Esengül ne kadar süredir yatağın yumuşaklığında uzandığını kestiremiyordu. Şu eve adım attığından beri zaman belirsizdi. Saat akmıyor, kolay kolay sabaha varacak gibi durmuyordu. Sol bacağı yorganın dışına taşmıştı; soğuk sanki oradan içeri süzülüp ciğerine kadar işlemişti. Kımıldayacak gücü yoktu. Yavaşça bacağını içine çekti, yün yorgana sımsıkı sarındı. Demek ki sobanın içine attığı odunlar yanmamıştı. Ya da yandığı gibi sönmüştü. Sanırsın Demirkazık Dağı bütün ayazıyla bu evin içinde misafirliğe gelmişti. Burnunun ucundan ayak parmaklarına kadar donmuş hissediyordu. Soğuk zihnini öyle ele geçirmişti ki, uyumak artık hayal gibiydi. Odaya hâkim olan tek yaşam belirtisi ise Ömer’in usul soluk alışlarıydı. Uymalı ve güç toplamalıydı. Döşeğin içinde yorganın altından başını çıkararak yön

