Göktuğ’ un yüzündeki eğlenceli ifade bir anda silindi. Lale ’nin sözleri bıçak gibi keskin ve suçlayıcıydı. " Faydalanmak mı?" " Şu halimle başka ne olabilir?" Göktuğ gözlerini kıstı, çenesini sıktı, ama sinirlenmek yerine derin bir nefes aldı. Sonra, yavaşça dizlerini karnına çekmiş, panikle titreyen Lale’ ye doğru eğildi. "Gerçekten mi?" dedi, sesi alçak ama içindeki öfkeyi saklamayan bir tonla. "Beni böyle bir şeyle mi suçluyorsun?" Lale gözlerini kaçırdı ama kendini toparladı. Korkmuştu. Korkusunu öfkeye dönüştürüyordu. Böyle bir şeyi yaşamış olmaktan korkmuştu. "Ne düşünmemi bekliyorsun?" diye sordu, sesi çatallıydı. Ağlamak üzereydi. "Kendini bu halde bulsan ne hissederdin?" Göktuğ başını iki yana salladı, sonra hiddetle ayağa kalktı. Elini saçlarının arasından geçirdi, sonr

