Saklımdasın ey yar!

851 Words
hazan Yanımızdan geçip gittikten sonra hazal ile oturmaya devam ettik. “Ee sen ne yaptın buralarda” “Hiç aynı işte tıkılıp kaldım” “Sen istemedin okumayı hazal” “Biliyorum istemedim kim uğraşacak üniversite sınavı falan” “Hayatının geri kalanında ne yapmayı düşünüyorsun peki” dedim ona bakarak. “Zengin koca” dedi ağzında çekirdek ile bana gülerek. “Yani hayatını bir adamın insafına bırakacaksın” “Neden olmasın sana göre bu acizlik gibi duruyor olabilir ama beni seven bir erkeğin koruması bana hep hoş gelmiştir.” Bu toplumdaki bu algıyı yıllardır kırmaya çalışıyorduk ama boşa. Kızlar okumadıkça hayatlarının fırsatı olarak gördükleri kollarına takılan iki bilezik ile dünyayı sadece evlilik ve çocuktan ibaret görmeye devam edecek. Bu hayatta yaşanması gereken farklı duygular olduğuna inanıyorum. Kendi ayakların üzerinde durmak, kimseye muhtaç olmamak, kendi hayatını istediğin gibi yaşamak… Bunlar varken insan neden prangayı seçer ki anlamıyordum. Sonra babam eve doğru geliyordu bizde onunla beraber eve girdik ama canı sıkkın gibiydi. Babam pamuk fabrikasında usta başıydı fabrika da şahinlerindi. Akşam yemeği hazır olup masayı yavaş yavaş kuruyorduk ama babam hala düşünceli görünüyordu. Masaya oturunca annem daha fazla dayanamadı “Hayırdır bey neyin var” Babam önündeki yemeğin içinde kaşığını gezdirip duruyordu. Derin ve dertli bir nefes aldı o kırışmış yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. “Hazala talip var “ dedi babam bir anda. Annem şaşkınca bir babama bir de hazala baktı. Hazal ise şaşkın daha doğrusu korkmuş bir ifade ile babama bakıyordu. Daha az önce bu kız evlenmek çoluk çocuk demiyor muydu bu surat ifadesi de ne şimdi? “Kimmiş bey tanıyor muyuz?” “Tanıyoruz hanım tanıyoruz” “Ee kimmiş” “Osman ağa oğlu şahine istiyor “ Elimden düşen çatalla sofradaki sessizlik bir anda bozuldu. Kopan şangırtıdan sonra bir süre hareket edemedim. Annem hem şaşırmış hem de şaşırmamış gibiydi. Babamsa üzgün bir şekilde durmaya devam ediyordu. Hazal ağlamaklı bir sesle bir anda çıkıştı “Baba olmaz ben onunla evlenmek istemiyorum “ Bence de olmazdı. Benim hayatımın aşkı eniştem mi olacaktı. Çok saçma. Babam bir anda sinirlendi ama konuşmasına sakin devam ediyordu. “Onu kuytuda tenhada oğlanla yakalanmadan önce düşünecektin. Köyün diline düştünüz istesende istemesende bu iş olacak. “ “Nee “ diyebildim sadece. Nefesim kesildi, sesim kesildi, kalbime giden kanım kesildi. Kardeşim. Aşık olduğum adamla. Yok bunlar bir şaka ya da bir kabus olmalıydı. “Diyeceklerim bu kadar yarın istemeye gelecekler hazırlıkları yapın.” Dedi ve kalktı sofradan. Akşamın yeni çökmüş karanlığında üç kadın masanın başında oturmuş her birimiz başka bir derde üzülüyorduk. Hele ki ben nasıl üzülmeyim. Kalbimi verdiğim tek insan yıllarca yolunu gözlediğim kişi sevdiğimi söyleyemeden eniştem olacaktı. Her şeyi geçtim kardeşimle yakalanmıştı. Sırtım soğuk soğuk terliyor bu acının geçmesini bekliyordum ama giderek daha çok oturuyordu sanki içime. Başka birine dokunmuş olabilme ihtimaline bile ben dayanamazken kardeşim ile. Yok devamını aklımdan bile getiremiyordum. Şu an ki durumda aşırı tepki vermemem dikkat çekmemem gerekiyordu ama ne yapacaktım ben de bilmiyorum. Sofrayı topladıktan sonra odamıza geçtik hazal ile. “Ne oldu bana tek tek anlat” “Ne anlatayım ki “ dedi ağlayarak. “Her şeyi “ dedim sesim biraz yüksek çıkmıştı. “Ben köyde gidiyordum bir gün baktım karşıdan şahin geliyor bana doğru gülerek geldi normalde fazla konuşmazdı benimle. “Nasılsın hazan “ deyip elini uzattı. “Baya uzun zaman oldu görüşmeyeli nasılsın “ dedi bana bende ona “hazan değil hazalım ben “dedim. Beni sen sanmış sonra her gün babama yemek götürürken fabrikanın orda görmeye başladım. Sürekli konuşuyor benle ilgileniyordu. Bir gün şeytana uyduk işte pamukların ambar odasında bizi yakaladılar kim söylemişse gitmiş babasına söylemiş. Sonra herkes yüzümüze olmasa bile arkamızdan konuşmaya başladı. Anlayacağın böyle ama bir anlık bir şeydi ben onu istemiyorum. Ben…” Devamını getiremiyordu. Yüzüne doğru baktım ayaklarını kendine çekmiş ağlamaya devam ediyordu. “Sen?” Dedim. “Ben başkasına aşığım onunla evlenemem.” Ben kafayı yiyecektim nasıl bir hale düştüğüme bende anlam veremiyordum. “Ne zaman oldu bu olaylar ?” “Sen gelmeden 1 hafta önce.Hazan yardım et bana ben onunla evlenmek istemiyorum.” “Bunu ona söyledin mi peki “ “Hayır o beni kendine aşık sanıyor ama ben onu sevmiyorum hatta iğreniyorum.” Böyleydi işte hayat. Bir söz vardı bir yerde görmüştüm. “Benim kıyısında saygıyla beklediğim olanak, Başkalarının çiğneyip attığı basit bir sıradanlıktı. “ “Peki neden böyle bir şey yaptın” “Bilmiyorum ilgisi iyi geldi. Ahmet vardı benim görüştüğüm çocuk. Onunla o ara aramız kötüydü bir anlık gaflet. “ “Peki şimdi ne olacak?” “Bilmiyorum inan bilmiyorum ama ben o çocuk ile evlenemem. “ “Adın çıkmış diyorlar kızım anlamıyor musun?” Artık sinirlenmeye başlamıştım. “Evlenirsem öldürürler beni çünkü ben başkası ile birlikte oldum. Düğün gecesi belli olur öldürürler onlar beni.” “Ne yaptın “ Şaşırmaktan artık bende hal kalmamıştı. Hayatını karartmıştı ve bunu bile isteye yapmıştı. Onu şu an dövmek istiyordum.saçını başını yolmak istiyordum. Şahini elimden aldığı için değil kendi hayatını mahvedecek kadar aciz olduğu için. “Şu an ne olacak peki hiç düşündün mü adam kim peki. Bu durumdan haberi var mı?” “Evet var az önce görüştüm. “ “Ne diyor peki?” “Birlikte kaçacağız.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD