Mumlar... Ciddi ciddi mumlar yakmış. Masanın üstünde tabaklar, kırmızı peçeteler, peçetelikte bile kalpli desen var. Üstelik masa örtüsü var. Hani bu adam askerde yaşıyor, tugayda falan sandım ben; meğer içinde gizli bir Pinterest panosu saklıyormuş da haberimiz yokmuş. Kafamı sağa çeviriyorum, duvarda hafif loş bir ışık süzülmüş. Radyo da bir yerden hafif hafif çalıyor. Bu adam gerçekten ilk öpüşmemiz için küçük çaplı bir evren kurmuş burada. “Bunları... şey için mi yaptın yani? Hani sırf ilk öpüşme anım güzel olsun diye mi yani?” dedim, dudaklarımı büzerek. Ama büzmeme bakmayın, aslında içimden kahkaha atmak istiyorum. Erdem gayet düz, gayet net bir şekilde, “Evet.” dedi. İnanılmaz. İnanılmaz ya. “Sen öküzsün.” dedim. “Vallahi bak, hayvanat bahçesi bile bu kadar organize değil. Hem bu

