Yavaş adımlarla okuldan içeri giriyorum. Dün geceden beri yaptığım hatayı düşünmekten beynim zonkluyor! Av ayağına gelmişken hangi aptal avcı geri adım atar? Neden bu kez hiçbir şeyi doğru yapmayı başaramıyorum? Kendime duyduğum öfke yüzünden somurtarak yürüyüp sınıfa çıkacakken bahçenin arka tarafındaki kalabalığı fark ediyorum. Sonra bana hiç yabacı gelmeyen bir ses duyuyorum. Bu ses tonu ve kullandığı kelimeler anında yüzümü buruşturmama sebep oluyor. ''Meleğim... Seni sevdiğime neden inanmıyorsun?'' Hafifçe kafamı uzatıp kalabalığın ortasına bakıyorum. Ufuk mu o? Bağırıyor mu? İlk tepkim sesli bir "Oha!" oluyor. Ardından dişlerimi sinirle sıkıyorum. ''Seni çok seviyorum meleğim... Lütfen affet beni!'' Acaba bu çocuğu dövsem Gece ne düşünür? Bir an Gece'yle göz göze geliyoruz. Ça

