KIZILELMA

Gönlüne Denk Gelen...

Süleyman

Şaşırmayı bilmediğimi sanıyordum bu yaşıma kadar. Meğer Melike'yi tanımadığımdanmış.. Onu tahmin etmek onunla ilgili fikir yürütmek imkansız nerdeyse. Her kendimce bir fikir yürüttüğümde bambaşka bir Melike çıkıyor karşıma. İtiraf edeyim her hali ayrı aşık olunmalık ama sanırım en çok hiçbir şeyden korkmuyor gibi görünüp aslında her şeyden korkan bir kadın olmasına hayranım.. Hem dişi panterliği hem yavru kediliği aynı bünyeye sığdırmış gibi.. Ama iş evliliğe gelince yan çizdi hemen. Tamam ben de biliyorum bir şeylerin daha yeni olduğunu ama askerim ben bir gidiyorum aylarca gelmiyorum bazen. Hemen her şeye alınıyorum gibi görünebilir ama bizim öyle uzun soluklu planlar yapmamız mümkün değil ki.

Yine de akşam sen gelsen olmaz mı deyince eridim.. Sözü emir bana.. Aslında biraz sitem edecektim ama kıyamadım, akşam gittim evine ama evime gitmişim gibi, karım karşılamış gibi. Bunun tarifi yok.. Onunla birlikte oturmak sohbet etmek, çay içmek öyle güzel ki ister istemez daimi olsun istiyor insan.

Gece ise işin rengi biraz değişti, Melike'nin evinin yan tarafından sesler gelmeye başladı, muhtemelen kapıda asker göremeyince zayıf gördüler. Ne şerefsizlermiş lan, hiç mi vazgeçmez bir insan nefretinden. Hemen Melikemin odasına girdim uyanmış zaten. Ben ona çıkma sakın diyorum o da bana diyor. Ah kadın sebebim olacaksın..

Çıktım dışarı, telsizle yardım çağırdım. Arka tarafta 2 kişi içeri girebilecekleri bir açıklık arıyor.

"Gece gece yolunuzu mu şaşırdınız lan?" dedim birden döndüler arkalarını.

"Hayalet misin komutan, nerden çıktın?"

"Yanlış soru. Türk askeri her yerde asıl sizin burada ne işiniz var?"

"Geçiyorduk.."

"Öğretmenin evinin duvarına tırmanarak mı?"

"Yok yav çişimiz geldi de duvar dibine yapıyorduk"

"Anlaşıldı anlaşıldı, çıkın ordan şimdi"

"Yürümekte mi yasak komutan" diye başlayacaktı ki indirdim suratına bir tane, ben onlara vurunca onlar da bana saldırmaya yeltendi ama o işi geçeceksin ikisine de tekme tokat daldım o arada da karargahtan İsmail ve Veysel geldi zaten.

"Alın bu itleri ben sabah ilgileneceğim" deyip yolladım. Hemen içeri geçtim Melikem korktu mu diye ama o benim feleğimi şaşırtacak şeyi yaptı. Elimden tutup kendi yatağına götürdü beni.

Ah Melike 28 yaşında üstelik asker bir adamım ben. Çek vur vallahi daha acısız olur. Ben yatınca gelip göğsüme yattı o da. Sanki hep böyleymişiz gibi, hiç yadırgamadı beni. Yabancılık çekmedi ama ben sabaha kadar perişan halde yattım. Küçük beyi sakinleştirmek hiç kolay olmadı, Melikem sarıldıkça o da hopladı durdu. Sabah ezanını duyar duymaz fırladım yataktan, daha fazla dayanmak kabil olmayacaktı çünkü, hemen bir abdest alıp sabah namazını kıldım. Sobayı yaktım, çayı demledim derken Melikem de uyandı. Uykudan yeni uyandığı zaman daha bir aşık olunası olabilir mi bir kadın.

"Melikem günaydın."

"Günaydın. Süleyman?"

"Efendim güzelim"

"Evlenme teklifini kabul ediyorum"

Elimde sobayı karıştırdığım demirle öylece kaldım. Bu kadın aklımla oynuyor yemin ederim aklımla oynuyor. Demiri hemen yerine asıp birkaç adımda yanına gittim sarıldım. Aynı yatakta da yatmışız sarılmamı yadırgamaz herhalde dedim o da beni haklı çıkardı zaten..

"Melikem bana dünyaları verdin güzel sevdiğim"

"Sensiz kalmak istemiyorum Süleyman, anladım ben"

"Ara tatile 2 hafta kaldı o zaman gelip istesek seni olmaz mı?"

"Olur komutanım olmaz mı? Ben annemlerle konuşur sana haber veririm"

Allah şunu duydum ya daha ölsem gam yemem.. Bekle ki geçsin şimdi bu 2 hafta. Yemin ederim ayaklarım yere basmıyor. Şimdi timdekilere kuzu çevirme sözüm var lan tüm askeriyeye kuzu yedirsem şu sevincimi karşılamaz.

Kahvaltı edince onu okula bıraktım ben de merkeze gittim. Şiyar'ın davası için ifade verdim, içeriden biraz zor çıkar o it. Muhtar belki elli defa geldi, oğlunu çıkarayım diye ama yok öyle bir dava. Devlete düşmanlık olmaz. Askeri sevmezsin anlarım, hükümeti sevmezsin ona da amenna, a partisi b partisi yok şu siyasetçi bu siyasetçi hoşuna gitmiyordur hepsine eyvallah ama devlete düşmanlığın affı olmaz!

Oradaki işim bitince çarşıya geçtim sabah kar hafif hafif yağıyordu ama şiddetini artırdı yarın gelmek belki mümkün olmaz. Melike'nin evi için alışveriş yaptım biraz. Kışlık bir iki sebze aldım, özlemişim sebze yemeğini Melikem de çok güzel yapıyor. Bolca da portakal mandalina aldım ama adım kadar eminim ertesi gün hepsini okuldaki çocuklara götürür bu sebeple fazla fazla aldım. Eksilen şeyler vardı biraz da onlardan aldım tekrar köy yoluna düştüm ama çoktan kar kapatmış yolları, bizimkilere haber verdim. Yolları açsınlar diye. İyi ki eksikleri almışım bugün. Yarın çıkmak zor gibi. Köyde çok iş olur onları halletmek gerekir.

Saate baktım 4 olmuş. Direkt eve geçtim kapıda İsmail vardı.

"Bir durum var mı?"

"Yok komutanım, Melike içeride. Gireyim diye çok ısrar etti valla girmedim"

"Aferin aslanım. Yengen ısrar etse de girmeyeceksiniz"

"Vallaha mı komutanım"

"He valla"

"Hayırlı olsun komutanım valla çok sevindim"

"Eyvallah aslanım."

"E bizim kuzu nerde?"

"Pazar gününe hazırlanın aslanım"

"Adamsın komutanım"

"siktir git lan"

Ağzım kulaklarımda onu yolladım bu arada izin işimi halletmem lazımdı, merkeze inince hemen bir dilekçe yazıp faks çektim haftasonu giriyor araya bana cevap en erken pazartesi gelir zaten. Neyse hayırlısı olsun deyip kapıyı tıklattım çok beklemeden Melikem açtı kapıyı ama bugün biraz farklı giyinmiş, etrafa baktım kimse gördü mü diye hemen girdim içeri. Üzerinde kadife bir elbise var, bordo ama dizlerinin üstünde, döşüde açık.

"Melikem?"

"Hoş geldin canım"

"Hoş gördüm de sen ne kadar güzel olmuşsun"

"Beğendin mi senin için giyindim"

Bir laf bir insanı alt eder mi. Etti.

"Melikem sen her halinle çok güzelsin zaten."

"Sen de çok yakışıklısın Süleyman iyi ki karargahta kadın yok"

Güldürdü beni şu hali.

"Benim gözüm senden başkasını görmüyor ki"

"Bir zahmet komutanım görmesin zaten de hem o poşetler ne?"

"Yollar kapalı sevdiğim yarın çarşıya inemeyiz bu sebeple ev için alışveriş yaptım."

"Yaa Süleyman çok teşekkür ederim, çok mahcup oldum"

"Sen ben mi var artık, neden mahcup oluyorsun"

"Yok tabi olur mu hiç"

"Bak portakal da aldım sana sever misin"

"Hiii bayılırım kabuklarını da sobanın üzerine koyalım" dedi mutfağa gidiyordu ama geri döndü. Biliyorum devamındaki cümleyi.

"Birazını da çocuklara götürebilir miyim?"

Gür bir kahkaha attım öyle deyince..

"Götür güzel sevgilim fazla aldım zaten"

Mutlu mesut geçti hemen mutfağa. Allah'ım bin şükür sana bir insana verilmiş en büyük nimet bence gönlüne denk geleni bulabilmek..

O 2 hafta öyle geçti ben bu sürede Melikem'de kaldım ama o geceden sonra bir daha birlikte yatmadık. Melike'den böyle bir talep gelmeyince ben gitmek istemedim yanına. Şükür ilk yarı bitti tabi bu arada time söz verdiğim için köyde satanlardan 5 tane kuzu aldım karargah bahçesinde büyükçe bir ateş yaktık. Melikem'de geldi, tüm askerlerin kardeşi gibi oldu zaten. Çok güzel bir gün geçirdik o şekilde.

Okulların ara tatile girmesiyle de hemen biletlerimizi aldım. Bana 1 hafta izin verdiler ama yeter çok bile. Kendime küçük bir çanta yapıp Melike'nin evine gittim.

"Melikem hazır mısın?"

"Hazırım aşkım hazırım ama çok heyecanlıyım çok özledim ailemi"

"Tamam sabret hadi direkt Ankara'ya bilet bulduk birkaç saate kavuşmuş olursun inşallah."

"İnşallah sevdiğim inşallah"

Onunla birlikte çıktık İsmail bizi bırakacak ilçeye biz oradan havaalanına geçeceğiz. Melikem'le her şey muazzam onunla yolculukta mükemmel ve ben hiç bitmesin istedim ama her güzel şeyin bir sonu var maalesef. Onun ailesi Çayyolu'nda oturuyormuş bizimkiler Keçiören'de oturuyor. Taksiyle önce onu bıraktık.

"Melikem haber bekliyorum senden, 1 hafta iznim var biliyorsun"

"Biliyorum aşkım merak etme akşam konuşurum annemlerle"

"Tamam sevdiğim, şimdiden çok özledim seni"

"Ben de Süleyman. Yaa Süleyman ben senden ayrılmak istemiyorum." dedi nerdeyse ağladı ağlayacak, sen onu bir de bana sor sevdiğim..

"Az kaldı yarim az kaldı karım olacaksın inşallah"

"İnşallah" dedi şakır gibi indi taksiden o eve girene kadar bekledim sonra eve geçtim. Tam 3 yıl oldu anamı babamı görmeyeli. Özlemek değil bu artık, burnumda tütüyorlar ve geleceğimden haberleri yoktu.

Hele anamların gönlünü alayım da sonra da inşallah gidip sevdiceğimi alayım...