Bölüm 6: Rüyalar ve Gerçekler

793 Words
Köye yine gece çöktüğünde Murat yatağına girdi. O gece huzursuz bir uyku içindeydi. Karakoldaki işler yavaş yavaş oturmuş, yeni gelen askerlerin de düzeni sağlamıştı. Ancak bu rahatlık, onun zihninde başka düşüncelerin önünü açmıştı. Aklı sürekli gördüğü o genç kıza kayıyordu. Gündüz kendini bu düşüncelerden uzak tutmayı başarıyor, işiyle meşgul oluyordu. Ama geceleri… Geceleri zihni kontrol edilemez bir şekilde ona dönüyordu. O gece de öyle oldu. Murat, derin bir uykuya dalmışken rüyasında yine o kızı gördü. Bu seferki rüya, her zamankinden daha canlı ve etkileyiciydi. Gördüğü o masum kız saçlarını omuzlarından aşağı bırakmış, kendine has alımlı haliyle karşısında duruyordu. Gözleri parlak, yanakları hafif pembe ve dudakları, onu çağırıyorcasına nemli ve dolgundu. Ona doğru bir adım attığında memnuniyetle gülümsedi. Kalbi korkuyla deli gibi atarken ona dokunmak için elini uzattı. Reddedilmekten korkuyordu fakat bir şekilde reddedilmeyeceğini biliyordu. Elini uzattığında, parmak uçları onun dolgun ve nemli dudaklarına değdi. Kız onu kabul edercesine gülümsedi. Ani bir cesaretle Murat, kıza eğilip onun yüzüne doğru yaklaştı. Bu sırada genç kız gözlerini hafifçe kapatmış, utangaç ama teslim olmuş bir halde dudaklarını aralamıştı. Murat’ın dudakları genç kızın dudaklarına değdiğinde, hissettiği sıcaklık rüyada bile gerçek gibiydi. Zaman durmuş, dünya sessizleşmişti. Öpüşmeleri derinleşirken Murat onu görmediği ama orada olduğunu bildiği bir yatağa doğru ittirdi. Kızın genç bedeni, kendi bedeninin altında ezilirken hafifçe inledi. Murat umursamadan onu öpmeye, boynunda ve kulaklarında dilini gezdirmeye başladı. Tadı bahar meyveleri gibi tazeydi. Zevkten kendinden geçerek onun göğüslerini buldu. Genç ve diri göğüslerini okşamaya başladı. Rüyanın bu noktasından sonra yavaş yavaş kızın yüzü silinip yerine seviştiği diğer kadınların yüzü geldi. Öpüşmeleri tutku dolu bir sevişmeye dönüştü. Murat hoyratça göğüslerini sıkıyor, altındaki kız zevkle inlerken daha fazlasını istiyordu. Kızın elbisesini yavaşça yukarı kaldırdı. Kız önce itiraz edercesine inlediyse de ona karşı koymadı. Murat onun yumuşak bacaklarını ayırıp iç çamaşırını çıkardı. Sert ve uyarılmış erkekliğiyle yavaşça içine girdi. Kız önce acıyla inledi. İri erkekliğine alışması zaman aldı. Sonra ona ve ritmine yavaş yavaş uyum sağladı. Murat onun üzerinde gittikçe hızlanırlarken geri kalan herşey kayboldu. Artık ikisi de ihtiyaçla yanıyordu. Murat onun kalçalarını sıkıca kavrayıp içine sertçe girip çıkmaya başladı. Doruğa ulaşıp kendini ard arda gelen patlamalara bırakırken zevkle boşaldı. Soluk soluğaydı. Aldığı zevkten başı dönmüş, geri kalan herşey önemsiz bir sis haline dönüşmüştü. Tam bu his derinleşirken Murat aniden irkildi ve gözlerini açıp uyandı. Ter içinde, nefes nefese yatağında doğruldu. "Siktir" dedi. Uykusunda boşalmıştı. Yatakta, alnından süzülen teri silerken kalbini zapt edemediğini fark etti. Halen deli gibi atıyordu. Yaşadıkları, hissettikleri… rüya olsa bile Murat’ın içine işlemişti. Ama aynı zamanda kendine öfkeyle doluydu. Tekrar "Siktir" dedi. Gündüz kaçtığına gece yakalanıyordu. Kafasını iki elinin arasına alarak derin bir nefes çekti. Rüyanın canlılığı ve bıraktığı hisler, onu utandırıyordu. Uyanıkken kendine koyduğu sınırların, uykusunda bir anda yok olduğunu görmek, Murat’ın canını sıkıyordu. “Ne halt ediyorum ben?” diye kendi kendine söylendi. Bu öfke ve karmaşayla, yatağında daha fazla duramadı. Üzerini değiştirip üniformasının ceketini üzerine aldı, kapının yanındaki sigara paketine uzandı ve dışarı çıktı. Karakolun çevresi sessizdi. Askerlerin çoğu uyuyordu, yalnızca nöbetçiler vardı. Murat, karakolun duvarlarının dışında yavaşça yürümeye başladı. Ay ışığını seyrederken, sigarasını yaktı ve derin bir nefes çekti. Duman ciğerlerine dolarken, zihni bir nebze de olsa sakinleşti. Bu, Murat’ın geceleri dışarı çıkma alışkanlığının başlangıcı oldu. Rüya, istemediği kadar gerçek bir şeyleri yüzüne vurmuştu. Bu yüzden, gece uyumak yerine zihnini dağıtmak için karakolun çevresinde dolaşıyor, bazen ormanın içlerine kadar gidiyordu. Ormanda dolaşırken,ona sadece rüzgarın sesi ve ay ışığı eşlik ediyordu. Ama ne kadar kaçmaya çalışırsa çalışsın, her adımda, aklına rüyaları ve o kız geliyordu. Sigara içmek için durdu, elini cebine attı ve paketinden bir sigara çıkardı. Çakmağını çaktı, alevin ışığında titreyen ellerine baktı. "Bunca yıldır buraya gelmek icin çok çalıştım," diye düşündü. Ama şimdi, inşaa ettiği herşey, kariyeri, kimliği, toplumdaki yeri hiç tanımadığı bir kız yüzünden sarsılıyordu. Kendi kendine kızıyordu. Onu düşündüğü her an, kendini zayıf hissediyor, bu düşünceleri bastırmaya çalışıyordu. Ancak rüyası, bastırdığı duyguların ne kadar gerçek ve güçlü olduğunu açıkça göstermişti. Bu yüzden, kendisiyle yüzleşmekten kaçıyor, gece boyunca yürüyüp, ormanın serinliğinde kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama nereye giderse gitsin,o kızın genç ve masum yüzü, zihninde bir gölge gibi peşini bırakmıyordu. Murat, ertesi sabah yatağından kalkarken yüzü ciddi ve sertti. Neredeyse tüm gece uyumamasına rağmen askerleriyle konuşurken her zamanki gibi otoriter, işine odaklıydı. Ama içinde kopan fırtınalar, yüzünün sert çizgilerinin ardında saklı kalıyordu. Gece boyunca dolaşmış ve kendini toparlamaya çalışmıştı, ama kızınn masum gülüşü, bakışları ve rüyada onu öperken hissettirdiği sıcaklık hâlâ aklındaydı. O gün karakolda işleri kontrol ederken, kendine kendine : “Böyle hissetmeye devam edemem. Bu düşünceleri bastırmalıyım.” dedi. Ama bu sözün varlığı bile, içindeki çalkantıyı dindiremiyordu. Çünkü her gece, yalnızlık ve karanlık çöktüğünde, zihni yine o rüyaya dönüyordu. Murat, belki de hayatında ilk kez, kendi kontrolü dışında bir şeyin etkisinde olduğunu fark ediyordu. Bu durum, onu hem korkutuyor hem de içten içe o kızın varlığını daha derinden hissetmesine neden oluyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD