Bu kızın bana olan bakışlarından söylemek istediklerini anlıyor olduğum için kendimi yine tebrik ettim çünkü en azından onunla arkadaş olmamamın ne kadar doğru olduğunu bir kere daha anlıyordum yanındaki sürtük arkadaşları ile yaptığı davranışı sanki ödül almış gibi bir gurur ile anlatırken ben içimde oluşan sinire rağmen susmuştum az kalmıştı bitecekti okul ve bir daha görmeyecektim onları .
Dersin geri kalanında Zengetsı ara ara bana bakıyordu. Bende ara ara bakışlarını yakalıyordum daha sonra ki dersler olaysız geçmişti Mia tabi ki her zamanki sürtük ve yüzsüzlüğü ile Zengetsıye yapışıp onu konuşturmaya çalışıyordu Zengetsı ise sanki yıllardır bir tanıdığınızı görürsünüz ya tam o şekilde yıllar önce tanışmışız da yıllardır görüşmüyoruz da şimdi görüşüyoruz da yüzümü ezberlemek ister gibi bakıp duruyordu, bakmama idi sonra başıma bela oluyordu sonunda okulun son çıkış zili de çaldıktan sonra direk kendimi sınıftan dışarı attım hızlı hızlı koridoru geçiyordum ki omzuma bir elin dokunması ile korkudan bir anlık bir sıçrama yaşadım.
Durup omzuma dokunan elin sahibine baktığımda Zengetsı olduğunu gördüm yeşil gözleriyle bana heyecanlı bir şekilde bakarken benim ise tek yaptığım acaba sürtük Mia bunu gördü mü gördüyse yine lazer atan gözleriyle beni ikiye ayırmasını bekliyordum Zengetsı ona yüz vermeyip hatta Mia'ya sanki hiç var olmamış gibi davranması ise bana keyif veriyordu ama konumuz bu değildi hala salak gibi etrafa bakarken orada olduğunu belli edecek şekilde ses çıkaran Zengetsı ile ona baktım bana
” bir dakikan var mı ?” diye sorduğunda içimde 60 dan geriye doğru saymaya başlamıştım bile bir dakika demişti sonuçta zaman değerliydi bir dakika benim için kitapların son satırlarını bir dakika daha erken bitirmeme yarardı o yüzden 60 dan geriye doğru saymaya başladım Zengetsı ile çıkışa doğru yürümek yerine Mia sürtüğün den korkmuyormuş gibi yürüyüp ama aslında onun görmeyeceği bir köşeye çekmiştim uğraşamazdım bela istemiyordum Zengetsı bana
“ derste o kızın söylediği olay çok ilgimi çekti bana anlatır mısın?” Diye sorunca birden afallamıştım geriye 30 saniye kala içimden saymayı bıraktım, garipti ilk kez birisi bana samimi ve içten bir şekilde onunla yaşadığım bir olayı anlatmamı istemişti.
Zengetsı'nın bana beklentiyle bakan gözlerine bakarak tabi ki dedim okulda kimse kalmamıştı zaten tam anlatmaya başlarken Zengetsı ayakta durmaktan hoşlanmamış olacak ki beni okulun yakınlarında ki bir kafeye davet etti içimden gitmek gelmiyordu itiraf etmeliyim ki Zengetsı ile dışarıda Mia'nın arkadaşlarından biri görse olay çıkardı eminim Mia elde edemediği erkeğin benimle konuşup üzerine kafede oturduğumu duysa içten içe kıskançlıktan kendini balon gibi patlatabilirdi.
Tamam bu duruma içimden gülüp sonra da dışımdan güleceğimi not ederek paketledim. Ve Zengetsı'ya döndüm evet Mia sürtüğü duyup bela olabilirdi ama bir arkadaşım olabilirdi istiyordum çok samimi ve kötü niyetsiz gelmişti yaklaşımı ya da fantastik kitap çok okuduğum için Zengetsı'yı o karakterlere çok benzetmiştim birazda rüyamın etkisi vardı ama o tarafı karıştırmayalım.
Bir arkadaş istiyordum kitaplar hariç belki düz ve heyecansız hayatımda arkadaşım olması bana da iyi gelebilirdi belki o da benim gibiydi belki onunla birlikte içimde hayata karşı olan aidiyetsizlik duygusunu atabilirdim evet bir önceki başarısız arkadaşlık kurma girişimlerimden sonra bir kere daha denemek isteyerek Zengetsının teklifini kabul ettim. Birlikte okulun yakınında ki kafeye gidip oturduk ben sıcak çikolata isterken Zengetsı hiçbir şey istemedi ben sıcak çikolatamı beklerken Zengetsı bana beklenti ile baktığında bir anda bana sorduğu soruyu unutmuştum hemen hatırladım ama önce beni davet ettiği için teşekkür etmeliydim Zengetsıya
” üzgünüm, çok sosyal bir hayatım yok bu yüzden bana sorduğun soruyu anlatmayı bir anlık unuttum ama sıcak çikolata için teşekkür ederim” dedikten sonra sıcak çikolatam geldi Zengetsı ise bana bakıp
” hiç önemli değil asıl ben teşekkür ederim beni kırmadığın için ama bana derste ki olayı anlatır mısın? Gerçekten çok ilgimi çekti” dedi aceleci konuşuyordu bir anlık şaşırmıştım çünkü sanki bir yere yetişmeye çalışıyor gibiydi ama sanki bunu anladığım için mahcup olup hemen
” özür dilerim böyle si olaylara ilgim var mitoloji gibi konuları da çok severim. Bir kitap yazmayı düşünüyorum konu olarak ise farklı bir şeyler dinleyip kurgulamayı seviyorum” dedi. Aslında ilgimi çekmişti demek kitap yazmak istiyordu ama çok inandırıcı gelmese de yine de ön yargılı olmak istemeyip annemden duyduğum o hikayeyi anlatmaya başladım
” ben tek çocuğum, annemde tek çocukmuş, anneannemde öyle bu yüzden hep yalnızdım çevremde küçükken oyun oynayabileceğim kimse yoktu çok hayalperest biri olduğum için küçükken arkadaşlarım evcilik oynarken ben ejderhalarla dolu dünyaların olduğu ve benim o ejderhalar ile savaşan bir şövalye olduğumu düşünür hep bu şekilde kendi kendime oynardım ve bu durum daha o 6 yaşımda beni arkadaşlarımdan uzaklaştırdı.
Anneme bana kardeş yapmalarını istediğimde bana "hep meleğim, benim için tek ve özelsin ben seninle hep oynarım bu sana yetmiyor mu?" Derdi. Bir kaç gün sonra ise gece annem odama bana hikaye anlatmak için geldiğinde ona neden kardeşim olmadığını neden kendisinin de kardeşi olmadığını anne annemin de hep neden tek olduğunu sormuştum çünkü komşularımızın kardeşleri oluyordu annelerinin babalarının kardeşleri geliyordu bahçede beraber oturuyorlar bir sürü çocuk kalabalık oluyorlardı onlara özeniyordum çünkü benim ailem hep küçüktü annemin akrabası yoktu babamın ailesi ise yoktu küçükken ölmüşler di annem ise bana büyük büyük büyük annemin genç 17 yaşındayken tek kız olduğunu ailesinde kendisi hariç herkesin öldüğünü kendisinin ise hasta ve ölmek üzereyken bir gece Bereket Tanrısı'nın hizmetkârı Tomôe adlı bir ruhun kendisini bulduğunu onu iyileştirip kendisine neslinden gelen her kadının sadece tek bir kız çocuğu ile ödüllendirileceğini söylemiş. O günden beri annemin ailesin de her seferinde bir kız çocuğu olmuş. “ diyerek anlatıp soluklanmaya çalıştım ilk kez böyle uzun süre biriyle konuştuğum için heyecanlanıp anlatırken kızarmıştım. Acaba Zengetsı ne tepki verecek diye ona bakarken bana hiçte dalga geçecek gibi bakmadığını fark ettiğimde rahatlamıştım tam tersine ilgili görünüyordu. Bana:
” vay canına gerçekten çok ilgi çekici demek ki özel bir soyun var “ dedi bana itiraf edeyim böyle bir cümle beklemiyordum. Ama çok hoşuma gitmişti kendimi bir anda özel hissetmiştim kaç kişinin annesi Bereket Tanrısının hizmetkârı tarafından kurtarılmıştı ki? Tabi bu doğru ise ama yine de özel hissetmiştim .
Sonra ise yanaklarıma dolan kan ile kıpkırmızı bir şekilde
” teşekkür ederim, ne kadar doğru bilmiyorum ama belki yaşım küçük olduğu ve çok hayalperest olduğum için buna inanacağımı düşünmesi daha kolay olmuştur. Bilmiyorum ama evet ilk duyduğumda bana da çok fantastik gelmişti hatta biliyor musun? O gece Tomôe'nin bana da gelmesi için çok duâ etmiştim. Ama tabi ki gelmedi” diyerek sustum Zengetsı ise bana
" belki sen ona gidersin “ diye konuştu sessizce ama duymuştum yine de doğrulamak adına ”nasıl, anlamadım?” Diye sorduğumda sanki pot kırmış gibi birde. Afallayarak
” yok, yok bir şey. Artık kalkalım mı? Benim bir işim vardı “ dedi hayal kırıklığı yaşamıştım, biraz daha otururuz o da bana anılarını anlatır birbirimizi tanırız ne tarz kitaplar okuduğunu anlatır diye düşünmüştüm. Hayal kırıklığı hissini belli etmemeye çalışarak
_”tabi ki” diyerek kalktım Zengetsı Hesabı ödeyip gelene kadar biraz daha oturdum Zengetsı geldiğinde bana durağa kadar eşlik etmek istedi. Kabul ederek beraber yürümeye başladık yürürken hava iyice soğumaya başlamıştı yürürken Zengetsı'nın nasıl bir kişilik olduğunu hala anlayamamıştım bir anda ilgili ve çok samimi iken bir anda aceleci bir anda sinirli anında Duygu değişimleri olan biri gibiydi.
Bugün onu daha çok tanıyabileceğimi düşünmüştüm otururken nasıl biri olduğunu anlayabilirim diye düşünürken bunun bir kitap olmadığını insanları tanımanın daha uzun bir süre gerektiğini anlamış oldum.
Kendimi git gide zeki olduğumu düşünürken durağa gelmiştik ben yine kendi kendime gülerken Zengetsı bana değişik bir şekilde bakarken içimden gülüp bunu her seferinde dışa vurmamayı öğrenmeliydim, alışmıştım tabi kendi kendime kitap okurken komik bulduğum yerde sürekli gülmeye içimden gülmeyi öğrenmeyi unutmuştum. Kesin evet evet kesinlikle içimden gülmeyi öğrenmeliydim.
Hemen kendimi düzeltip Zengetsı ya beni bıraktığı için teşekkür edip hoşça kal diyerek gelen otobüse direk bindim, camdan dışarı bakarken yaşadığım gerçek dünyadaki günlerimin sona yaklaştığından habersiz öylece dışarıyı seyrediyordum. Eve gelir gelmez duş alıp yemeğe oturmuştum annem:
_” Angel, meleğim baban da gelecek, birazdan lütfen bekle” dedi sevinmiş ve şaşırmıştım sanki bu ev babamın değilmiş gibi şaşırma olayını da bırakmam gerekti, babam ben ve annem bu evde yaşıyoruz. Mutlulukla çalan zil ile hemen koşup kapıyı açıp gelen babama sarıldım elinde çikolatalar ile hemen poşetleri alıp tezgaha koydum, babam elini yıkamaya çıkmadan önce mutfakta anneme bir öpücük kondurup banyoya giderken bugün mutlu olduğumu hissettim.
Arkadaşım olmuştu ya da oluyor gibiydi anlamıyordum tam ama Zengetsı ile bir kafede oturup bir kaç kelime konuşmak bile bana iyi gelmişti belki onunla arkadaşlığımız ilerleyecek ve benim hayata olan boş hislerim kalbimin gizli kalmış kısımlarından çıkıp beni daha canlı birine dönüştürebilecekti.
Fantastik dünyamın dışında yaptığım resimlerdeki hayattan başka bir hayatım da olabilecekti yalnızlık zordu. Evet yaptığım resimlerde okuduğum kitaplarda fantastik bir dünyam vardı ama gözlerimi kapatıp açtığımda, geri döndüğüm gerçek dünya da tek karşılaştığım şey geceleri izlediğim tavan ve boş duvarlar olduğunda üzülüyordum çünkü o an gerçekten bir hiçlik oluşuyordu içimde.
Sanki silinip gitsem içerisinde bulunduğum oda yan odamdaki anne ve babam dahil varlığımın silinip gitmesini umursamayacak gibilerdi. Ben bile kendi varlığımı bir zaman sonra unutuyordum çünkü bomboştum. Hissettiğim duygular gerçek dünyada sınırlıydı anne ve babam hariç diğer insanların hepsinde gerçek duygularını gizleyen birer maske taktıklarını düşünürdüm hepsi sadece çıkarları tehlikeye girene kadar maskelerinin altında gerçek hislerini saklarlardı ama çıkarları tehlikeye girdiği anda maskeleri kırılır ve gerçek acı ve kötü yüzlerini gösterirlerdi, bu uğurda her şeyi birlikte geçirdikleri tüm anıları, kelimeleri unuturlardı.ve sonra birbirleri ile hiç tanışmamış gibi hayatlarına devam ederlerdi, yeni insanlar ile tanışırlar o insanlara kırdıkları maskeleri tamir ederek tekrar gerçek duygularını gizleyerek bir kısır döngüye girerlerdi. Ben böyle olmak istemiyordum samimi ve gerçek duygular istiyordum. Evet fantastik ve heyecan dolu bir dünyada istiyordum ama fantastik dünyada ki insanlar da böyleydi insan nerede olursa olsun kendinden asla taviz vermiyordu.
Her boyutta aynıydı her boyutta iyi ve kötü vardı. Biz insanları tanımlayan en iyi ve net kelimeler bunlardı iyi ve kötü. Zengetsı da ise bir çıkar hissetmemiştim tabii ki daha tanımıyordum onu ama zaman belki güzel bir arkadaşlığa dönüştürecek ti belki bana yazılan kaderde Zengetsı'nın zamanı bu andaydı bu yüzden bu yaşta tanışıp bu yaştan sonrasını güzel ve hayatı daha yaşanabilir kılarak geçirebilecektik, bilemezdik ama zaman çok farklı kavramdı ve gerçekten hangi zamanda neyin olacağını kestirmek zordu ve yine zaman gösterecekti ne olacağını.
Babam banyodan gelince annem ve ben masada babamı bekliyorduk güzel bir akşam geçirmiş anneme bulaşık konusunda yardım etmiş sonra ise anne ve babamı beraber yalnız bırakıp odama çıkmıştım.
Uyumak istiyordum yorulmuştum bir gün içerisinde bir çok duygu yaşamak beni yormuştu kitap okuyacak halim bile yoktu direk yattığımda saat 23” 44 dü. Rüyamda gece vakti okulun sınıfındaydım garipti çünkü üzerimde yattığım gecelikle idim ve sınıftaydım ışıklar açıktı bir anda sınıfın kapısı açılınca korkup kapıya baktım kapıdan Zengetsı çıkıp hızlı hızlı bana gelip kolumu tuttu elleri o kadar soğuktu ki dışarıdan yeni geldiği çok belliydi. Gözleri kızarmış ve yüzü soğuktan hafif kızarmıştı elleri ile sol kolumu tuttuğunda soğuktan irkildim.
” ne oluyor?” Dedim bana bakıp
” çok fazla zamanımız yok gitmemiz gerek hazır mısın? “ Sedi herhalde bir şaka yapıyor sanıp güldüm evet cidden saka yapıyor olmalıydı ne hazırlığı nereye gidecektik ki hem ben geceliğim ile bu halde nereye gidecektim Normal kıyafetle de yani gidemezdim Zengetsı'yı tanımıyordum evet samimi bir arkadaşlık kurmak istiyordum ama daha tanımıyordum onu yüzüne bakıp
” ne diyorsun? Zengetsı anlamıyorum ne gitmesi? “ Derken rüyada olduğumu anladım bu bir rüya ne olabilir ki? Diye düşünürken bunu anlamış gibi Zengetsı
_” bak Angel her şeyi anlatacağım ama bu dünyada ki kalma sürem bitmek üzere ve seninle gitmemiz gerekiyor. Gel benimle sana her şeyi anlatacağım.” Dediğinde hala hiçbir şey anlamıyordum gülümseyip:
” bak şu anda rüyadayız Zengetsı ve ne zamanın bitmesi rüyadayız anlat “ dediğimde Zengetsı bana sanki aptalmışım gibi baktı evet belli etmemeye çalışsa da anlamıştım. Bana daha fazla yaklaşarak
” bak, Angel şu anda açıklaması çok zor biliyorum anlaması da ama şu anda rüyada değiliz. Sen şu anda yatağında değilsin. Benimle geldiğinde gittiğimizde anlatacağım her şeyi hadi gidelim diğer dünya ile açtığım kapının süresi bitmek üzere.” Diyerek beni çekiştirmeye çalışırken kolumu zar zor Zengetsı'nın elinden kurtarıp kahkaha atmaya başladım evet sinirlerim bozulmuştu.
Bir anda bana uyuduğum yatakta uyanmak yerine okuduğum okuldaki sınıfımda uyanmış üzerine burada olduğumu sanki önce den biliyormuş gibi yeni tanıştığım, arkadaşım olabileceğini düşündüğüm Zengetsı biranda kapıdan içeri girip hadi gidiyoruz diyordu. Bir de rüyada değiliz her şey gerçekti diyordu evet ben Fantastik olaylara bayılırdım ama bu durumun rüya olduğuna emin olduğum için kahkaha atıyordum, Zengetsı ise bana gerçekten delirmişim.gibi bakarken attığım.kahkahaların bitmesini bekliyordu. Bense artık Sabah olmuştur rüyadaki zamanlar ile gerçek zaman arasında farklılık olduğu için artık birazdan alarmımın çalacağını uyanacağımı tekrar rutin hayatıma dönmeyi hatta okula gidip Zengetsıya bu rüyayı anlatacaktım Mia umUrumda değildi o sürtükten korkmuyorum ya da korkmayacağım artık. sonuçta Zengetsı arkadaşım diyerek bu rüyaya birlikte gülecektik sonra okul bitecek eve gelip yemek, kitap ve uyku, günlerim böyle geçecek diye bekliyordum ama alarmım çalmıyordu dahası attığım kahkahalar saniyeler geçtikçe git gide küçülmüş, sonunda sadece uyanmayı bekliyordum. Kendime, koluma bir çimdik atıp bazen dalıp gittiğimde kendime gelebilmek için yanaklarıma attığım hafif tokatlardan attım. Hala uyanmayı bekliyordum, daha hızlı vurmaya başladım ama olmuyordu Zengetsı ise hala durmuş bana kendimi tokatlama mı izliyordu. Kendimi tokatlarken Zengetsı dayanamayıp ellerimi tutarak
” yeter! Dur lütfen, rüyada değiliz artık inanıyor musun?” Dedi ama ben ise kendime vurmaya çalışıyordum git gide içimi bir korku ve endişe kaplamaya başlamıştı tamam kitaplarda her şey çok güzel ve korkutucu değildi ama şu anda ise geçen her saniyede uyanmadığım için daha çok korkmaya başlıyor ve uyanmak için kendime vurmaya ses çıkarmaya sürekli
” uyan, uyan artık! “ diye bağırıyordum evet uyanamıyordum. Pijamalarım ile sınıfta Zengetsı ile birlikte her şeyin bir rüya olmadığına hala inanamıyor hala uyanmak için diretiyordum, uyanıp hemen annemin yanına koşup ona sarılıp annemle uyumak istiyordum ama olmuyordu.
Git gide içime dolan korku ile gözlerim dolmaya başlamış gözüme dolan göz yaşları ile ellerim ile beni durdurmaya çalışan Zengetsı'yı bulanık görmeye başlıyordum. Evet fantastik ve hayalperest biriydim ama gerçeği bunca yıl hayaliyle yaşadığım o olayı şu anda gerçek olarak yaşamak duyularımı ve bütün duygularımı biranda açmış ve korkmuştum, kalbim git gide hızlı hızlı atmaya başlıyor uyanmadığım için olayın gerçekliğini kavradıkça vücudum titremeye başlamış git gide daha çok ağlıyordum.
Zengetsı beni sakinleştirmeye çalıştıkça daha fazla ağlıyordum uyanıp anneme gitmek istiyordum. Saniyeler dakikaları kovalarken önce vücudumun titremesi durmuş, ağlayışım ise bir iç çekmeye dönmüştü. Sonra ise üşümüştüm Zengetsı bunu anlamış olacak ki hemen beyaz kazağının üzerine giydiği montunu çıkarıp bana sardı mont sıcacıktı içi yünlü idi artık uyanmak için bir çaba sarf etmiyordum çünkü olmuyordu pes etmiş ve üzerimdeki şeftali desenli askılı pijamalarım ile bir sıraya oturmuş üzerimdeki monta iyice sokulmuştum. Nasıl olurdu? Tamam,çok fazla duygu ve düşünce karışımı yaşıyordum öncelikle
içinde bulunduğumuz durumun olması için hayatım boyunca dua etmiştim başka boyutlara gitmeyi sihrin ve büyülerin olduğu dünyalarda yaşamayı istemiştim şu an ise uyanmak ve normal hayatıma dönmek istiyordum tüm hayatım boyunca istediğim şey ile şu anki istediğim şey birbiri ile çelişiyordu. Zengetsı ile ne yapacağını tam olarak kestiremiyor gibiydi en sonunda bana yaklaşıp önümde yere eğilip bana baktı
”. Daha iyi misin, bir şey ister misin? “ Diye sordu az önce çok acelesi olan kendi değilmiş gibi şu anda sakindi bu ani duygu değişimleri o an komik gelip yine gülme isteği oluşturmuştu içimde. Sinirlerim iyice bozulmuştu. Nasıl bir tepki vereceğimi bile bilmiyordum. Hala yatağımda uyanacağıma dair bir umut vardı içimde ama her geçen saniye içimdeki o küçücük umut da sönüp gitmişti.
Aklımın almak istemediği o gerçekliği içim git gide alışmış olacak ki ağlamam tamamen durmuştu. Zengetsı'ya doğru bakıp
” eve gitmek istiyorum, annem beni görmezse çok üzülür “ dedim. Zengetsı ise gözünü kırpmadan bana bakıyordu gözlerindeki hüznü görebiliyordum. Az önceki halime üzülüyordu. Zengetsı'nın gerçekten ani duygu değişimleri beni yine hiç olmayacak bir zamanda yine güldürmüştü ya da gerçekten deliriyordum Zengetsı yine acınacak halime bakıp
” bak lütfen sakin ol ve beni dinle gitmemiz gerek. Söz veriyorum gittiğimiz yerde sana her şeyi anlatacağım. Annen kısmına gelirsek. Üzgünüm Angel ama anne ve baban sen bu sınıfta gözlerini açtığın andan itibaren seni unuttular . Hafızlarından silindin şu anda ailen içinde, çevren içinde varlığın bile yok doğum kaydın, ailen ile çektirdiğiniz fotoğraflar, Okul kayıtların, küçükken hasta olduğunda gittiğin hastanedeki hasta kayıtların bile silindi, artık bu dünyada varlık olarak bile yoksun. Sen aslında hiç doğmadın, ailenin aslında hiç çocuğu olmadı baban ile evlatlık bir bebek almaya karar verdiler. Evet ben sildim seni herkesin hafızasından ama bu verilmiş bir sözün kuralıydı. Sende bu dünyadan ayrıldıktan sonra yavaş yavaş bu dünyaya ait duygularını unutacaksın çünkü sen doğduğunda bu dünyaya çok bağlanmaman gerekti. Larin in gördüğü ön görülerde de bu vardı inkar edemezsin her zaman içinde tamamlanmayı bekleyen bir eksiklik ile büyüdün bu da Larin'in görülerinde vardı yıllardır seni aradık sen bu gece benimle bu dünyadan ayrılmalısın, söz veriyorum kafanda ki tüm soruları yanıtlayacağım.” Diyerek üzerimde bir şok etkisi daha yaratmıştı. Ne demekti yani ailem beni unutmuş muydu? Zengetsı'nın iyice kafasında problem olduğuna inanarak bir kahkaha daha atmaya başladım çünkü tamam belki uykumda beni gizlice taşıyıp buraya getirmiş olabilirler .