmadığını anlamaya çalıştı. Ancak tek bir lafla bu pek mümkün değildi. O yüzden sohbetin devamında anlayacaktı. -"Ne güzel?" dedi yapmacık bir gülümseme ile. Ardından Ülkü'ye döndü. -"Eee şimdi ne yapıyoruz." Beren sıcacık gülümseme ile ona dönüp kolunu omzuna attı. -"Tanıştığımıza göre kaynaşma vakti o halde. Hadi oturalım." Kızlar yedek bütün sandalyeleri getirmişlerdi onlar için. Aslında çay keyfi derken böyle maaa sandalyesi hiç düşünmemişti. O yere bir örtü serip oturacaklarını düşündü. Bu düşüncesini söylediğinde Ceyhan söze girdi. -"Yerde rahat edemezsek diye böyle düşündük aslında. Derenin içinde de bir masamız var aslında. Oraya otururuz dedik ama belki siz istemezsiniz diye bu

