“Kızım…” “Hadi gelin,” dedim babama bakıp. “Sonra büyükler gelmeden yemek yiyorum diye adım saygısıza çıkacak.” Kıyamet sessizliğine bürünmüştü herkes. Lafım ikiletilmeden teker teker yer sofrasına oturdular ve boğazlarına dizileceğini bile bile bir şeyler yemeye başladılar. Çocuklar dışında sesi çıkan yoktu. Tek bir kelime dahi edilmiyordu. Gerçi neyi konuşacaklardı ki? Sınav tercihi açıklanmış Türkü’yü mü, yoksa akşama gelin çıkacak taze gelin Türkü’yü mü? Neyi düşündüğümü bilmeden önümde ne varsa atıyordum ağzıma. Maksat bir şeyler yapıyor gibi görünmemdi. Ne annemin acı bakışlarına bakabildim ne de babamın yerden kalkmayan başına. Ben sadece yaşıyordum şu an. Sadece yaşamak ne demek onu da öğrenmiş oldum. Teşekkürler hayat. “Fırat.” Annemin sesiyle elimde sıkı sıkı tuttuğum çay b

