♡6.bölüm♡

646 Words
●●● Gelen sesle kitabın altından fal taşı gibi açılmıştı gözlerim. Onun ne işi var burda, okulumda? "Uyanmayacak mısın?" Tekrar konuşunca sesi az öncekinden daha çok bana yakın gelmişti. Başımı eydiğimde kitap kayıp kucağıma düşerken, çattığım kaşlarımı ona diktim. Ayaklarımın dibinde oturmuş, sırtını yan tarafımda duran duvara yaslamıştı. Direk hiç çekinmeden konuştum. "Burda ne işin var?" "Evinize baş sağlığı dilemek için geldim ama baban okulda olduğunu söyledi." "Buraya kadar gelmene gerek yoktu, zahmet etmişsin." Diyip kucağımdaki kitabı tekrar eski rafına koydum. Beliki bugün burda uyuyamayacağım. "Seni görmek istedim." Sesindeki düşünceli ses tonunu işitiğimde, kalbim hızlandı. Beni neden görmek isteyesin ki adam? "Neden?" "İnan bunu bende bilmiyorum." Duvara yasladığı başını bana çevirirken, gözlerinde yatan o gizemli bakışları anlamdıramadım. "Sağolun ama gördüğünüz gibi iyiyim ve yalnız kalmak istiyorum." "Kovuldum mu şimdi ben?" "Nasıl anlıyorsanız Pusat bey." Dedim işi resmiyete döküp. Bana acıdığı için yanımda dursun istemiyorum. "Peki, seni yalnız bırakacağım ama lütfen bir ihtiyacın yada yardım edebileceğim her hangi bir durum olursa beni aramaktan çekinme." Başımı hafif sallayarak, "Teşekkür ederim." Dedim. Ayağa kalktığı sırada, kaş altından ona baktığımda, yine her zamanki gibi yakışıklıydı. Demin gelen kız çığlıkları, Pusat'ı gördükleri içindi demekki. Ona hala bakıyorken, hayran olduğum o ses tonuyla konuştu. "İyi uykular Asi kız." Çapkınca göz kırpıp, sınıftan çıktı. Asi kız mı? Ben asi bir kız mıyım ki bana öyle hitap etti? Tamam neyse öyleyim kabul. Neden adama kabalık yapıp, kovdum ki şimdi. Yanımda olması beni garip bir şekilde rahatlatıyor ve tüm düşüncelerden uzaklaştırıyordu. Kulağıma yine gelen kızların çığlık seslerine sırıtım. Kızlar tarafından bu kadar sevilen bir adamın beni düşünmesi hoşuma gitse de, yine de tuhaftı. Güzel biri olsam bile, Pusat'ın dikkatini çekecek bir güzelliğe sahip değilim ve bunun farkındayım. Hem zaten tavrım, duruşum, konuşma şeklim kesinlikle kibar değildi. Onu az önce kovmam bile yeterince her şeyi açıklıyor. Peki ama bunlara rağmen neden bana yakın davranıyor? Yerine bıraktığım kitabı tekrar alarak yüzüme yerleştirip, kafamı kurcalayan binlerce soru eşliğinde uyumaya çalıştım. ●Pusat'ın dilinden● Dalga'nın beni nazik bir dile kovmasına gücenmedim. Annesini kaybettiği için bu günlerde yalnız kalmak istemesi gayet normaldi. Bizim çeteye ait olan eve geldiğimde, korumalar bana kapıyı açarken, "Hoşgeldiniz efendim." Dediklerinde, başımla selam verip içeri girdim. Salona doğru adımladığımda dostum dediğim üç insanda burdaydı. Ciddi bir yüz ifadesiyle, boş olan tekli koltuğa geçip oturduğumda, onlar aksine pişkin pişkin bana bakarak sırıtıyordular. "Buluşma iyi geçmemiş sanırsam." Dedi Ali hınzırca gülümseyerek. "Doğru çünkü kovuldum." Şaşkınca yüzüme bakıyorlarken, Berk lafa atladı. "Nasıl yani?" "Dalga müzik sınıfında uyuyordu. Bende onu uyandırdım ve biraz sohbetin ettik, tabi buna sohbet denirse kardeşim çünkü hep kısa cevaplar verip, en sonunda yalnız kalmak istiyorum diyerek beni nazikçe kovdu." Oğuz ve Ali ikilisi düştüğüm durumu komik bulup, kahkaha atmaya başladılar. "Vay anasını! Pusat Demirel'in cazibesinden etkilenmeyen tek kız." Oğuz'un dalga geçen sesine, itiraz edercesine bıyık altından güldüm. "Hayır kardeşim etkileniyor ama kız duygularını iyi gizliyor. Annesinin ölmesi onu ağır etkilemiş. Kafası başka yerlerdeydi." Berk, o iki salaktan bağımsız kalmayı tercih ederek, ciddiyetle soru sordu. "Kafası başka yerlerdeydi derken kardeşim?" "Annesinin katilini bulmak istediği yüzünedeki soğukluk ve duygusuzluktan okunuyordu." Sevdiğim kadın öldüğünde bende aynı çağresizliğe düşmüşüm. Dalga'da kendimi gördüm diyebilirim. "Kızın zayıf noktasını buldun değil mi?" Ali'ye muzipçe sırıtım. "Evet. Dalga katili bulabilecek bir güce sahip değil. Onu kendime muhtaç ettireceğim." "Annesi ölen bir kıza böyle yaklaşmak biraz vicdansızca olmaz mı kardeşim?" "Hayır Ali olmaz. Babası Öykü'mü elimden aldığında hiç vicdanı sızlamamıştı. Benimde asla sızlamayacak." "Anlaşıldı kardeşim. Sen her halükarda o intikamı onlardan alacaksın." Oturduğum koltuğa daha çok sırtımı yasladım. "Kesinlikle kardeşim. Bu yoldan asla dönmem." Berk'in düşünceli sesini işitiğim de, bakışlarımı ona çevirdim. "Bunu nasıl yapacaksın? Daha bir samimiyetiniz bile yok." Dudağımın kenarıyla güldüğümde, üçünün de gözleri bendeydi. "Dalga'nın bana olan bakışlarını görseydin eğer Berk, samimiyete gerek olmadığını anlardın." Dalga'nın benden etkilendiği aşikârdı. Bugün beni yanında kovarken bile gözleri aksini söylüyordu. İşte tam da bunu istiyordum. Bana bağlanıp, aşık olmasını. Babası sevdiğim kızı, nişanlımı, Öykü'mü benden kopardı. Bende ondan çok sevdiği kızını koparacağım...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD