Yiğit
Glock silahını kılıfından dikkatle çıkartıp gözünü kısarak süzdü etrafı.
"Ormanlık alandan ilerleyelim, ayakkabını çıkar birer numara küçük ayakkabı getirdim onları giy. "
Bildiğin suikastçi modunda girmiştik bile. arabadan önce o çıktı. Etrafı kollaya kollaya arabanın önünden dolaşarak benim kapıma geldi ve arabanın tavanına 2 defa vurdu
Sanırım bu çık demek. Çıkar çıkmaz ormanlık alana doğru yürüdük.
" Araba açıkta kaldı" dediğimde güldü
" plaka sahte. Bir bok olmaz"
Yok arkadaş hava kuvvetlerinin gözünü seveyim. Bir müddet villaların karşısındaki ormanlık alandan yürüyüp en nihayet ayağımı vuran ayakkabılarla piçin evinin önüne gelmiştik.
Bana çökmemi işaret edip etrafı kollayıp cebinden çıkarttığı dürbünle evi gözledi. "Masalı ara güvenlik sistemini kapatsın. Elektrikler de gitsin. "
Aradım.. açtığında ağzı dolu dolu konuştu
" ben de sizi izliyordum"
Bizi mi? nasıl?
" Nasıl?"
" Boşver anlatsam da anlamazsın. Kapatıyorum şimdi elektrikleri güvenlik sistemlerini devre dışı bırakıyorum. "
Ulan cimcime, fenasın. O Poyraz iti şanslı mı şanssız mı bilemedim.
" Hallediyor "
" Evde tek dedi değil mi?" eskilerin de bu huyu yok mu, aynı soruyu bin defa soracak. demişti ya kız tek diye.
" evet tekmiş"
Ve ard arda kesilen ışıklar, telefona gelen bildirim " göreyim sizi " gülen kalpli surat
Le havle!
Sessiz ve derinden bir sızma gerçekleştirdik.
Ben duvardan atlamış Volkan amcayı beklerken onun hala duvarda durması ise tam bir komediydi
" inecek misiniz, kaynanam bilezik takmazsa inmem mi diyorsunuz?"
Sinirden kızarıp atladı, " şu iş bitsin senin de belanı sikeceğim"
Önden evin girişe doğru giderken " orası biraz şüpheli ihtiyar" deyip ahı gitmiş vahı kalmış ama kabul etmeyen adamın ardı sıra takıldım peşine
" Ne göt lalesi gibi götümün dibinde bitiyorsun lan sen?" diye çattı bu sefer de
Yok arkadaş, bunla adam öldürmeye gidilmez. Bir daha tövbeler tövbesi. Zinhar gitmem.
" Söylenip durma da düş önüme"
Şuan önüne geçecek kadar sana güvenmiyorum diyemedim tabi. Düştüm önüne.
Bahçe kapısını açıp içeri girdiğimizde puşt hiç bir yerde yoktu.
" Nerede bu?"
Ne bileyim nerede?
" Evde demedi mi Masal"
Evet geçti demişti de sonra baktırmadım ki kıza!
" Senin cibilliyetini sikeyim, kaç defa sordum son durum raporu istedim götüme sokmak için mi istedim" deyip yakama yapışmıştı ki aniden tüm ışıklar açıldı.
" Ne oluyor lan?" diyerek elini yakamdan çektikten sonra ise kapı çalındı.
" Açın kapıyı polis"
Ne lis... la daha adamı bile öldürmedik ne çabuk, artık polis suç işlemeden mi geliyor.
İkimiz de sıçtık şimdi işin içinden çık çıkabilirsin bakışı atarken el mahkum açtık kapıyı.
" Merhaba Emre Görgüç'ün evi mi?"
" Adının amına koyayım..." diye söylenirken ihtiyar ben " evet bir sorun mu vardı?" dediğimde polis bizlere dönüp " siz kimsiniz? Yakınları mısınız?" diye sordu.
Hava kuvvetleri kimliğimi gösterdim, Amcam Albay Volkan Yüce. Ziyarete gelmiştik Emre'yi.
Bir müddet üzgün üzgün baktı
" Başınız sağolsun, kendisi geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Siz tanıyorsunuz madem buyurun gelin teşhisini yapalım mümkün müdür ? "
İkimiz de birbirimize bakıyorduk. Nasıl olabilir.. Bir an gözüm kapının hemen üstündeki kameraya takıldı.
Masal!
Masal
O kadar şekerler ki, şaşkın şaşkın birbirlerine girdiler. Polis kapıyı çaldığında içlerine içlerine bıraktılar.
Elimde cips kola ile izliyordum onları. Ben bilmiyor muyum sizi? öyle berbat bir plan yapmışlar ki, bin defa yakalanırlardı
Sihirli bir dokunuş gerekti onu da ben yaptım. Bir kaç kırmızı ışığı onun için yeşile çevirip bir tırlar öpüşmesini sağladım.
Tabi aracın oto sürüşünü ele geçirdiğimi söylemiyorum. On numara kaza!
Dikkatsiz sürücü kırmızı ışıkta geçip kaygan yolda hızın kurbanı oldu. Bir daha yeryüzünde kimse o arabanın beynini açamazdı
Meşhur kara deliğimi yerleştirdim. Araç ellerine geçse bile kimse benim verdiğimden fazlasına ulaşamayacak.
Bense onları izlemeye devam ettim. Karakol kamerasından, hastane kamerasından.
Buğlem'e dahil tüm görüntüleri silmiştim ama evde fotoğrafların bazısı baskı halde vardı. Bende akıllı ev sistemine sızıp evini kendi arkasından cayır cayır yaktım.
Aslında planım onu da evle yakmaktı ama bu da oldu. Hem bana da eğlence çıktı.
Hastaneden çıkar çıkmaz ard arda telefonum çaldığında canımı okumaya hazırlandıklarını bildiğim için elbette açmadım.
İşte bu kadar!
Poyraz
" Anlamadınız galiba , emir komuta bende olacak. Sizler burada istihbarat sağlamak için bulunuyorsunuz"
İvan ile burun buruna gelmiştik. İkimiz de aynı boylardaydık. Baskın yaptığımız evde Cenk amcamın yerleştirdiği dna yı almış şimdi paylaşamıyoru oynuyorduk
" Siz böyle yaparsanız işimiz zor olacak, birlikte çalışmak bu değil! dna işlenirken biz de olmak istiyoruz labaratuvarda"
" Ekip toplan, 5 dakikaya çıkıyoruz" deyip delil poşetini göğsüne vurarak konuştum buz mavisi ifadesiz gözlerine baka baka
" Üstlerimden resmi bir evrak getir gir, ama o zamana dek labaratuvarda ben ve ekibim olacağız. "
Yanından omzuna vurarak geçtiğimde arkasındaki 3 ajan da bana aynı buz tutturan ifade ile bakıyordu.
Maskeleri çıkartmadan bizi bekleyen zırhlı araçlara bindik.
O an işte göğsüme bir ağırlık çöktü, boğazımda bir yumru oldu yutkunamadım.
Eğer bu adamları alt edemezsek bir gün bu şekilde benim minik sincabımın peşine düşecekler.
O ruhsuz bakışlı Rus ajanların elinden onu kafama silah dayayıp almak gibi bir şansım da olmayacak.
İçinde bulunduğumuz durumun vahametini daha yeni kavramıştım. Sıkıntı ile nefes verirken karşımda oturan Demir ile göz göze geldik
Kafasını sallayarak sanki düşüncelerimi duyuyor gibi destek veriyordu
" Komtanım iyi misiniz?"
Tuna ve Can da dikkat kesilmişti. Ne kadar kötü görümüyorsam yüzümün nerede ise tamamı kapalı, gözlükleri yeni çıkarttığımız halimizle bile beni sadece gözlerime bakarak analiz etmişti piç
" Bu işin şakası yok gençler. Operasyonu ciddiye almayanın gözünün yaşına bakmam. O hacker kimse ilk biz ulaşacağız"
Ve gözümün içine gülen Demir. Evet kardeşim, kendimizi inandırmalıydık.
Biz bir hackerın peşindeyiz. Kendi halimize kaldığımızda bile rolden çıkmak yok.
" Hiç endişeniz olmasın ilk biz ulaşacağız"
Her cümle bana sincabımı bir gün koruyamazsam endişesini beraberinde getiriyor her defasında daha da şiddetli kasılıyordu bedenim
Aracın hareket etmesi ile silahı kavrayan elimin titrediğini neyse ki kimse göremeyecekti.
Yani en azından Demir hariç kimse.
Ellerimin titremeye başladığını bile postalı ile postalımın ucuna vurup kaşı gözü ile işaret ederek anlatmıştı.
Nefesi kontrol etmeye o kadar odaktım ki titreyen elimi fark edememiştim.
Sakinleş Poyraz, anksiyetenin tavan yapacağı anda değilsin. Birazdan role devam etmen gerek. Sakin ol.