AHU'YU ÖLDÜRMEYE

1092 Words
AHU EROĞLU ( ALİN SOYSAL ) Gecenin bitmesiyle benimde gözümden dökeceğim yaşlarım bitmişti. Aldığım karaları uygulamak için acele ettim . İlk işim banyo yapıp üzerimi değiştirmek oldu , sonar sanki sabaha kadar içi dışına çıkarcasına ağlayan ben değilmişim gibi hemen üzerimi giyip yüzümü toplayacak hızlı bir makyaj yapmıştım . Bunu yapmamın bir diğer sebebi ise beyaz tenimin daha da beyazlayıp tıpkı bir ruha benzemiş olmasıydı. İnsanları korkutmamak için kendime çeki düzen verdim . Aynadan kendimi süzdüm . Çok uzun sayılmazdım ama kısa da değildim . 1.68 boyum ,siyah uzun saçlarım , ela gözlerim , beyaz mermer gibi tenim , ince kum saatine benzer belim , küçük yuvarlak kalçam ,buna tezat büyük göğüslerim vardı. Ah birde kusursuz sayılabilecek bir vucüda sahip olamama tezat yüzümde burnumun çevresinde ve elmacık kemiklerimin üzerinde küçük ama fazlaca çillerim vardı . Güney doğuda yaşayan birine göre ten rengim fazlaca absürt duruyordu ama , maalesef yaşadığım şehirde fazla dolaşabilen birisi değildim. Tüm bunları bırak kızım unut artık Ahu dedim kendime ama aklıma artık bu ismi taşımak istememem geldi . Herşeyi geride bırakmam gerekiyordu bu yüzden aklımdaki tüm düşünceleri sildim. Acele ile hareket ederek valizden bir çanta çıkardım . Sonrada abimin makyaj çantamın altına koyduğu paradan bir deste çıkarıp içine bıraktım . Gözüme telefon kutusu çarptı ve habit,ki birde hat paketi önce kutuyu açtım kendi telefonumun aynısını ama sıfırını görünce pekte şaşırmadım muhtemelen abimin çekmecesinde duran yedek telefonlardan birisiydi.. Malum koskoca (!) Eroğlu aşiretinin yeni ağası olacaktı Babam olacak o adamın benden esirgediği herşeyi abime altın tepside sunması da ayrı bir ironiydi ya neyse ... Geçti kızım , bitti . Unutt .. Kendime düşünme payı bırakmadan hattı yeni telefonuma taktım sonrada telefonu açtım . Onuda çantaya attım . Arabanın anahtarını almadım bilerek yolları ögrenmem gerekiyordu önce ..Neydi şu adamın adı ya kafam o kadar doluydu ki doğru düzgün dinlememiştim bile ikisinde neyse kapılarını çalmam gerekiyordu nasılsa sonuçta kendisi demişti neye ihtiyacın olursa gel diye o zaman yardım etsindi bir zahmet zaten şu ad ,soyad değiştirme işimi bir halledeyim ilk iş bu evden taşınmak olacaktı. Evle bir işim kalmayınca çantamı koluma taktım ve odadan çıkıp hole geçtim , ayakkabılarımı giyip evin anahtarlarını alarak dışarıya çıkıp kapıyı kitledim ve karşı dairenin önüne gelip zile bastım . Yaklaşık 30 saniye sonar kapıyı şu arkadaşın nişanlısı açtı . Üzerinde sadece göğüslerinin ucunu kapatacak kadar kapalı olan bir kısa ve dekolteli gecelik vardı . Yorum yapmak bana düşmezdi ama arkadaş böyle kapımı açılırdı be gelen bir erkekte olabilirdi . Daha ben içimden söylenirken arkasından nişanlısı geldi . "Ahu'mu geldi canım" demişti ki nişanlısının üzerindekini görünce kaşlarını çatıp dişlerini sıktı. " ELİFFF " diyerek hızlıca bize doğru adımladı. Ancak Elif hanıma kızgın sesi pek etki etmemiş olacak ki " Evet aşkım Ahu'cuğum gelmiş" dedi .Yüzümü buruşturmamak için kendimi zorladım , öyle itici bir şekilde Ahu'cuğum demişti ki derdini de bir anlayabilseydim keşke .. " Bu kılık ne Elif şu üzerindekine bak ya gelen Ahu olasaydı " dediğinde aklın yolu bir dedim içimden .Ama kadın sanki nişanlısı sanki ona kızmamış da iltifat etmiş gibi sırıtıp boynuna sarılarak dudağına yapıştı bu görüntü aklıma abim olacak adamın yaptığını getirdi gözümün önünde o anlar canlanınca birden miğdem bulandı istemsiz olarak gözlerime yaşlar akın etti ve hemen arkamı döndüm . " Elifff " diyerek nişanlısını durduran adam " Ahu burada ne yapıyorsun " dediğinde şu saçma şeyler bir an önce bitsin diye hızlıca konuştum " Benim dışarıda bir işim var ve biraz uzun sürecek yolları bilmiyorum beni siz bırakabilirmisiniz diye soracaktım " diye hızlıca sordum . " Ahu bana bakabilirmisin ? " dediğinde onlara hala arkamın dönük olduğunu hatırlayarak yeniden önümü döndüm " . Kapının hemen önünde artık Mert bey varken arkasında da nişanlısı Elif duruyordu Mert bey bana mahcup bir şekilde bakıyordu sanırım özel anlarına şahit olmam onu germişti. Tam sorun yok diyecektim ki arkasındaki kadının yüzünde kıskançlıkla birleşmiş bir öfke görünce duraksadım . Ulan bu kadın beni nişanlısıyla arasında bir tehdit olarak görüyor olmasın . İnşallah yanılıyorumdur asla entrika ve kıskançlık çekebilecek havamda değilim. " Tabiki abicim " diyen Mert beyin sesiyle kendime gelip kadından gözlerimi çektim ama abicim (!) kelimesine yüzümü buruşturdum istemsizce artık benim için o bir cümle asla hatırlamak istemeyeceğim bir şeydi. " Sadece Ahu derseniz iyi olur Mert bey " dedim . Ama , " Neden ?" diyen Elif hanımın sert sesiyle yine yanlış anladığını anladım ama oturup da nedenlerimi ona anlattacak kadar kendime yakın görmediğim için duymamış gibi yaptım. " Ben aşağıdayım Mert bey" deyip merdivenlere yöneldim ama aklıma takılan diğer şey için hemen geri dönüp yeniden konuştum " Kusura bakmayın emrivaki yaptım ama eğer işiniz varsa taksiyle gideyim "dedim . " Olurmu abim- yani olurmu Ahu tabiki götürürüm bir işim yok beş dakika bekle hemen geliyorum " dediğinde kafamı sallayıp aşağıya indim. Bugün bu iş bitecekti . Arkamda kalan kadına hiç bak adım bile bir bu eksikti arkadaş , neyse sakin kızım , sakin Ahu diyerek aşağıya indim ve kapının dışında durup etrafı incelemeye başladım . Kimi insanlar işe gidiyordu , kimi okula yada gezmeye dışarıdan bakılırken insanlar ne kadar da dertsiz tasasız duruyordu , ama işte bir de onların yaşadığı hayatları vardı . Eminim bende dışarıdan bakıldığında dertsiz tasasız görünüyorumdur . Düşüncelerimi bölen Mert beyin " Geldim gidebiliriz " diyen sesi oldu . Ona cevap vermeden başımı sallayarak yoll verdim . " Sen bekle ben arabayı hemen getiriyorum " dedi. Yine kafamı salladım refleks gibi olmuştu eskiden , yani daha birkaç gün önce ne kadar da neşeli , cıvıl cıvıl bir genç kızdım , ama şimdi ruhum çürümüş gibi hissediyordum. Üstelik tüm bunlar sadece 2 gün içinde olmuştu. Yeniden düşüncelere daldığımı çalan korna sayesinde farkettim. Ah aptal Ahu ah daha kaç dakika oldu artık düşünmek yok diye kendime söylendim. Kendimi toparladım ve hiç birşey olmamış gibi arabaya yürüyüp arka kapısını açarak bindim .Mert bey hiç ses çıkarmadan benim yerleşmemi bekledi ve benim rahatladığımı görünce oda arabayı çalıştırdı. Yaklaşık iki dakika sonra nereye gidiyoruz diye sordu. " Eee nereye gidiyoruz bakalım Ahu hanım ?" " Ahu'yu öldürmeye " dediğimde verdiğim cevaptan sonra neredeyse direksiyon hakimiyetini kaybedip kaza yapacaktı . " Adliye ye gideceğiz Mert bey bugün itibariyle Ahu Eroğlu artık yaşamıyor " dedim . Beni asla anlamadı ama başıyla onayladı. Tam İstanbul Anadolu Adalet Sarayının önünde durduğumuzda bana dönerek yeniden konuştu. " Merakımı mazur gör ancak Ahu'yu öldürmek istediğin söylüyorsun ama Ahu ölünce sen kim olacaksın bunun kararını verdinmi ?" Dedi. Mert beyin söyledikleriyle birden irkildim. Ben Ahuyu öldürmeyi o kadar çok istiyordum ki Ahu'yu öldürünce kim olacağımı düşünmek aklıma bile gelmemişti .... " Bana bunları yaşattığın için senden nefret ediyorum BABA "... Beni bu hale getirdiğin için sen asla affetmeyeceğim ABİ" ...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD