Erdem bana sarıldı. Tenimle teni birleştiğinde zaman sanki durdu. Erdem ’in parmakları omzuma değdiğinde, bütün vücudum bir anda elektrikle doldu. Sadece ben ve o, hep sakladığımız o sınırların tam ucundaydık. Nefesi boynumda hafifçe esiyordu, dudakları soğuk ama ateşli bir dokunuşla tenime kaydı. Gözlerimi kapattım, çünkü o an her şeyden kopmak istiyordum; sadece onu hissetmek, sadece onunla olmak. Parmakları yavaşça, usul usul sırtımdan aşağı kaydı. Kalbim göğsümde hızla çarpıyordu, ama o an Erdem ’in içinde bir savaş olduğunu hissediyordum. Her hareketiyle, kendini tutmaya, dizginlemeye çalışıyordu o duyguları. Sonra aniden çekildi, sanki yanan bir ateşten kaçarmış gibi. Kendini kanepeden attı, uzaklaştı benden. Gözlerimi açtım, ona baktım. İçinde biriken duygular, korkular ve sorum

