Aile Meselesi..

1754 Words
Süleyman "Oy annen kurban olsun seni verene yavrum benim" "Annem güzel annem artık ağlama vallahi bin pişman oldum ya" "Sus sen karışma, anneler ağlar. Burnumda tüttün 3 yıldır yüzünü görmedim ben senin" "Annecim ama üzülüyorum böyle ağlayınca, baba sen de bir şey desene" "Ne deyim evladım yıllardır resmine baka baka ağlamaktan helak oldu, bırak kanlı canlı bulmuşken doysun evladına" Valla geldim gelmesine ama size yemin ediyorum şimdiden pişman oldum. Annem tam 1 saattir aralıksız ağlıyor. Babam desen öyle ama annem ciğerimi dağlıyor ağlarken. "Anacım tamam hadi artık" "Bilmezsin Süleyman bilmezsin sen, ben her zil çaldığında acaba oğlumun şehit haberi mi geldi diye yüreğim ağzımda yaşıyorum bilmezsin.." "Ah be annem, bir gün öyle bir haber de gelebilir ama dik durman lazım. Şehit anası olmak kolay mı?" "Göstermesin Allah'ım Süleymanım bana senin acını göstermesin Mevlam" "Tamam bunları konuşmayalım artık bak burdayım Allah'ın izniyle o şerefsizlerin kökünü kazımaya yeminliyim ölmeye niyetim yok" "Allahım hepinizi korusun yavrularım benim, ayağınıza taş değmesin, sen otur ben sana hemen bir yemek hazırlayım." deyip kalktı yanımdan. Ruh hali o kadar hızlı değişti ki yetişemedim, aklıma Melikem geldi istemsiz o da annem gibidir hali halini asla tutmuyor. Annem mutfağa gidince babama döndüm. "Nasılsın baba" "İyiyiz oğlum çok şükür bir senin derdindeyiz işte." "Dertlenmeyin, iyiyim çok şükür ben" "Öyle de işte ana baba olmak başkadır yalnız sanki başka bir hal var sende. Amcanın oğlunun düğününe teyzenin cenazesine bile gelmedin sen, hayır mı?" Güldüm öyle deyince babam 25 nde baba olmuş bir adam daha 53 yaşında ve bir hayli de dinçtir. Emekli olunca da annemle akşamlıyorlar evde. Annem ise daha 18 ndeymiş beni doğurduğunda. Zaten tek çocuğum nasıl bıktırdıysam benden sonra çocuk yapmamışlar, çok şımarık bir çocuktum iyi biliyorum. İllallah ediyordu babam akşam gelen şikayetlerden. Haliyle her halimi de ezber etti ve kaçmadı gözünden. "Hayır baba hayır bir kı.." diyemeden annem girdi içeri. "Hadi annem hemen sofraya otur." "Geldim annem" dedim babamla beraber ayaklandık. Buzlukta her zaman hazır olan yaprak sarmasından çıkarmış çok seviyorum diye de bamya pişirmiş. Evet çoğu insanın aksine bamyaya bayılırım bol ekşili de olursa bir tencereyi bir başıma yiyebilirim.( bu yazar:)) Öyle de yaptım herhalde en son tencerenin dibini gördüm sarmaları da indirdim mideme yemin ederim ana yemeği gibi yok. Melikem duymasın ama, onun yemekleri de çok güzel tabiki. Yemekten sonra çaylarımızı içerken annem sıradan herkesi aramaya başladı geldiğimi haber vermek için beni de azad etmiyor ki babamla iki çift konuşayım. Herkes telefona beni istiyor hal hatır soruyorum falan derken en son dayanamadım kaçtım evden. Mahalleyi de özlemişim, arkadaşları buldum hepsi şaşırdı beni görünce onlarla da biraz hoş beş yaptık epey sohbet ettik, özlemişim ya.. O dağ senin bu dağ benim gezerken hayatı kaçırmışım farkında olmadan. Pişman mısın derseniz asla.. Görevimin başına dönmek için can atıyorum.. Artık saat epey geç olunca eve döndüm, evde Melikemi görmeye o kadar alışmışım ki yoksunluk çekiyorum adeta ama anam kadın sağ olsun evi doldurmuş. Amcamlar, halam, teyzem kuzenler hepsi bizde. Sarılmalar yalap şalap öpüşmeler koklaşmalar derken şükür oturabildim. Herkes sohbet etmek için can atıyor ama ilginç bir şekilde herkes kendi askerlik anılarını anlatma derdinde. Ben askerden gelmedim akrabalar benim mesleğim bu!!! Bir iki beni de sıkıştırdılar bir şeyler anlatayım diye ama onların olay diye yaşadığını biz yaşadığımızda bugün olay olmadı şükür diyoruz. Ne demeye şimdi anamın babamın içine ateş düşüreyim, geçiştirdim ta ki önümde iyice eğilen kıza kadar. Zeliha, rahmetli teyzemin kocasının yeğeni. "Buyur Süleyman çay getirdim" "Teşekkür ederim Zeliha" deyip aldım çayı ama yüzüne bakmamaya çalışıyorum göz ucuyla anama baktım gözüyle Zeliha'yı işaret ediyor. Hmm anlaşıldı meramı, kimseye ümit vermeye gerek yok. "Eee yeğenim ne kadar daha burdasın" "1 hafta burdayım amca sonra döneceğim" "Azmış oğlum la" "Hayırlı bir iş için izinle geldim amca yeter bu zaman Allah'ın izniyle" Ben öyle deyince anam babam başta olmak üzere herkes dikleşti yerinde Zeliha'ya baktım gülümsüyor. Kusura bakma be Zeliha dünya ahiret kardeşimsin. "Ooo hayırdır oğlum kimdir kimlerdendir" "Görev yaptığım yerde öğretmen amca" Hem annemin hem Zeliha'nın yüzü asılıverdi birden, sakın anne sakın o fettan kaynana triplerine girme.. "Oğlum bilmediğin tanımadığın kızla olur mu bilemedim ki." "Tanıdım, bildim ben amca. İnşallah onu isteyip bir nişan yapmak niyetindeyim bu sürede." "Anladım oğlum hayırlısı olsun" dedi amcam ve kapattılar konuyu. Anlamış oldum ben de ben gelmeden Zeliha mevzusu dönmüş demek ki bir anda herkes sus pus olduğuna göre. Saat geceye yaklaşmışken de gitti millet. Ben bizimkilerle kaldım ama annemin bakışları hoşuma gitmiyor. "Süleyman?" "Efendim anne" "Ne demek anaya ataya danışmadan evlenmeye karar vermek" "Anne çocuk muyum ben, hani ömrü ben paylaşacağım ya bir zahmet benim gönlüme göresi olsun" "Asker adamsın sen, bir gidiyorsun aylarca yoksun. Namusuna sahip çıkacak temiz kadın olmalı." "Hmm Zeliha mı sağlıyor bu şartları." "Nesi var eli yüzü düzgün kapalı, namazında niyazında liseyi de bitirdi daha ne olsun." "Anne Zeliha kötüdür demiyorum maşallahı var hem güzel hem ahlaklı ama dünya ahiret kardeşim, benim gönlümde başkası var ha sen diyorsan ki kendi bulduğumdan başkasını istemeye gelmem ben başımın çaresine bakarım." "Feraye sen ne karışıyorsun. Çocuk haklı, bir ömür o yaşayacak. Zeliha iyi diye istemediği biriyle mi evlensin" "O da severdi Zeliha'yı zamanla" "Yahu zaten bulmuş sevdiğini, gönlünde biri var niye Zeliha'yı sevmeye uğraşsın" "Tamam tamam bir şey demedim. Oğlum sen benim kusuruma bakma ben sen mutlu ol istedim valla billa. Sen kimi istiyorsan ben evlat diye onu bilirim. Gücenme sen bana" Kalktım elini öptüm, benim tanıdığım annem bu kadın, diğer tavırdaki kadını ben tanımıyorum.. "Canım annem merak etme belki kapalı değil ama hem ahlakına hem güzelliğine ben kefilim." "Sen ne diyorsan o evladım, bana güzel gelse ne gelmese ne senin gönlün sevmiş ya gerisi önemli değil. E ne zaman istemeye gideceğiz." "O da benimle beraber geldi ailesiyle konuşup haber verecek anne." "İyi o zaman ben yavaştan hazırlık yapmaya başlayım" Anneme ne kadar mani olmaya çalışsam da olamam biliyorum. Çoktan birkaç bohça dolusu çeyiz hazırlamaya başlamıştır bile. Yıllardır öre öre bitiremedi, tek çocuğum ben ne yapacaksam o kadar örgüyü danteli.. Güldüm bu haline. Melikem ne yaptı ne etti bilmiyorum. Sabırla aramasını bekliyorum.. 🇹🇷 Melike O kadar özlemişim ki ailemi size tarif edemiyorum. Gelir gelmez babamın kucağına zıpladım, o da kahkahayla karşıladı beni, sonra annemin dizine yattım o saçlarımı okşadı ben mayıştım. İkizler Melih ve Metin'e sarıldım öptüm sıpalarımı sanki şu birkaç ayda onlar bile kocaman olmuşlar gibi halbuki lise ikideler hala ne kadar değişmiş olabilirler ki yani. Annem beni görür görmez açtı muslukları benim de ondan aşağı kalır yanım yok ben de pıtır pıtır akıttım yaşlarımı. Geleceğimi bildikleri için bir sürü hazırlıklar yapmışlar ama annem görüntümden memnun kaldı, kilo vermemişsin bu sürede dedi ne deyim Süleyman neredeyse kendi elleriyle besledi diyemiyorum tabi. Yalnız şimdiden çok özledim onu. Annemlerle sofraya oturunca uzun uzun sohbet ettik sofra başında. Sordular da sordular ama ben nasıl diyeyim bir kere kaçırıldım, evim kurşunlandı, bir de kaçırılmaya teşebbüs edildi diye. O kısımları es geçtim okulumu çocukları anlattım. Askerlerle çok yakın olduğumu anlattım, içlerinin biraz daha rahat ettiğini biliyorum bir de beni karşılarında görünce akıllarındaki kötü senaryolar silinmiş oldu. Gece yarısına kadar sohbet ettik ama konu Süleyman'a bir türlü gelmedi. Ben de araya sıkıştırmak istemediğim için yarına bıraktım konuşmayı. Ertesi gün yine aynı pür neşe başladık güne ama aşırı tedirginim konuya nasıl gireceğimi de bilmiyorum. Ben de babamın işe gitmesini bekledim ne bileyim ilk annemle konuşursam daha iyi olur diye düşündüm galiba. Annem mutfakta börek yaparken girdim yanına. "Kolay gelsin sultanım" "Oy güzel kızım benim sağ ol annem." "Anne şey diyecektim.." "De annem" "Bir şey konuşabilir miyiz seninle" "Konuşalım annem, ne oldu?" "Ama önemli bir konu şöyle otursan mı?" Baktı bana ama tedirgin oldu biliyorum, hemen ellerini yıkadı mutfaktaki sandalyeye oturdu. "Melikem korkutma beni annem ne oldu." Ne kadar kıvransam da baktım bu işin içinden çıkamayacağım ben de yekten söyledim. "Anne biri var." Bakışları değişti bir anda, biliyorum küçük olduğumu düşünüyorlar hala. "Ne demek biri var Melike çocuk sayılırsın kızım sen daha" "Anne 22 yaşında bir öğretmenim ben, ne çocuğu" "Kızım meslek sahibi olabilirsin ama biri var diye bana anlattığına göre ciddi düşünüyorsun ve evlilik için çok küçüksün" "Anne küçük deyip durma lütfen sen 20 yaşında evlenmişsin" "Şimdiki aklım olsa evlenmezdim o kadar erken" "Anne biraz ılımlı olamaz mısın?" "Kızım aklım allak bullak oldu bir anda, şaşırdım. Kim peki bu adam. Aynı okulda mısınız öğretmen mi o da." "Yok, ııı öğretmen değil" "Eee" "Asker.." "Ne" deyip fırladı oturduğu yerden. "Sen kafayı mı yedin Melike aklını mı kaçırdın askerle evlenilir mi?" "Ya anne niye evlenilmesin?" "Kızım asker dediğin bir göreve gider belki aylarca gelemez bir başına yaşarsın çocuğun olur bir başına büyütürsün. Kendini yakmak mı istiyorsun?" Annem böyle söyledikçe ağlamaya başladım. Onlar biz rahat edelim diye ev bark yüzü görmüyor evlatlarından ayrı kalıyorlar ama annem için bunun tezahürü çok başka. Oysa böyle şerefli bir meslek sahibiyle hayatı paylaşmak büyük bir onurdur bana göre. "Evet anne haklısın ve şuan ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kere daha anlıyorum" Annem şaşkınlıkla oturdu. "Melike duygusal davranıyorsun" "Elbette duygusal davranıyorum anne evlilik bu, hep yanımda olan ama sevmediğim bir adamla evlenmektense belki yılda birkaç ay görebildiğim ama deli gibi sevdiğim bir adamla olmam daha insani değil mi sence de.." "Ah kızım ah evlilik böyle bir şey değil ki, şimdi her şey güzel gelir. Samanlık seyran sanırsın ama zaman geçtikçe beklentin artar o birkaç ay yetmez insana.." "Anne biliyorum haklısındır ve yine biliyorum tecrübenle konuşuyorsundur ama ben kaderim Süleyman'la yazılmış olsun istiyorum hayatı onunla paylaşmak istiyorum" Derin bir nefes aldı. "Babanla konuşayım Melike ama onun da hoşuna gitmeyecektir biliyorsun" "Anne kararlıyım lütfen arkamda durun" Bu konuşmadan sonra annem çıktı ben hala mutfaktayım ama sesi geliyor. Babamla konuşuyorlar sanırım. Babamın sesini duymuyorum ama annem biraz ısrarcı konuşunca istemsiz gülümsedim.. Bir iki dakika sonra annem mutfağa geldi ama yüzünden düşen bin parça. "Anne ne dedi babam?" "Melike köpürdü köpürdü anlatamam sana ama babanın hiç gönlü yok" "Anne nolur ya, niye böyle yapıyorsunuz anlamıyorum ki" "Çünkü küçüksün Melike." "Ya ben Süleyman'ı seviyorum" "Hele zilliye bak annenin yüzüne yüzüne nasıl konuşuyor." dedi gülerek. "Annem ya..." "Tamam Melike gelsinler dedi baban ama isteme için değil sadece tanışma için, bunu özellikle belirt kızım öyle çiçek çikolata alıp gelmesinler baban dellenir" "Yaaa harikasın annem çok seviyorum seni hemen haber veriyorum" deyip fırladım mutfaktan aradım Süleymanın evini birkaç çalıştan sonra açıldı Allah'tan Süleyman çıktı. "Merhaba" "Melikem santral memuru oldum 2 gündür belki sen ararsın diye" Kıkırdadım böyle deyince. "Kusura bakma ancak konuştum bizimkilerle." "Evet, sonuç" "Gelebilirsiniz canım ama tanışmaya gelsinler diye özellikle belirtmiş babam. İsteme için değil yani anlatabiliyor muyum?" "Anladım güzel sevgilim, ne zaman gelelim" "Yarın akşam 7 gibi gelebilirsiniz." "Tamam güzelim yarın akşam görüşürüz." "Görüşürüz canım" "Melikem?" "Efendim?" "Çok özledim seni" "Iııı ben de.." dedim ama kıpkırmızı oldum. Sonra vedalaşıp kapattım, suratımda aptal bir sıtrıtışla öylece kaldım. Allahım lütfen her şey yolunda gitsin lütfen sorun olmasın..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD