Dean evin olduğu sokağa dönmeden önce Duru’ya kısa bir bakış attı.
Yol boyu hiç konuşmayan kız dışarıyı seyrediyordu. Canını sıkan bir şeyler olduğu belliydi.
Evin önüne geldiğinde Duru emniyet kemerini çözmek için davrandı.
Dean dayanamayıp “Bir sorun mu var?” diye sordu. Duru Dean’e baktı.
İlk önce yalan söylemeyi düşünse de vazgeçti.
“Evet!” dedi. Dean cevap beklercesine bakınca “Biraz emri vaki yapmadın mı?” diye sakince sordu.
Dean bir an düşünüp “Senin için sorun olmayacağını düşünmüştüm. Hemen iptal ederim.” Dedi moralinin bozulduğu çok belliydi ancak Duru’nun da ondan farkı yoktu.
“Şu an iptal etmen hiç hoş olmaz Dean! Benimle özel olarak konuşabilir ve öyle karar verebilirdik.” Dedi. Dean’in yüzü çok asılmıştı. Duru bütün gecenin böyle geçmesini istemeyerek “Bunu söylüyorum çünkü aynı şeyi tekrar yaşamak istemem!” Dedi. “Bir daha ki sefer beraber karar alırsak daha mutlu olurum.” Diyerek onun elini tuttu.
Dean başını birkaç kere sallayarak “Ben düşünemedim, özür dilerim.” Dedi. “Sadece Jessia’yı çok severim, seninle iyi anlaştığını görünce sorun olmayacağını düşündüm.” Diyerek açıkladı.
“Jessia ile ilgisi yok. Onu sevdim. Büyükanneyi de aynı şekilde. Çokta güzel bir gün geçirdim. Teşekkür ederim ama istediğim beraber karar alabilmek.” Dedi anlamasını umarak.
“Tamam.” Dedi Dean onu anlamıştı ve durumu düzeltmek için “Gelmek istemiyorsan gerçekten iptal edebilirim. Bir bahane bulurum.” Diye eklerken Duru başını olumsuz anlamda salladı.
“Gerek yok. Ben gideyim artık daha hazırlanacağız.” Deyince Dean tamam dercesine başını salladı. Duru arabadan inip eve girince kendisi de hazırlanmak için evine gitti.
Duru kapıdan içeri girdiğinde arkadaşına seslendi.
“Neva! Ben geldim.” Neva üzerinde bornoz yüzünde maskeyle merdivenlerden indi.
“Hoş geldin.” Dedi yüzünü geren maskenin izin verdiği kadar.
Duru bu görüntü karşısında şaşırmadı çünkü Neva hep böyleydi.
“Gel benimle.” Deyip Duru’nun elini tutarak yukarı çıkardı.
Odasında yatağın üzerine koyduğu elbiseleri göstererek “Nereye gideceğimizi bilmiyorum, karar veremedim.” Dedi.
Duru elbiselere bakarken “Açıkçası bende bilmiyorum. Sürpriz dediler. Kutlama yapacağımıza göre sanırım bu.” deyip mavi, ince askılı biraz göğüs dekoltesi olan mini elbiseyi gösterdi. Eline alıp arkadaşının üzerine tuttu ve “Sarı saçlarınla çok güzel olur.” Dedi.
Neva biraz düşünüp başını olumlu anlamda salladı. “Sen ne giyeceksin?” diye sorunca Duru “Dolabıma bakacağım, henüz karar vermedim.” Dedi.
Neva telefonun saatine baktıktan sonra bir dakika bekle diye eliyle işaret yapıp banyoya koştu.
Sonrasında yüzünü kurulayarak odaya geldiğinde Duru’ya “Üzgün görünüyorsun yani canın sıkılmış gibi.” Diye sorarcasına arkadaşının yüzünde gördüklerini söyledi.
“Biraz yoruldum o kadar. Başka bir şey yok.” Dedi. Neva inanmamıştı.
“Emin misin? Sabah çıkarken çok mutlu ve enerjiktin.” Deyince Duru eliyle kumral saçlarını karıştırdı.
“Gerçekten yok.” Dedi. Neva biraz düşündü.
“Dean beni aradığında ödevinizi sonra yapsanız olur mu diye sordu bende zamanı var diye evet dedim. Bundan mı rahatsız oldun?” Diye sorunca Duru Dean’e söylediklerini tekrar etti.
“Aslında o kutlamaya gitmek istemiyordum Dean seni arayarak biraz emri vaki yapmış oldu. Buna canım sıkıldı ama hallettik.” Dedi arkadaşının kolunu sıkarak. Ve gülümseyerek ekledi.
“Neyse işte. Bir an önce hazırlansam iyi olur. Daha kıyafet bakacağım.”
Duru odadan çıkarken Neva “Duru!” diye seslendi.
Arkadaşı ona dönerken “Sergiden beri biraz farklısın.” Dedi. Duru’nun yanlış anlamaması için “Durgun ve dalgın gibisin. Neşelisin ama bir şeyler düşünüyor gibisin.” Deyip arkadaşı üzerindeki gördüğü değişimlerden söz etti.
Duru düşünür gibi yapıp “Haklısın ama inan bana bir şey yok. Mevsim geçişi yaşıyorum sanırım.” Dedi gerçekleri gizleyerek. Neva’ya anlatmadığı tek sırrı Saruhan’dı ve asla söz etmeyi düşünmüyordu.
Neva’ya güvenmediği için değildi.
Buraya taşınırken Saruhan’ı İstanbul’da bırakmıştı. Yeni şehir, yeni hayat. Neva’yla burada tanıştığı için asla eskinin o yanlarını taşımayacaktı çünkü bitmişti.
“Dean’le ilgiliyse arkadaş kalmak istiyorsan anlarım.” Deyince Duru hafif gülümsedi.
“Dean beni gerçekten mutlu ediyor.” Dedi. Neva bir sorunun olmadığına emin olunca arkadaşına gidip sarıldı.
“Mutlu olmanı istiyorum. Ne olursa, ne yaşarsan hep yanındayım.” Dedi. Duru arkadaşının desteğinden ötürü mutluydu. “Teşekkür ederim, biliyorum.” Dedi aynı şekilde sarılırken.
“Ben artık gideyim ve hemen hazırlanayım.” Diyerek odasına gitti.
Dolabına uzunca baktıktan sonra iki parçadan oluşan nil yeşili mini elbisesinde karar verdi.
Koyu kahve gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj yaptı. Küçük çantasına gerekli eşyalarını koyup ince topuklu, bantlı dore rengi ayakkabılarını alarak aşağı indi.
Neva ayakta gezinirken tekli koltuğa oturdu.
“Ne zaman gideceğiz?” Diye soran arkadaşına “Jessia konum atacakmış o zaman çıkarız.” Diyerek yanıt verdi.
“Dean gelmeyecek mi?”
“Bizi almayı teklif etti ama gerekli görmedim. Belki erken kalkmak zorunda kalırız ya da acil bir durum olabilir.” Diyerek kendince mantıklı açıklama yaptı.
“Pekala.” Dedi Neva arkadaşının üzerine gitmeyip geçiştirdi.
Az sonra Jessia’den mesaj gelince iki arkadaş arabalarına binerek yola çıktı.
Gelen konuma göre yolculukları bir saat sürecekti.
Duru “Jessia büyük kutluyoruz demişti ama nasıl olacak bilmiyorum.” Diyerek arkadaşıyla düşüncelerini paylaştı.
“Ben çok heyecanlıyım.” Dedi Neva. “Sürprizlere ve gizemli şeylere bayılırım.” Diye ekledi ellerini çırparak.
Sonunda konuma ulaştıklarında çok lüks, modern bir malikaneyle karşılaştılar. Dean hemen arkalarından bahçeye giriş yapmıştı.
Ön tarafı komple cam olan malikanenin içinde renkli ışıklar dans ediyordu. Duru, Neva ve Dean kapıya geldiklerinde müziğin sesi yoğunlaştı.
Kapıyı çalsalar bile duyulmayacağından Dean kuzenini aramaya girişti. Buna gerek kalmadan kapı açıldı ve kırmızı elbisesiyle Jessia onları karşıladı.
“Hoş geldiniz!” Dedi coşkuyla.
Hepsi tek tek içeri girerken şaşırmamaları mümkün değildi.
On beş – yirmi kişiden oluşan kalabalık, müzik, içki, dans tamamiyle bir ev partisiydi. Belli bir konsepti olmasa da ana fikrin eğlence olduğu kesindi.
Saruhan, Jessia’nın yanına geldiğinde müzik kesildi. Gürültüyle çalkanan ev bir an sessizleşti.
“Herkes buraya baksın!” Dedi Jessia ellerini kaldırarak.
“Burada eğleniyor olmamızın sebebi bu adam, Dean!” Dedi kuzenini göstererek.
“Kendisini kariyerindeki büyük sıçrayışı için tebrik ediyorum ve kutluyorum.”
Servis yapan garsonlardan 3 tanesi aynı anda 3 şişe şampanya patlatıp Dean, Duru ve Neva’nın eline kadehleri verdiler.
Jessia “Bu gece kadehler Dean için!” Deyip herkesin içmesi için o sözleri söyledi.
Herkes aynı anda içerken çığlıklar, alkışlar ve ıslıklar kulakları tırmalamıştı.
Şüphesiz Jessia’nın coşkusu hepsine bulaşmıştı.
Dj müziği yeniden başlattığında Jessia, Dean elinden tutup dans etmesi için ortaya çekmişti.
Neva Duru’ya “Hadi bizde katılalım.” Demiş ve eğlenmeye başlamışlardı.
Duru, Dean’in bir çok arkadaşını tanısa da burada onlardan hiçbiri yoktu. Yalnızca üç beş kişi birbirini tanıyordu.
Fondip, müzik, dans sıralaması o kadar çok tekrar etmişti ki hepsi kendinden geçmişti.
Duru çok yorulmuştu, sırtını Dean’in göğsüne dayayıp kendini ona bıraktı. Kulağına yaklaşıp “Çok yoruldum, biraz dinleneceğim.” Deyince Dean “Olur.” Diyerek onu bıraktı.
Koltuğa oturup biraz yayıldı, ayaklarının dinlenmeye ihtiyacı vardı.
Kalabalığın arasında Saruhan’ ı hiç görmemiş yan yana gelmemişlerdi. Aslında bu gece sandığı kadar kötü gitmiyordu. Çok eğlenmişti.
Oturduğu yerden dans edenleri izlerken duyduğu sesle yana döndü.
“Çabuk yorulmuşsun.” Diyen Saruhan’dı.
Elinde içkisiyle Duru’nun hemen yanındaki koltuğa oturdu.
Duru cevap verip vermemek arasında oldukça düşündü. Cevap vermezse onu hala önemsediğini düşünebilirdi. Bu yüzden düz bir sesle “Çok alışık değilim.” Dedi.
Saruhan içkisini bitirip boş bardağa baktı. Bu gece fazla içmişti ancak sarhoş değildi. Duru’yla yaşadıkları kötü anıları vardı.
Bunun için adam akıllı özür dilemek istiyordu. Ama içinde bir şeyler buna izin vermiyordu.
Yeniden eskileri karıştırmak istemiyor olabilirdi. Ya da ne kadar ayıp ettiğini duyacak cesareti yoktu.
Duru aralarında var olan garip sessizlikten rahatsız oldu. Ayağa kalkıp gidecekken Saruhan onun elini tuttu.
Duru önce gitmesine engel olan ele sonra Saruhan’a baktı.
“Bekle lütfen!” Dedi yalnızca. Kelimeleri bu sefer doğru seçmeliydi.
Duru elini tutan sıcaklığa teslim olmuş gibi bakıyordu. Onun bir dokunuşu içini nasıl bu denli ısıtabiliyordu? 2 yıl sonra? Hala?
Jessia ağzını yaydırarak “Duru!” diye yanlarına gelince ikisi birden ellerini çekti. Biraz yalpalayan genç kadın bunu görmemişti.
“Partinin ikinci kısmına geçiyoruz! Hadi!” Diyerek Duru’nun elinden tutup çekiştirmeye başlamıştı.
Dans eden Neva’yı da alıp yukarı çıktılar.
Büyük yatak odasına geldiklerinde Jessia kızlar için hazırladığı çantaları verdi.
“İçinde mayo, yedek kıyafet, gecelik ne ararsanız var. Şimdi havuza gireceğiz. Evin arka kısmının tadını çıkarmamız gerek. Hazırlanıp aşağı gelin.” Diyerek odadan çıktı. Jessia kahveye ihtiyacı olduğunu bilerek mutfağın yolunu tuttu.
Neva çantayı karıştırırken Jessia’nın saymadığı ama gerekli olan bir çok şeyin olduğunu gördü.
Bikiniyi alıp incelerken Duru “Ben havuza girmek istemiyorum. Bu havada hiç cazip gelmiyor.” Dedi.
Neva buna oldukça üzülmüştü. “Yapma Duru! Sen girmezsen bende giremem!” diye itiraz etti.
“Neden girmeyesin ki?” Diye sorunca “Kiminle yüzeceğim? Tek başıma bu saatte? Ne eğlencesi olacak ki?” sorularıyla karşılaştı.
Duru yorgun bir şekilde “Gerçekten yorgunum!” dedi.
Neva önce üffledi. Sonra başını eğip “En azından mayonu giy! Girmesen de oturursun. Olmaz mı?” Deyince Duru hiç istemeyerek “Olur.” Dedi.
Neva siyah bikiniyi giymek için banyoya giderken Duru çantayı açıp bikiniyi eline aldı.
Sarı olması dışında sorun yoktu. Modeli genel olarak tercih ettiklerine yakındı.
Neva banyodayken acele edip bikiniyi giydi. Aşağı böyle inmeyi istemeyip üzerine tişört geçirdi. Neva hazır olunca aşağı indiler.
Biraz önceki kalabalıktan, müzikten eser yoktu. Herkesin arka bahçede olduğunu düşünüp oraya gittiler.
Ortalık inanılmaz sakindi. Dean havuzda yüzerken Jessia kendini biraz toparlamış bir arkadaşıyla konuşuyordu. Yalnızca üç beş kişi kalmıştı. Saruhan ise görünmüyordu.
“Hadi gelin! Dağılan kafayı toplamak için mükemmel bir yol! Diyen Dean Duru ve Neva’ya seslenmişti.
Neva direkt “Geliyorum!” demiş ve kocaman bir çığlık atarak havuza atlamıştı.
Dean havuzun kenarına Duru’nun yakınına gelip “Hadi! Biraz soğuk ama alışıyorsun.” Dedi.
Duru eğilip “Girmek istemiyorum Dean! Sana bakarken bile üşüyorum.” Dedi. Dean sırt üst geriye doğru kendini suya bırakıp “Sen bilirsin ama harika olduğunu söylemeliyim! “dedi.
Jessia Duru’nun yanına gelip “Havuza girmiyorsan benimle jakuziye gel!” deyip onu çekiştirmişti.
Bu gece sürüklenmekten bir hal olacaktı. Ancak bu teklife hayır demeyecekti. Havuzun yan tarafında beş basamak daha yüksekti. Üzerini çıkarıp Jessia’dan sonra jakuziye girdi.
Bileğindeki ince lastikle saçlarını ıslanmaması için başının üstünde topladı. Ilık suyu hissettiği an bedeni gevşemeye başladı.
“Jessia.” Ona bakarak. “Bu gecenin en güzel olayı kesinlikle bu!” dedi gülümseyerek.
Jessia aynı şekilde gülümsedi. “Beğenmene sevindim.” Dedi.
“Tüm bunları bir telefon görüşmesiyle nasıl planladın?” Diye merakla sordu Duru.
Jessia omuzlarını kaldırıp “Bu parti işi tamamen organizasyon. Bu ev davetler ve partiler için kullanılıyor genellikle. Dans edenler, garsonlar, dj hepsi ekibin birer parçası. İstediğin şeylere göre program yapılıyor. Bende biraz eğlendikten sonra dinlenmemiz gerektiğini düşündüm. Yoksa yarın iş için kendimi toparlamam mümkün olmazdı.” Diye açıkladı.
“Akıllıca.” Dedi Duru.
Sohbete devam ederlerken yanlarına cin şişesiyle Dean geldi. “Bana da yer var mı?” Diye sorup havuzun yarı büyüklüğündeki jakuziye bakarak onlardan izin istedi.
İkisi de elbette diye yanıt verdikten sonra Dean suya girdi ve Duru’nun yanına geldi.
Şişeden bir yudum alıp Duru’ya uzattı. Duru içerken Jessia “Nasıl tanıştınız?” diye sordu gülümseyerek.
Duru şişeyi kenara bırakınca Dean onu göğsüne çekti. “Anlatmak ister misin?” Diye sordu.
Duru “Tamam. “ Dedi.
Yüzünde tatlı bir tebessümle “Aslında her şey Neva ile başladı.” Dedi.
Duru bakışlarını havuza çevirip arkadaşına bakınca sıcak suyun içinde donmasına neden olan görüntüyle karşılaştı.
Neva’nın öpüştüğü Saruhan mıydı?