Yemekler yenildikten sonra daha da geniş bir odaya geçmiştik. Burası da akşamları bir arada olup, çay kahve içerken sohbet ettikleri yermiş. Her eylem için ayrı alanları vardı. Farklıydı. Ama asla absürt gelmemişti bana. Aksine hoşuma gitmişti. Hiç olmazsa sohbet etmek için bir istekleri vardı. Celil Amca’nın ricası üzerine babamla onun kahvesini ben yapmıştım. Fırat Bey’e de yapacaktım ama bir telefon görüşmesi yapacağım, diyerek konaktaki zibilyon tane odadan birine gitmişti. Belki de kaçmıştı şu durumdan. Haklı, ama sonuna kadar haklı olarak. Annemle Suna Hanım, Gözde Abla’yı da yanlarına alarak kendi aralarında bir şeyler konuşurken Büyük Hanım; en baş köşede çayını içerken herkese belirli aralıkla bakıyordu. Sıkılmıştım. Telefonumu elime alıp bir şeyler de yapamıyordum. Çünkü bu ka

