O Hep Benimdi

1168 Words
Demir Gözümü açtığımda başımca Cem vardı yine saydırıyor birilerine. Bu oda neden bu kadar sessiz? Yan yatak boş? ihtiyar nerede ki? " Ne oldu ,nerede?" dediğimde boş yatağa bakıp " Bilal dedeyi mi soruyorsun, kaybettik" dediğimde gözüm tekrar boş yatağa takıldı " Hiç fark etmedim" Sahi neden fark etmedim. " Olur öyle, bazen her şeyin farkında olduğunu düşünürsün ama aslında bir bokun farkında değilsindir" Ne bu şimdi kungfu panda, aradığın güç içinde de tam olsun! " Kendine geldiğine göre yarın normal odaya çıkacaksın artık, ziyaretçin daha çok beklemesin hadi gözün aydın" Yine niye suratı beş karış bunun? Telefondan kızın işini de hallettik, artık evde atıyordur stresini hala neyin derdinde ise. Ziyaretçi kim acaba? " Öldürmeyen Allah öldürmüyor ha Demir" Elinde bir dosya ile üstüme üstüme gelen bir Mete amca. " Bilmem, öyle herhalde" yanıma sandalye çekip oturdu. Elindeki dosyaya uzun uzun baktı. " Bu hayatta pişman olduğum tek bir şey yaptım ben. Vera ile evliliğimiz boyunca onu aldatmam da dahil her şeyi bir köşeye koy o pişmanlığını bir köşeye" Durdu düşündü, sanki bir şeyler hatırladı yüzü buruştu. " hayatında geçmeyen acın ne deseler sana onu derdim, ve şimdi aynı haltı sen yedin. Sana senin sana yaptığından daha fazlasını yapamam. Yaşayıp göreceksin. Sadece şunu bil hayatta olduğum sürece artık kızıma ve torunuma yaklaşamazsın" Neden bahsediyor bu adam " Benimle nişanlıyken başka bir adamdan hamile kalan kızınıza yaklaşmayacağıma emin olabilirsiniz" Yüzünde o ifade ne onun, ne? neyin meydan okuması bu? Üstüme dosyayı bıraktı. " 3 haftaya toplarmışsın kendini. Tebrikler 6 ay yurtdışı görevi kazandın Üsteğmen Demir Yüce. Masal Ayna karşısında göbeğimi şişirirken banyoya aniden girmesi ile hızla göbüşümü içeri çektim. Karşını çatıp karnıma bakarak sırttı. " Bence çok güzel anne olacaksın" Küvetin kenarına oturup izlemeye başladı beni. " Orada öyle duracak mısın?" " Haklısın böyle olmaz" deyip üstünü çıkarttığında hızla gözümü kapattım " Onu mu diyorum be adam, çık da banyo yapayım" Elleri ile gözümü kapattığım ellerimi tutarak açtırdı " Ben de onu diyorum yavrum, kirliyim... Acaba şey mi yapsak " " Ne?" Gözü göğsüme gittiğimde elimle kapattım "Bakmasana lan!" Kahkaha atarak başını gerdanıma gömdü " Hişt, azcık ucundan da mı yok" Sinirle belime sarılmış ellerinden kurtulmaya çalışıyordum " Yok ucundan kıyısından sağından solundan bir yerinden yok. nereden tutsan elinde kalıyor sonra bilirim ben o ucu. Bıraksana lan!" Poyraz İvan'in elimizden kaçtığını öğrendiğim andan itibaren burnunu yuvada bile odadan çıkartmak içimden gelmiyordu. Bıcır bıcır durduğu yok ki! Kolumda bile minicik şey balık gibi çırpınıp kurtuldu " Bak oğlum uzak dur benden fena yaparım seni, aaaa uzak dur lan" diye söylene söylene odaya kaçtı " Vay be, sırtıma tırmandığınız günleri ne çabuk unuttunuz sincap hanım. Yavru diye diye bir haftada 4 kilo verirttin bana" deyip burnunun ucuna parmağımla vurduğunda ağzını kocaman açıp " Tebiyesiz, çocuk duyacak" deyip karnını tuta tuta şapşal , penguen gibi yürümeye başladı " Sen niye öyle yürüyorsun" diye sordum kahkaha atarken " Hamileler böyle yürüyor" Bu kız gerçekten dahi, eminiz değil mi? Sinirle kocaman şişirdi yine yanaklarını, tam ısırmalık. " Yavrum lütfen düzgün yürü bir sürü adam var dışarıda bizi rezil etme" Tüm güzel anımızı o çağrı böldü. " Ava çıkıyorsunuz" Derin bir soluk alıp sincabıma baktım. Kime amenet ederim. Önceden olsa Demir derdim ama şimdi.. " Yiğit, benim işim var gitmem gerek. gelene dek sincaba göz kulak olur musun?" Evet de, evet de... " Malesef Diyarbakır'a doğru yola çıktım. Acil çağrı" Sikeceğim ama! Gökhan amcam izin aldı kızı için... Doğan amcamı aramaya utanıyorum. İstemeye istemeye aradım " Anne sana karımı emanet edebilir miyim? bizim ev çok açık babamlarınki de... sizin orada güvende olur" Ben yokken yuvada kalması çok tehlikeliydi sincabın. Etrafı bilgisayar ve gizli bilgi dolu. " Tabi ki oğlum, buğlem de bizde birlikte kalırlar" " Volkan amcama da sorsaydık" Sonuçta olanlar ortada, çekiniyorum. Biliyorum huyunu ama işte. " Sana sorun yok dedim Poyraz, hadi getir gelinimizi" Telefonu kapatıp banyoya yanına girmek istediğimde kapının kilitli olması şoku ile birkaç saniye sakinleşmeyi bekledim " Ne oldu, yine viyana kapısına dayanmışsınız?" Kapıyı açtığında yüzünde burnunun ucunda kafasında köpükler vardı. Araladığı açıklıktan kafasını sırf bana laf yetiştirmek için mi çıkartmış? seni sincap! " Seni va ya" Kapıyı açıp içeri daldım "Manyak centilmen ol biraz" deyip şıp şıp kaçmıyor mu? Her yeri köpük, üstü başı su damlaya damlaya Yakalayıp sarıldım. Üstüm başım köpük su oldu, durmuyor tabi sincap kurtulmaya çalışıyor yine " Birkaç gün olmayacağım, Volkan amcalara kalacaksın" Çırpınması durdu, az önce çözmeye çalıştığı kollarıma sımsıkı sarıldı Bana dönüp gözleri nemlenerek baktı. " Geri geleceksin değil mi?" "Üzüldün mü sen, merak mı ettin? hani sincap imalatına kadardı bana ihtiyaç?" deyip sarılınca yine o ağrı.... " lannnn manyak!" kıvranarak duvara tutundum elim aletimde " Ona ihtiyacım yok artık, sana var... Kasın var bir kere. korursun beni eşek değilsin ya" Çekip gitti duşakabinin içine girdi tekrar " Eşşeğim eşek, hem de eşeğin önde gideni" lan nasıl zonkluyor öyle... " Yeni sincap istersen bok beni bulursun" dediğimde üstünden akan su ile yüzünü buruşturarak dönüp baktı " Çiş yap çiş, arkanı dön de çiş yap geçer" " Ben geçireceğim şimdi sana... ahhh" inleyerek tekrar kıvrıldım " geçirirsin geçirirsin" duşunu almaya devam etti. Bu kız, bu kız tam bir bela! Çiş yap oğlum Poyraz! Demir Gözümü açtığımda doktoruma bilgi veren bir doktor daha vardı başımda. Bu ses... o! " Sıvı alımını arttıralım. Akşama da görmek istiyorum ALT VE AST sini. Billirubin seviyesine tekrar bakalım akşam. " Bana döndüğünde göz gözeydik " Değerler normalse çıkışını erkene alabiliriz ama illa çıkacağım diyorsa sorumluluk belgesi imzalasın" Bana gözlerini dikerek konuştu. Çıkacağı sırada seslendim " Doktor bey, biraz konuşabilir miyiz?" Kapının eşiğinde durdu kaldı. Personele çıkmalarını söyleyip yanıma geldi " Geçmiş olsun" Sahiden mi? Bu mudur? " Bilmiyor muydun?" Kaşını çatıp bana baktı " Neyi?" Elimle bir zamanlar onun yüzüğünü taşıdığım parmağımı kararcasına sıktım. " Sana gelirken, yüzüğünü mü çıkartıyordu yoksa başkasının nişanlısı olduğunu bile bile..." Sustum. Yüzüme baktı uzun uzun. " Bahsettiğin kadın benim karım, seninle bu konuşmayı yapmayacağım ama sadece şunu bil, ben kimsenin nişanlısını elinden almadım, kimse de nişanlısına ihanet etmedi. Eylül benim kıymetlim. " Kıymetlisiymiş, ya benim... benim neyimdi? benim neyimken bana ihanet etti? " Çok yakında seni de aldatacak. " kapıdan çıkmak üzre olan adamı tek cümleyle olduğu yerde diktim. Kımıldayamadı " Başkasından perdahladığını sana da yutturmaya kalkarsa şaşırma. Senin yerinde olsam dna testi yaptırırım her çocuktan sonra" dediğimde bana döndü. Sinirlenmesi öfkeden kudurup hakaret etmesi gerekirken sırıtıyordu. Neden sırıtıyor bu? " İyi tavsiyeymiş sağol." diye sırıtarak yanıma geldi. Neden sinirlenmiyor, çocuğuna hakaret ediyorum nasıl adamsın sen, kızsana be adam! " O hep benimdi" dedim gözüne dikerek gözlerimi. " Senindi, dün geceden itibaren benim " deyip göz kırptığında beynim durdu, kalbim... kanım akmadı , durdu. " Yazık, sen onu hiç hak etmemişsin. Benim karımdan, her şeyi ile benim olan kadından uzak duracaksın. Adını bile ağzına almayacaksın. " Çekip gitti... Arkasında bir ceset bıraktı, ne ima etti o? o ne demek istedi... anladığım şeyi mi kast etti? Öfke ile serumu çıkartıp etrafa savunmaya başladım her şeyi " Yalan, yalan söylüyor yalan... dokunmadı. Dokunmadı" İçeri dolan doktor,hemşire... kolalarımı tutan insanlar. " Yalnız söylüyorsun piç, yalan!" Kolumdaki iğne ile kapanan gözlerim. " Yalan" diye söylenerek kapattım gözümü.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD