İçimde bitmek tükenmek bilmeyen bir karamsarlık vardı. Ardı arkası kesilmeyen güzel günleri düşünemiyordum bir türlü. Sanki bir parçam haline gelmiş ve beni ben yapan en önemli şeymiş gibiydi. Bu sebeple gerçeğimi bir türlü dibine kadar yaşayamıyordum. Ya kederime karamsarlık, ya da sevincime kaygı katıyordum. Bunu ancak kendi kendine karşı olma haliyle açıklayabilirdim sanırım. Adatepe köyü gezisi her anıyla mükemmel olmasına rağmen, günün sonunda yaşayacağıma kesin gözüyle baktığım yıkım sebebiyle anda kalamıyor ve her anımda benliğime hatırlattığım gibi kendimi fazla kapılmamak konusunda sıklıkla telkin ediyordum. Köy meydanından tatlı bir yokuşla tırmandığımız yol, bizi eşine az rastlanılan bir doğa manzarası ile buluşturmuştu. Çeşit çeşit meyve ve zeytin ağaçlarının arasındaki düz

