3.Yabancı Dokunuşlar

962 Words
Mecbur kaldığımız seçimlerin hayatımızı ne denli değiştireceğini bilseydik yine de aynı seçimi yapar mıydık? Ben bir canavarın dokunuşlarına boyun eğmek zorundaydım.Çünkü bu benim seçimimdi.Sevdiklerim yaşasın diye kendimi kurban etmiştim ve bunları yaşayacağımı bilsem bile seçimimden geri dönmezdim.Bedenime yapacakları tüm eziyetleri kabul etmiştim zaten.Fakat hiç bilmediğim yabancı dokunuşlar ruhumdan da parçalar koparacaktı. Buna hazır mıydım? Karşımda ki karanlığa ve kine bulanmış gözler hazır olup olmamamla ilgilenmiyordu.İstemesem de bu gece yaşanacakların benden koparacaklarına göz yumacaktım. "Geç yatağa!" Welat, ruhumu bedenimden sökmek ister gibi bakıyordu bana.Dizlerimin titremesine engel olamıyordum.Fakat yine de dediğini yapıp yanından geçtim ve yatağa ilerledim. Ellerim tir tir titriyordu.Buna engel olmak için sıkıca yumruk yaptım.Avucumda söndürdüğü sigaranın taze yarası cayır cayır yandı.İçimde ki yangınların yanında bir kıvılcımdı oysa ki.Yatağın dibinde durup bakışlarımı yere sabitledim. Bir an önce olup bitmeliydi ve bu lanet gün sona ermeliydi artık.Dayanırdım. Arkamda hissettiğim hareketlilik ile yavaşça yönümü ona döndüm.Ona asla bakmıyor, gözlerimi diktiğim zeminden ayırmıyordum.Yüzümün bembeyaz olduğundan emindim. Canımın yanmasından mı korkuyordum yoksa bir daha asla eski ben olmayacağımdan mı? Welat tam karşımda durup ruhsuz gözlerle üzerimde ki üstü yukarı sıyırdı.Direnmeden izin verdim ona.Az sonra uzun saçlarım, sütyenin açıkta bıraktığı üst gövdeme döküldü. Utanıyordum.Yüzüne bakmadım. Elleri üzerimden çekilip kendi kıyafetlerine gitti.Saatler önce üzerine giydiği gömleği tekrar çıkardı.Bu sefer de beni kurtarabilecek bir şey olur muydu? Fakat istediğim olmadı ve karşımda ki kocam gömleği sıyırıp yere attı.Bakışlarını yüzümde hissediyordum ama bakmadım ona.Bu iş bitene kadar bakmayacaktım da. "Neden bakmıyorsun bana?Korkuyor musun?" Alay eder gibi konuşmasıyla gözlerim yerde cevap verdim ona. "Senden korkmuyorum." Ona kafa tutmak şu anda ne kadar iyi bir fikirdi bilmiyordum ama birazdan bedenime hüküm süreceğini bildiğimden ruhuma asla sahip olamayacağını da bilmeliydi. "Göreceğiz onu şimdi Leyla." Gülerek konuşması ile dişlerimi sıktım.Gözyaşlarımı içime akıtıyordum.Gecenin sonunda istediğim kadar ağlardım ama şimdi değil.Onun karşısında ağlamayacaktım daha fazla. Gözlerim yerde iken duyduğum kemer sesi titrememi arttırdı.Az sonra yere düşen kıyafetlerin sesi ile kaba elleri eteğime gitti.İç çamaşırlarım ile kaldığımda beni yatağa itti hafifçe.Düşer gibi oturduğum yatakta üzerime doğru eğildi.Onun da üzerinde sadece çamaşırı vardı. "Sesini duymak istemiyorum.Bu yüzden sessiz ol." Kafam yatağa düştüğünde gözlerimi kapattım.Şakaklarıma kayan damlalara engel olamadım.Oda karanlık olduğundan bunu görmediğini farz ettim. O andan sonrası ise hızlıca olup bitmişti.Bunu dilim söylemişti ama kalbim acı ile sıkışıyordu.Ruhum düştüğü karanlık kuyudan bir daha asla çıkmayacaktı.Ben bir daha asla eski Leyla olmayacaktım.Yabancı dokunuşlarını bedenimde hissediyordum halâ.Boğazımda kocaman bir yumru oluşmuştu ve her yutkunduğumda ağrıdan kıvranacak raddeye gelmiştim. Bedenim acıyordu. Ruhum acıyordu. Ve dediğini yapıp bir kez bile ses çıkarmamıştım.Yan tarafımda yüzükoyun yatan kocama bakmadım yine.Sızlayan bedenim ile doğrulmaya çalıştığımda ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı. "Çık odadan uyuyacağım.Ağlamanı çekemem." Uykulu sesi ile söylediği şey ruhuma yeni bir delik açtı.Dediğini yaptım ve yataktan çıkıp banyoya yürüdüm.Adımlarım sarsak ve güçsüzdü.Yanaklarımda sessiz gözyaşları vardı. Banyoya girip kapıyı aynı sessizlikte kapattım.Adımlarım duşa kabine yöneldi.Tepemde ki suyu açtığımda soğukluğunu hissetmedim.İçim yanıyordu ve bu yangın hiç sönmeyecekti.Ağzımdan kaçan hıçkırığı elimle zaptettim.Titreyen çenem ile dakikalarca o suyun altında kaldım. Gözyaşlarım kuruyana kadar ağladım.Ve adımımı dışarı attığım da artık daha hissizdim.Üzerime sardığım havlu ile odaya girdim.Yanda ki küçük valizimi alıp banyoya geri döndüm ve elime gelen kıyafetleri üzerime giydim.Açık saçlarımdan sular damlıyordu.Nereye gideceğimi bilemez gibi bir süre banyoda kaldım ama daha fazla dayanamayıp odaya geri döndüm.Kasıklarım acıyordu ve ayakta duracak gücüm kalmamıştı. Burada durmaya da gururum el vermedi.Beni kovmuştu.Odadan çıkmak için yavaşça yürüdüm.Kapıyı açıp karanlık odadan çıktım ve ardımdan kapattım.Olduğum yerde kalmış, yuvası fırtına ile dağılan yaralı bir kuş gibi evsiz hissediyordum.Ait değildim artık hiçbir yere.Evimden, ailemden kopmuştum. Bakışlarım kapının yanında, yerde ki sepete kayınca ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı.Oysa ki az önce tüm gözyaşlarım bitmişti.Bu sepetin anlamı açıktı.Az önce olanların delilini istiyorlardı.Birazdan gelirdi Welat'ın annesi.Beni burada gördüğünde ne düşüneceğini umursamadan kapının dibine çöktüm.Nereye gidecektim ki zaten. Sabah buraya adım atarken asla ağlamayacağım demiştim.Fakat şimdi kalbim sökülürcesine ağlıyordum.Tüm gücüm bitmişti.Kafam arkamda ki kapıya yaslandığında gözyaşlarım boynuma doğru uzun bir yol çizdi.Duyduğum adım sesleri ile kafam hızla yaslandığı yerden ayrıldı.Bakışlarım merdivenlerden çıkan kişiyi görmek için kısıldı.Tahmin ettiğim kişi ifadesiz ama memnuniyetsiz gözler ile bana doğru geliyordu.Bacaklarımı daha çok kendime çekip olduğum yerde bekledim.Bakışları bana değdiğinde yüzünü buruşturdu. "Ne o?Kapının önüne atmış oğlum seni?" İmasını anladığımda yutkundum. "Çık dedi." Ruhsuz bir şekilde cevap vermiştim ona. Beni bir anda kolumdan kavrayıp havaya kaldırdı.Güçsüz bedenim bir bez bebek gibi hareketine karşı çıkamadı. "Niye!?Neden attı seni kapıya!?Nerede çarşaf!?" Sözleri onur kırıcıydı.Bakışları kapının önünde ki boş sepete kaymıştı.Kollarıma batırdığı tırnakları canımı yakıyordu. "İçeride.Bırak kolumu." Kolumu silker gibi beni itti.Kapıya çarpan sırtım gürültü çıkardı. "Yarın sabah o çarşafı görmezsem seni ananın kapısına atarım!Hele bir olmasın o kan!O zaman asıl acının ne olduğunu göreceksin sen!O abin olacak şerefsiz seni yamadı zaten bize!" Abime söylediği söz ile çenemi sıktım. Şu andan daha fazla canım yanmazdı.İstediğini yapabilirdi.Sadece şu an beni bana bıraksalar olmaz mıydı? Görmüyor muydu halimi gerçekten hiç?Bu kadar mı merhametsizlerdi? Beni şaşırtarak arkasını dönüp gitti.Olduğum yere tekrar düşüp kafamı kapının menfezine yasladım.Gözyaşlarım kapalı gözlerimden akıyordu.Bedenim ise daha fazla dayanamadı ve uyuyakaldım. Bir daha uyanmamak istedim ama bu mümkün değil gibiydi... *** Sertçe yere düşmem ile irkilerek uyandım.Acıyan gözlerimi açmaya çalıştım.Sabah ışığı gözlerimi daha da acıttığında düştüğüm yeri algılamaya çalıştım.En son kapıya dayanıp uyuyakalmıştım ve şimdi fark ediyordum ki gözlerimin hizasında ki ayakkabılar kapıyı açan Welat'a aitti.Kapıyı açtığı için geriye düşmüştüm.Yavaşça yutkunup kalkmaya çalıştım. "Günaydın Leyla.İlk günden kapımda yatmalar falan hayırdır?Aşık mı oldun bana dün geceden sonra?" İğrenç sözlerini duymazdan gelip acıyla ayağa kalktım.Alaycı gözleri üzerimde gezindi.Yanından geçeceğim sırada kolumu tutup beni kendine çekti.Çenemi sıkarak gözlerimi karşımda ki duvara sabitledim.Dudakları kulağıma yaklaşırken nefesimi tutup çenemi sıkmıştım. "Gece için hazırlan ve bir an önce çocuğuma hamile kalmaya bak Leyla...Yoksa her günün bir öncekinden daha kötü olacak." Kolumu iterek bıraktı ve kapıdan çıkıp gitti.Onun çocuğuna hamile kalmak istemiyordum.Gerekirse her gün daha fazla acı çekerdim ama onun gibi bir pisliğin çocuğunu doğurmazdım.Bunu günahsız bir cana yapamazdım. Kapıyı kapatırken zihnimde sadece bundan sonra yaşayacaklarımın merakı ve kederi vardı. Yüzüm bundan sonra güler miydi bilmiyordum ama ben artık eski Leyla olmayacağımı biliyordum...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD