Bölüm 7: Sessiz Savaşın Şafağı Gülizar Ana'nın zafer sabahı, evin geri kalanı için bir mahşer gününün ilk ışıklarıydı. Havada, bastırılmış bir öfkenin ve büyüyen bir nefretin ağır kokusu vardı. O geceden sonra hiçbir şey, hiç kimse eskisi gibi olmayacaktı. Berivan artık bir "yenge" değil, aynı çatı altında, aynı erkeği paylaşmak zorunda olduğu bir rakipti. Dilan içinse, bu durum varlığına, kimliğine açılmış savaşın ta kendisiydi. Berivan, o ilk sabah mutfağa girdiğinde, Dilan'ın orada, ocak başında durduğunu gördü. Kapıdan girer girmez, havadaki gerilim elle tutulur hale geldi. Dilan onu duymuştu ama arkasını dönmedi. Sadece sırtındaki her kas, bir ok gibi gerginleşti. Berivan sessizce bir kenara çekildi, sanki görünmez olmak istiyormuş gibi. Elleri titriyordu. Dilan'ın kaynattığı çaydan

