Neyse ki yemek bitti. Daha doğrusu Yusuf Sinan ’ın yemesi bitti. Ben ise sofrayı toplarken kendimi her şeye hazırladım. Bu evliliğin bitebileceğine, hatta belki bir anda yok olabileceğine hazırdım. Çünkü normal değildi bir kadının gelip benim mutfağımda yemek yapması, benim dolabımı açması, benim eşyalarımla iş görmesi. İçimden bir ürperti geçti. Acaba yatağımda da bir şeyler yapmışlar mıydı? Her şeyin sınırları vardı, ve bu sınırlar daha ilk günden zorlanmıştı. " Derya kim?" diye sordum, sesim biraz titrek ama kararlıydı. Yusuf Sinan şaşırdı. Sanki dünyanın en absürt sorusunu duymuş gibiydi. " Arkadaşım." dedi. Yine aynı kısa, net cevap. Benim için bu cevap yetmezdi. Ben kadın- erkek arkadaşlığını, hele de böylesi yakın ve samimi bir arkadaşlığı kabul eden biri değildim. Üniversitede

