Elif ertesi gün işe gittiğinde, Aslan’ın ofisine girmemeye kararlıydı. Kalbini korumalı, mesafesini koymalıydı. Ama kader yine onunla oyun oynadı. Öğleye doğru patronu gelip önemli belgeleri bizzat Aslan Bey’e götürmesini istedi.
Elif’in elleri titreyerek dosyaları aldı. Kapıyı çaldı, içeriden derin bir ses duyuldu:
— “Gel.”
Ofise girdiğinde Aslan büyük camın önünde, şehri izliyordu. Elif’i görünce yavaşça döndü.
— “Demek yine sen.”
Elif dosyaları uzattı.
— “Patronum bunları size iletmemi istedi.”
Aslan belgeleri aldı ama gözlerini ondan ayırmadı.
— “Benden uzak durmaya çalışıyorsun.”
Elif irkildi.
— “Yanlış anlıyorsunuz. Ben sadece işimi yapıyorum.”
Aslan yaklaşarak masanın kenarına yaslandı.
— “Hayır. Sen beni görmezden gelmeye çalışıyorsun. Ama kalbin bana ihanet ediyor.”
Elif’in nefesi kesildi. Gözlerini kaçırmaya çalıştı, ama Aslan’ın sözleri onu derinden vurmuştu.
— “Yanılıyorsunuz,” dedi kısık bir sesle.
Aslan bir adım daha yaklaştı. Elif’in arkasında sadece duvar vardı. Kalbi çılgınca atıyordu.
— “Gerçek bu, Elif. İkimiz de biliyoruz,” diye fısıldadı Aslan.
Elif gözlerini kapattı. İçinde büyük bir savaş vardı. Akıl kaç diyordu, ama kalbi kal diye haykırıyordu.
O an Aslan’ın eli yavaşça yanağına dokundu. Parmaklarının sıcaklığı, Elif’in tüm bedenine yayıldı. Gözlerini açtığında Aslan’ın bakışlarıyla karşılaştı. O bakışlarda hem tehlike hem de tutku vardı.
Elif’in dudakları titredi.
— “Bu… yanlış…”
Aslan’ın sesi derinleşti.
— “Yanlış olabilir. Ama doğru hissettiriyor.”
Aralarındaki mesafe tamamen yok oldu. Dudakları neredeyse birbirine değecek kadar yaklaştı. Elif’in kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Tam o sırada kapı çalındı.
Elif hızla geri çekildi. Aslan bir an bile gözünü ondan ayırmadı, ama kapıya döndü. İçeri sekreteri girip birkaç belge bıraktı.
Elif fırsattan yararlanıp odadan çıktı. Koridora adım attığında nefes nefese kalmıştı. Kalbi hem korkuyla hem de tarifsiz bir heyecanla çarpıyordu.
“Az daha oluyordu… Az daha…” diye fısıldadı kendi kendine.
Ama içinde derinlerde bir yerde şunu biliyordu: Bu yakınlaşma sadece bir başlangıçtı. Asıl fırtına daha kopmamıştı.
——
Elif, Aslan’ın ofisinde yaşadığı anın ardından günlerce kendine gelemedi. Kalbi hâlâ o anda durmuş gibi çarpıyordu. Onun dokunuşu, bakışı… hepsi zihnine kazınmıştı. Ama aynı zamanda korkusu da artmıştı. Çünkü Aslan’ın yanında olmak, basit bir yakınlaşmadan ibaret değildi. O, bambaşka bir dünyanın adamıydı.
Bir akşam geç saate kadar ofiste kalmak zorunda kaldı. Çıkışta asansöre binerken tesadüfen Aslan’ın da aynı asansöre girdiğini fark etti. İkisi yalnız kalmıştı. Sessizlik içinde birkaç kat aşağıya indiler.
Aslan, göz ucuyla ona baktı.
— “Benden uzak durmaya çalışıyorsun. Ama yine buradasın.”
Elif cevap veremedi. Tam o sırada asansör aniden durdu. Elektrikler gitmiş, kabin karanlığa gömülmüştü.
Elif korkuyla irkildi.
— “Ne oldu?”
Aslan sakin bir sesle, “Korkma,” dedi. Telefonunu çıkarıp ışığı açtı. Yüzüne düşen loş ışık, sert hatlarını daha da belirginleştiriyordu.
Elif’in kalbi hızla atıyordu. Daracık alanda, bu kadar yakın olmak onu daha da geriyordu.
Aslan gözlerini ona dikti.
— “Senin bana dair bilmediğin çok şey var.”
Elif kısık sesle, “Biliyorum…” dedi. “Ve bu beni korkutuyor.”
Aslan’ın yüzünde acı bir ifade belirdi.
— “Korkmalısın. Çünkü benim geçmişim, benim dünyam… senin alışık olduğun gibi değil.”
Elif yutkundu. Cesaretini toplayıp sordu:
— “Neden bana söylemiyorsunuz? Neden hep yarım bırakıyorsunuz?”
Aslan gözlerini kararttı.
— “Çünkü gerçekleri bilirsen, belki de beni tamamen terk edersin.”
Asansör tekrar hareket etti. Kapılar açıldığında Aslan hiçbir şey olmamış gibi öne çıktı. Ama Elif, onun sakladığı sırların artık gölgesi gibi peşinden geleceğini biliyordu.
⸻
O gece Elif evine gittiğinde uyuyamadı. İnternette Aslan Karahan hakkında araştırma yapmaya başladı. Gazete arşivlerinde birkaç eski haber buldu. Birinde, gençliğinde büyük bir kavga sırasında adı geçmişti. Bir diğerinde ise iş dünyasında sert yöntemleriyle tanındığı yazıyordu.
Elif’in içi ürperdi. Ama aynı zamanda merakı daha da büyüdü.
Aslan’ın geçmişinde ne vardı? Ve neden bu kadar yalnızdı?
Elif, o an karar verdi: Onun sırlarını öğrenmeden kalbine hükmedemeyecekti.