Erdem’ in kanepeye uzanmasının ardından ben de hiç düşünmeden yanına kıvrıldım. Ayaklarımız birbirine değdiğinde bile içim ürperdi. O an, her şey bir anda tuhaf bir şekilde yavaşladı sanki. Salon sessizdi, sadece Erdem ’in nefes alışları kulağımda yankılanıyordu. Çok yakınındaydım… Ama yine de bir türlü doyamıyordum bu yakınlığa. Başımı hafifçe çevirip ona baktım. Gözleri tavana dalmıştı. O sakinliğin içinde, içinde kopan fırtınaları seziyordum. Yavaşça başımı onun omzuna yasladım. Tepki vermedi. Hatta, omzunu bana biraz daha yaklaştırdı. “Rahat mısın?” diye sordu, sesi fısıltı gibiydi. “Evet…” dedim. Gerçekten de öyleydim. Belki de çok uzun zamandır ilk kez. Bir süre öylece yattık. Ben onun kolunun altına doğru süzüldüm yavaşça. Avcumla göğsüne dokundum. Kalbinin atışlarını hissedebil

