וTANITIM•×

382 Words
⛓️ Demir parmaklıkların yanına yavaşça yaklaştı. Cebindeki anahtarları çıkartarak kapıyı açtı, içeri siyah parlak ayakkabılarıyla girmişti. Ürkmüştüm, gözlerine korku dolu gözlerimle baktım. Korku dolu gözlerimi görünce dudakları iki yana doğru çıktı, gamzeleri vardı. Yanıma siyah ayakkabılarıyla yavaşça geldi. Ve konuştu. "Küçük kızım, sen böyle korku dolu gözlerle bana bakarsan seni bırakamam ki." Dedi. Neye uğradığımı şaşırdım daha çok yaklaşmaya başlamıştı. Ben de geriye doğru adım atmaya başlamıştım. O geldikçe aslandan kaçan bir ceylan misali ondan kaçmak istedim. O siyahtı, o gerçekten de siyahtı. Beni de siyahına bulayacaktı, bunu anlamıştım. Bu adam benim içimdeki masumluğu söküp alacaktı. Yine gerileyecektim ancak arkamdaki sertlikten duvara vardığımı anladım. Yanıma geldi, ölü toprak rengindeki saçlarıma dokundu. Saçlarımı yana çekerek boynumu açığa çıkardı. Boynuma yaklaştı ve kokumu içine çekti. Nefes almaya korkuyordum. "Nefes al küçük kız." Dedi ve nefes almaya başladım. Bu adam ölüm kokuyordu, kan kokuyordu. Onun kokusuyla ciğerlerim doldu ve o koku benim ölümümdü biliyordum. Boynumdan kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. Gözlerimden yaşlar aktığını o bana bakmadan önce bilmiyordum. Bu yaşlar korkudan değildi kan kokusundandı. Ellerini saçlarıma uzattı ve saçlarımı arkama doğru çekti. Ağzımdan inleme kaçtı. Saçlarım çok narindi, saç tellerim çok fazla ağrıyordu. Göz yaşlarım daha çok akmaya başladı. Sonra ise sinirle bağırmaya başladı. "Sen kendini çok mu akıllı zannediyorsun, o kamerayı kırdın ama her yerde kamera var küçük kız. Soluna bak küçücük bir kamera var ondan çok fazla var biliyor musun? O aklını alırım senin, yok ederim. Bir daha yapmayacağım efendim diyeceksin, hadi bakma öyle yüzüme." Bu adam deliydi bunu anlamıştım. Korkuyla gözlerim kapandı ve daha çok ağlamaya başladım. Duvara sertçe itti ve saçımı daha çok çekmeye başladı, ağrıdan ne yaptığımı anlamadım ve dediğini dedim. "Bir daha yapmayacağım efendim." Bu kelimeler benim boyun eğdiğimi göstermiyordu. Bunu duyduğunda sinsice güldü. Saçlarımı yine çekti. Sonra beni döşeğe fırlattı kafam duvara değmişti ve gözlerim yavaşça kapandı. Birisinin beni kucağına aldığını hissettim. Ve beni kucağına alan kişi konuşmaya başladı. "Küçük kızım bana yavaş yavaş boyun eğeceksin eğer eğmez isen ben eğmesini bilirim." Boynumu yavaşça öptü ve geriye doğru çekildi. Ayak sesleri betondan dolayı yankılanıyordu. Yavaş adımlarla demir parmaklıklara yaklaştı ve dışarıya çıktı, demir parmaklıkların kapısını kilitledi ve geldiği kapından çıktı. Gözlerim yavaşça yeniden kapandı. Karanlık en büyük düşmanım olan karanlık beni yine kucakladı ve her zaman da kucaklayacaktı. Karanlık benim korku dolu gözlerime aşık olmuştu... }•{
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD