Kaç dakikadır salonumun ortasında yerde yatıyorum ve sadece tavanı izliyorum bilmiyorum. Zaman mefhumumu yitirmiş durumdayım. Hatta bakılırsa mefhumlarımdan çoğunu yitirmiş durumdayım. Defne'nin dakikalardır bana dil dökmesini, kalkıp konuşmamız gerektiğini anlatmasını ya da arada bir sinirlenip beni azarlamasını umursamıyorum. Sadece orada öylece yatıp tavanı izliyorum. Birbirimizi artık tanıyoruz. Karşılaştığım bazı olaylar karşısında verdiğim tek tepkinin öylece yatıp tavanı izlemek olduğunu artık biliyorsunuz. O yüzden sizi meraklandırmadan yine hangi olayın beni sessizliğe gömülüp kulaklarımı tıkayarak tavanla bakışma noktasına getirdiğini anlatayım. Leman hanım ile yuvaya gittiğimiz gün o kadar harika zaman geçirdim ki koskoca bir gün telefonuma bakmak aklımın ucuna bile gelmemiş

