Aşk her zaman bir savaşla başlar . . .
Ada, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte uyanmıştı . Okulun sessiz bahçesi onun en sevdiği kaçış noktasıydı . Burada geçirdiği üçüncü yılıydı . Bu süre boyunca kazandığı ödüller duvarlarda değil , kalbindeydi :
Keskin nişancılıkta altın rozet . . .
Uzun mesafe koşuda birincilik . . .
Strateji geliştirme ve yönetimde takdir belgeleri . . .
Üç yıldır tek bir hayali vardı :
Hayalet Birliği ’ yle yüz yüze gelmek .
Ve şimdi . . . gelmişlerdi .
Hem de sessiz sedasız değil .
Tam anlamıyla sarsıcı bir şekilde .
Koşusunun son turundaydı . Bahçenin ucunda , dün uzaktan gördüğü adamlardan biri dikkatini çekti . Kumral teni güneşle parlıyordu , saçları hâlâ ıslaktı . Sporcu atletiyle esneme hareketleri yapıyordu . Birkaç saniye sonra arkasından üç kişi daha geldi .
Sarışın olan, esneyerek öne geçti . Gamzeli çocuk elinde telefon , kulaklığı takmıştı bile . En arkadaki, iri yapılı ve kaslı olan ise tek başına , aletsiz antrenman yapıyordu .
Ada, onların isimlerini bilmediğinden kendi içinde kodlamıştı: Kumral , Sarışın , Gamzeli ve Kaslı .
Hayalet Dörtlü .
Köşedeki bankta oturup suyunu yudumladı . Gözü saatte değildi . Kalbi ilk kez bu kadar hızlı atmıyordu .
Hayalet Birliği ona doğru yaklaşıyordu .
Ada istifini bozmadı. Olduğu yerde kaldı .
Gelsinler bakalım , dedi içinden .
Dörtlü tam karşısında durdu . Yalın , gözlerini dikmiş Ada’ya bakıyordu .
Burası onların antrenman alanıydı .
Ve şimdi burada yabancı bir çömez oturuyordu .
Ada’nın üstünde sporcu atleti vardı . Siyah saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Kahverengi gözleri , doğrudan Yalın’ın gözlerine kilitlenmişti .
Bakışlar konuşmaya başlamıştı .
Sessizliği ilk bozan Ada oldu.
“Bir problem mi var ?” dedi .
Dik dik bakıyordu . Geri adım atmaya niyeti yoktu .
Yalın da aynı şekilde baktı .
“Burası bu ekibe ait ,” dedi sert bir tonla .
“Eee ?”
Ada ayağa kalkarken omzunu silkti .
“Eesi , çömez . . . burada antrenman yapmazsın .”
“Valla ‘ burada antrenman yapamazsın ’ yazısı göremedim. Sen gördün mü ?”
Sesinde hem alay hem de ciddi bir meydan okuma vardı.
Baran kıs kıs güldü .
Kerem ve Metehan şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.
Yalın ’ ın eli yumruk olmuştu.
“Madem öyle . . . çömez ,” dedi Yalın .
Birden kolundan tutup onu sahadan uzaklaştırmaya çalıştı .
Ama o an . . .
Ada ani bir hamleyle , yakın dövüşte öğrendiği tekniklerden birini uyguladı .
Yalın , saniyeler içinde yerdeydi .
“Ooo !” diye bağırdı Boran .
Metehan hemen ona dirseği indirdi .
“Sus lan ,” dedi fısıltıyla .
Ada , Yalın ’ ın kollarını arkadan tutmuştu .
Dizi sırtına bastırılmıştı .
Yalın kalkmaya çalıştıkça baskı artıyordu .
Gücün tek başına yetmeyeceğini anlamıştı .
O sırada, bahçenin diğer ucunda Halil Hoca olan biteni izliyordu .
Bu genç kız . . . dikkatini çekmişti .
Gözüne kestirdiği kişi , çoktan Hayaletlerle tanışmıştı bile .
Yakında onunla konuşacaktı .
Halil Hoca öğrencilerin yanına yaklaşırken üç erkek bir anda hazır ol pozisyonuna geçti .
“Ada , Yalın ’ ı bırak ,” dedi net bir sesle .
Ada , hiç tereddüt etmeden dizini çekti , Yalın ’ ın üzerinden kalktı .
İkisi de hazır ola geçti .
Halil Hoca bakışlarını Ada ’ da sabitledi .
“Sen gidebilirsin ,” dedi .
Ada oradan uzaklaşırken , Hayalet Birlik için en uygun aday olduğuna bir kez daha emin oldu Halil Hoca .
Hayalet Birlik hâlâ hazır olda bekliyordu .
Halil Hoca , “Rahat, asker ,” dediğinde hepsi rahat pozisyona geçti .
“Bu karmaşa nedir , Yalın ?” dedi .
“Komutanım , çömez bizim alanımızda antrenman yapıyordu. Yapmamasını söyledim ,” dedi .
“Üç yıldır burada antrenman yapar kendisi . Ve siz de üç yıldır Hayalet ’ siniz , asker ,” dedi .
“İyi de komutanım , burası bize ayrılan özel yer değil miydi ?” diye sordu Baran .
Mavi gözleriyle hocasına bakıyordu. Hocası onu süzdü .
“Evet , ama o da burada antrenman yapacak ,” dedi. Saatine baktı ve :
“Şimdi derslere ,” diye ekledi .
“Emredersiniz , komutanım ,” diyerek hepsi dağıldı.
Halil Hoca , kafasındakini yapmak için odasına geçti . Okulda bir etkinlik düzenleyecekti .
İki buçuk yıl önce yaşanan olay üçüncü yılına giriyordu ve onun bir daha yaşanmasını istemiyordu .
Odasına çıkarak etkinlik için bir taslak oluşturdu . Yeni gelen öğrencilerle mezun olacak öğrencilerin kaynaşması ve Ada ’ yı Hayalet Birliği ’ ne katmak için düzenleyeceği küçük , hileli bir oyun hazırlayacaktı .
Hayalet Birlik, Halil Hoca ' nın “dağıl ” komutuyla sessizce odalarına çekildi .
Koridor dar , sessizlik yoğun , gerilim ise hâlâ havadaydı .
Yalın , odasına girer girmez kapıyı sertçe kapattı . Gergin adımlarla yürüdü , sonra dönüp çöp kovasına sert bir tekme savurdu .
Kova duvara çarpıp yere yuvarlandı .
“Beni nasıl yere serdi ya !”
Sesi alçaktı ama içindeki öfke gürültü gibiydi .
Yüzü ter içindeydi, yumrukları hâlâ sımsıkıydı .
Aynada kendisine baktı .
180 boyunda, ela gözlü , kumral tenli , açık kahve saçlı bir adam . . .
Ama o adam az önce bir çömeze karşı yenilmişti.
Küçük bedenli o kız . . .O anı tekrar tekrar zihninde oynattı.
' Kolunu tuttu, bastırdı ve . . . yere indirdi.'
Saniyeler sürdü . Güçlü olması yetmemişti . Ada hızlıydı . Zekiydi . Ve en önemlisi . . . Gözlerinde korku yoktu .
Yalın aynaya yaklaştı , alnındaki damarı görüyordu şimdi .
Bu sadece bir fiziksel çöküş değildi . Egosu da kırılmıştı .
Tam o sırada kapı aralandı . İçeri ilk giren Baran oldu. Ardından Kerem ve Metehan .
Baran kıkırdadı .
"Usta , senin sahaya gömüldüğün anı t****k’ a koyarsak rekor kırarız ha !" dedi , gülmeye devam ederek .
Yalın ona öyle bir baktı ki Baran hemen sustu . Ellerini kaldırarak :
“Tamam tamam, şaka . . . Ama bak, ciddi söylüyorum , o kızda başka bir şey var .”
Sesi düşünceli çıkmıştı , aynı zamanda zihninde birine benzetmişti kızın hareketlerini .
Metehan da başını salladı .
“Fark ettiniz mi ? Kız ne tereddüt etti ne panikledi . Sanki bu anı bekliyormuş gibiydi .”
Kerem, sessizce pencereye yaklaştı . Ada hâlâ gözle görülebilecek uzaklıktaydı ; görebiliyordu .
“Halil Hoca ’ nın göz hapsinde sanırım ,” dedi .
Kızın gidişini hâlâ izliyordu . Kız gözden kaybolunca pencereden çekildi ve :
“Hazırlanalım , ders başlayacak . Ondan önce şu aç ’ ı doyuralım ,” diyerek Baran ’ ı gösterdi .
Herkes fakültelerine dağılmak üzere çıktılar . Okulda bir ünleri vardı onların .
Hepsi ulaşılmaz gözükse de yaralı çocuklardı onlar .
Yalın ’ ın anne babası şehit olmuş , hem öksüz hem de yetim büyümüştü. Onu büyüten anneannesi ise on sekiz yaşına bastığında vefat etmişti . Taze bir yarası vardı .
Kerem , bilgisayar kurduydu . Onun da babası şehit olmuştu. Tek çocuğuydu . Annesi , babasının kaybına dayanamamış ve şu anda ruh ve sinir hastalıklarında tedavi görüyordu .
Baran ise . . . Hayat ona hiç adil davranmamıştı. Anne ve babasını o daha küçükken trafik kazasında kaybetmiş , yetimhanede büyümüştü .
Metehan ’ a gelince . . . Hayat ona adil davransa da babasının mafya olması ve kirli işlerle uğraşmasına inat asker olmaya karar vermişti . Bu yüzden babası tarafından evlatlıktan reddedilmişti .
Reddedilmişliğin ortasından doğmuştu Hayalet Birlik . . . biri dışında .
Emir Durukan . . .
BÖLÜM SONU 👨✈️👩✈️