ANLAŞMA

681 Words
Hawthorne Dükü James Arthur Clayton, Londrada kendisine geldiği zamanlarda kalmak için bir ev almıştı ve şu an parasını tahsil etmek üzere şehrin dışına bir saat yolculuk yapmak zorundaydı. Kendisine oldukça yüksek bir miktarda borcu olan adam Londranın dışında ki kırsal alanda kızıyla beraber yaşıyordu ve avukatının söylediği bilgiye göre de kızı uzun yıllar boyunca Londraya hiç bir şekilde ayak basmamıştı. Bu önemsiz bilgi hiçbir şekilde ilgisini çekmese de Londraya ayak basmayan kızın eğitimsiz ve görgüsüz olacağı fikri çoktan beyninde küçük bir yer edinmişti. Güneşin yakıcı ışınlarına maruz kalan ve gömleğinden görünen bronz tenini görmezden gelerek yakasını eliyle düzeltti. Yıllar boyunca gemide çalışmasının sonucu olan bu şeyi kabul etmekten başka çaresi yoktu. İnsanlar tarafından çok çalıştığı için yargılanmak umrunda değildi. Bir saat süren yolculuk bitipte kendisini bekleyen Kontun çalışma odasına girdiği zaman karşısında bulmayı beklemediği türde bir adam görerek kaşlarını kaldırdı. Hem yaşlı hem de hasta olduğu belli olan adam çok zor ayakta duruyordu. Öyle ki koltuğundan kalkıp kalkmadığını bile anlayamadı James. Karşısında oturan adamın yüzüne ciddi bir ifadeyle bakarak neden geldiğinden bahsetti ve hakkı olan evi borcuna karşılık tahsis edeceğini söyledi. Adamın hemen kabul edeceğini sanmıştı fakat yaşlı adam kendisinden beklenmeyen bir performans göstererek evi vermeyeceğini ne yapmak istiyorsa yapabileceğini söyleyerek kendisini şaşırtmıştı. James böyle tiplere alışkın olduğu için duruşunu bozmadan konuşmasına devam etti. -Borcunun miktarı karşısında hayatın hapiste geçecek farkındasın değil mi? Bir daha gün yüzü göremeyebilirsin . -Bana ne olacağı umrumda değil . Bu hayatta tek düşündüğüm bir şey var o da kızım Olivia. Bu ev ona bırakabileceğim tek şey. Annesinin yadigarı bu evi ondan alamam bunu ona istesemde yapamam Bay Clayton. Yani elinizden geleni yapabilirsiniz sizden korkmuyorum. James bu sefer farklı bir yol deneyerek konuşmaya devam etti. -Hapiste geçireceğin günler boyunca kızının burada mutlu mesut yaşayacağını düşünmüyorsun değil mi ? Senin ardından aynı şekilde onda hapse girecek. Hala gücümün farkında olmayabilirsin ama ikinizinde hayatınızın sonuna kadar orda kalmasını sağlayacağıma emin olabilirsin. Kontun gözleri duymayı tahmin etmeyeceği sözlerden dolayı korkuyla açılırken aynı zaman da eliyle de alnını kaşıdı. -Bay Clayton, kızım..kızımın hapislerde çürümesine razı olamam fakat istesemde yapabileceğim bir şey yok ..size olan borcumu bir şekilde ödeyebilmem için lütfen başka bir yol olmalı.. -Ne demek yapabileceğin bir şey yok ... bu evi istiyorum lanet olası adam.. ve sen bana istediğimi vereceksin Kont gözü yaşlı bir şekilde gerçekten acımasız olduğuna inandığı düke bakarak yutkundu.Gerçekten de yapabileceklerinin bir sınırı yok gibi görünüyordu. -Olivia'nın annesi, Kontes Maria yani sevgili eşim ölmeden önce bu yaşadığımız evi geleceğini güvence altına almak için kızımıza bıraktı. Ve vasiyetinde belirttiği tek şey ise evlenmediği sürece bu evin dokunulmaz olacağı ve böyle bir durum gerçekleştiği zaman da kızımızın aşık olduğu adam yani kocası olacak kişinin ev üzerinde söz hakkı olacağıydı.Tek şart bu ve bozmanın da bir yolu yok... istesem de evi sizi satamam anlıyor musunuz beni.. James duyduğu şeylerin mümkün olup olmadığına inanmak için öncelikle adamdan vasiyeti görmek istedi. Kendisine herhangi bir zorluk çıkarmadan kağıtları veren adam James'in kağıtları incelemeyi bitirmesini bekledi. Doğruları söylediğini gördüğü zaman gidecekti. Ya da o öyle sanıyordu. James kağıtları inceleyerek gerçekten de böyle bir şeyin mümkün olduğunu görerek elini saçlarına götürdü. Parmaklarını dalgalı saçların arasından geçirerek düşündükleri için çıldırmış olabileceğini farketti. Gelirken eve göz atmıştı ve eğer elden geçirilip bakım yapılırsa değerinin çok üstünde bir fiyata satabilirdi ayrıca adamın kendisine olan borcunu da yeterince karşılıyordu. Bu eve sahip olacaktı. Asla kimseye bedava para vererek bu günlere gelmemişti ve bu çizgisinden çıkmaya da niyeti yoktu. Adamın kızıyla evlenecek ve evin sahibi olacaktı. Daha sonra kızı nereye göndereceği ya da kızla ne yapacağıyla sonra ilgilenecekti. Şu an tek önceliği bu eve sahip olmaktı. Aklından geçenleri adama kabul etmesini umarak ayağa kalktı ve bir elini cebine attı. Bakışlarını sertleştirerek konuşmaya başladı. -Doğru söylüyorsun, evin üzerinde senin bir hakkın yok yani istesen de bana veremezsin.. Kendisine sözlerinin doğruluğu sonucunda heyecanla bakan adamın gülümsemesini yüzünde donduracak şekilde konuşmaya devam etti. -Ama kızın verebilir, bu evin tek sahibi olarak onunla evlenecek kişi de ev üzerinde doğal olarak söz sahibi oluyor. Yaşlı adam birazdan geleceğini tahmin ettiği sözlerle kalbinin teklediğini hissetti.İstediğini alana kadar durmayacaktı belli ki. -Onunla evleneceğim Bay Harrison, kızınızla evlenecek ve bu evin gelecekte ki sahibi olacağım....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD