Ben hayatta en çok bir ailem olsun istedim. Ben hiçbir şey yapmadım. Adeta yaşamadım bile. Ailemin baskısı o kadar içime işlemişti ki, onlar yanımda değilken bile onların kurallarına göre yaşadım. Bilmiyorum belki de sevilmek istedim. Onların istediği gibi olursam beni severler diye düşündüm. Benim hayatım hep yarım kalmış gibiydi. Yarım nefes, yarım gülüş, yarım bir çocukluk. Hep “büyü” dediler bana, hiç “yaşa” demediler. Daha küçük bir kızken bile “otur”, “sus”, “ayıp”, “günah” sözleriyle çevrildim. Öyle bir çemberin içinde büyüdüm ki, kendi doğum günümde bile pasta üflemeyi yaşamadım. Benim için doğum günü değil, sıradan bir gündü her zaman. Arkadaşlarım partiye giderdi, ben evdeydim. Biri sevgilisinden bahsederdi, ben utançla susardım. Flört ne demek, el ele tutuşmak nasıl bir histi

