YERE DÜŞEN EGO

1262 Words
Aşk her zaman bir savaşla başlar . . . Ada, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte uyanmıştı . Okulun sessiz bahçesi onun en sevdiği kaçış noktasıydı . Burada geçirdiği üçüncü yılıydı . Bu süre boyunca kazandığı ödüller duvarlarda değil , kalbindeydi : Keskin nişancılıkta altın rozet . . . Uzun mesafe koşuda birincilik . . . Strateji geliştirme ve yönetimde takdir belgeleri . . . Üç yıldır tek bir hayali vardı : Hayalet Birliği ’ yle yüz yüze gelmek . Ve şimdi . . . gelmişlerdi . Hem de sessiz sedasız değil . Tam anlamıyla sarsıcı bir şekilde . Koşusunun son turundaydı . Bahçenin ucunda , dün uzaktan gördüğü adamlardan biri dikkatini çekti . Kumral teni güneşle parlıyordu , saçları hâlâ ıslaktı . Sporcu atletiyle esneme hareketleri yapıyordu . Birkaç saniye sonra arkasından üç kişi daha geldi . Sarışın olan, esneyerek öne geçti . Gamzeli çocuk elinde telefon , kulaklığı takmıştı bile . En arkadaki, iri yapılı ve kaslı olan ise tek başına , aletsiz antrenman yapıyordu . Ada, onların isimlerini bilmediğinden kendi içinde kodlamıştı: Kumral , Sarışın , Gamzeli ve Kaslı . Hayalet Dörtlü . Köşedeki bankta oturup suyunu yudumladı . Gözü saatte değildi . Kalbi ilk kez bu kadar hızlı atmıyordu . Hayalet Birliği ona doğru yaklaşıyordu . Ada istifini bozmadı. Olduğu yerde kaldı . Gelsinler bakalım , dedi içinden . Dörtlü tam karşısında durdu . Yalın , gözlerini dikmiş Ada’ya bakıyordu . Burası onların antrenman alanıydı . Ve şimdi burada yabancı bir çömez oturuyordu . Ada’nın üstünde sporcu atleti vardı . Siyah saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Kahverengi gözleri , doğrudan Yalın’ın gözlerine kilitlenmişti . Bakışlar konuşmaya başlamıştı . Sessizliği ilk bozan Ada oldu. “Bir problem mi var ?” dedi . Dik dik bakıyordu . Geri adım atmaya niyeti yoktu . Yalın da aynı şekilde baktı . “Burası bu ekibe ait ,” dedi sert bir tonla . “Eee ?” Ada ayağa kalkarken omzunu silkti . “Eesi , çömez . . . burada antrenman yapmazsın .” “Valla ‘ burada antrenman yapamazsın ’ yazısı göremedim. Sen gördün mü ?” Sesinde hem alay hem de ciddi bir meydan okuma vardı. Baran kıs kıs güldü . Kerem ve Metehan şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Yalın ’ ın eli yumruk olmuştu. “Madem öyle . . . çömez ,” dedi Yalın . Birden kolundan tutup onu sahadan uzaklaştırmaya çalıştı . Ama o an . . . Ada ani bir hamleyle , yakın dövüşte öğrendiği tekniklerden birini uyguladı . Yalın , saniyeler içinde yerdeydi . “Ooo !” diye bağırdı Boran . Metehan hemen ona dirseği indirdi . “Sus lan ,” dedi fısıltıyla . Ada , Yalın ’ ın kollarını arkadan tutmuştu . Dizi sırtına bastırılmıştı . Yalın kalkmaya çalıştıkça baskı artıyordu . Gücün tek başına yetmeyeceğini anlamıştı . O sırada, bahçenin diğer ucunda Halil Hoca olan biteni izliyordu . Bu genç kız . . . dikkatini çekmişti . Gözüne kestirdiği kişi , çoktan Hayaletlerle tanışmıştı bile . Yakında onunla konuşacaktı . Halil Hoca öğrencilerin yanına yaklaşırken üç erkek bir anda hazır ol pozisyonuna geçti . “Ada , Yalın ’ ı bırak ,” dedi net bir sesle . Ada , hiç tereddüt etmeden dizini çekti , Yalın ’ ın üzerinden kalktı . İkisi de hazır ola geçti . Halil Hoca bakışlarını Ada ’ da sabitledi . “Sen gidebilirsin ,” dedi . Ada oradan uzaklaşırken , Hayalet Birlik için en uygun aday olduğuna bir kez daha emin oldu Halil Hoca . Hayalet Birlik hâlâ hazır olda bekliyordu . Halil Hoca , “Rahat, asker ,” dediğinde hepsi rahat pozisyona geçti . “Bu karmaşa nedir , Yalın ?” dedi . “Komutanım , çömez bizim alanımızda antrenman yapıyordu. Yapmamasını söyledim ,” dedi . “Üç yıldır burada antrenman yapar kendisi . Ve siz de üç yıldır Hayalet ’ siniz , asker ,” dedi . “İyi de komutanım , burası bize ayrılan özel yer değil miydi ?” diye sordu Baran . Mavi gözleriyle hocasına bakıyordu. Hocası onu süzdü . “Evet , ama o da burada antrenman yapacak ,” dedi. Saatine baktı ve : “Şimdi derslere ,” diye ekledi . “Emredersiniz , komutanım ,” diyerek hepsi dağıldı. Halil Hoca , kafasındakini yapmak için odasına geçti . Okulda bir etkinlik düzenleyecekti . İki buçuk yıl önce yaşanan olay üçüncü yılına giriyordu ve onun bir daha yaşanmasını istemiyordu . Odasına çıkarak etkinlik için bir taslak oluşturdu . Yeni gelen öğrencilerle mezun olacak öğrencilerin kaynaşması ve Ada ’ yı Hayalet Birliği ’ ne katmak için düzenleyeceği küçük , hileli bir oyun hazırlayacaktı . Hayalet Birlik, Halil Hoca ' nın “dağıl ” komutuyla sessizce odalarına çekildi . Koridor dar , sessizlik yoğun , gerilim ise hâlâ havadaydı . Yalın , odasına girer girmez kapıyı sertçe kapattı . Gergin adımlarla yürüdü , sonra dönüp çöp kovasına sert bir tekme savurdu . Kova duvara çarpıp yere yuvarlandı . “Beni nasıl yere serdi ya !” Sesi alçaktı ama içindeki öfke gürültü gibiydi . Yüzü ter içindeydi, yumrukları hâlâ sımsıkıydı . Aynada kendisine baktı . 180 boyunda, ela gözlü , kumral tenli , açık kahve saçlı bir adam . . . Ama o adam az önce bir çömeze karşı yenilmişti. Küçük bedenli o kız . . .O anı tekrar tekrar zihninde oynattı. ' Kolunu tuttu, bastırdı ve . . . yere indirdi.' Saniyeler sürdü . Güçlü olması yetmemişti . Ada hızlıydı . Zekiydi . Ve en önemlisi . . . Gözlerinde korku yoktu . Yalın aynaya yaklaştı , alnındaki damarı görüyordu şimdi . Bu sadece bir fiziksel çöküş değildi . Egosu da kırılmıştı . Tam o sırada kapı aralandı . İçeri ilk giren Baran oldu. Ardından Kerem ve Metehan . Baran kıkırdadı . "Usta , senin sahaya gömüldüğün anı t****k’ a koyarsak rekor kırarız ha !" dedi , gülmeye devam ederek . Yalın ona öyle bir baktı ki Baran hemen sustu . Ellerini kaldırarak : “Tamam tamam, şaka . . . Ama bak, ciddi söylüyorum , o kızda başka bir şey var .” Sesi düşünceli çıkmıştı , aynı zamanda zihninde birine benzetmişti kızın hareketlerini . Metehan da başını salladı . “Fark ettiniz mi ? Kız ne tereddüt etti ne panikledi . Sanki bu anı bekliyormuş gibiydi .” Kerem, sessizce pencereye yaklaştı . Ada hâlâ gözle görülebilecek uzaklıktaydı ; görebiliyordu . “Halil Hoca ’ nın göz hapsinde sanırım ,” dedi . Kızın gidişini hâlâ izliyordu . Kız gözden kaybolunca pencereden çekildi ve : “Hazırlanalım , ders başlayacak . Ondan önce şu aç ’ ı doyuralım ,” diyerek Baran ’ ı gösterdi . Herkes fakültelerine dağılmak üzere çıktılar . Okulda bir ünleri vardı onların . Hepsi ulaşılmaz gözükse de yaralı çocuklardı onlar . Yalın ’ ın anne babası şehit olmuş , hem öksüz hem de yetim büyümüştü. Onu büyüten anneannesi ise on sekiz yaşına bastığında vefat etmişti . Taze bir yarası vardı . Kerem , bilgisayar kurduydu . Onun da babası şehit olmuştu. Tek çocuğuydu . Annesi , babasının kaybına dayanamamış ve şu anda ruh ve sinir hastalıklarında tedavi görüyordu . Baran ise . . . Hayat ona hiç adil davranmamıştı. Anne ve babasını o daha küçükken trafik kazasında kaybetmiş , yetimhanede büyümüştü . Metehan ’ a gelince . . . Hayat ona adil davransa da babasının mafya olması ve kirli işlerle uğraşmasına inat asker olmaya karar vermişti . Bu yüzden babası tarafından evlatlıktan reddedilmişti . Reddedilmişliğin ortasından doğmuştu Hayalet Birlik . . . biri dışında . Emir Durukan . . . BÖLÜM SONU 👨‍✈️👩‍✈️
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD