Denize Açılmak
933 Words
Masal
Evet, itiraf etmem gerek... para önemli değil ama beraberinde getirdikleri sanırım bir kere tecrübe edilmeli.
Eylül'e baktığımda gözü telefonda, beş karış suratla ile şıkır şıkır mesaj döktürüyordu, Vera hanım uzanmış güneşleniyor... Bu yaşta bu görünüş nasıl olur şaşılacak şey doğrusu..
Bense tüm görmemişliğimle denizi kokluyor arada martılarla cilveleşiyordum yine de kahvaltı masasında eksikler hemen göze çarpıyor.
Bir mıhlama ne güzel olurdu, menemen... Sucuk da yok! Bu zenginler eğlenmeyi biliyor da sanırım yemek zevkleri pek yok.
Öyle olsa tam karşımda gözünü benden ayırmadan bakan kadın yemyeşil ve sanki kimyasal bir sıvı atık gibi görünen içeceği içmezdi
Sahi, neden bu bana böyle bakıyor...
" Tadı o kadar da kötü değil " dedi sanırım midem bulanmış şekilde baktığımı anlayıp.
Midem mi bulandı, bekle olabilir mi? Of saçmalama Masal, daha adamı dün yatağa attın ne ara olacak...
" Eminim öyledir"
Samimi şekilde gülümsedim elimden geldikçe samimi şekilde desem daha doğru olur.
" Demek Vera'nın gelinisin?"
Bu da salak galiba, altyazı lazım! Bu civarda bir kerede anlayan kimse yok mu? İyi ki ailelerinden para kalmış yoksa aç ölürmüş bunlar doğada!
" evet"
Ciddi ciddi sorduğu soruya cevap bekledi ya.
" bir sorun mu var, bana çok dikkatli bakıyorsunuz?" dediğimde Eylül sonunda başını telefondan kaldırıp bana bakmayı akıl etti
" bana birisini hatırlattın, çok eskiden tanıdığım birisini"
Hahhh, bir bu eksikti! Bu bakışa bakarsak kesin sevmediği biri. E bu da bu nedenden aldığı yetkiye dayanarak sarar artık bana!
Allahım isyan etmek gibi olmasın ama sence de dağıtırken bir yerde acaba es verip " ya bu da fazla oldu ama " dedin mi? Yanlış anlaşılmazsan eğer meraktan soruyorum!
Aferin kızım Masal, bir çarpılmadığın kaldı bir de çarpıl tam olsun. Tövbe allahım geri aldım.
" Sevmediğin biri miydi Ceren teyze?"
Bak bu kız akıllı. O da fark etmiş demek ki bakışındaki tuhaflığı
" Yok canım olur mu çok severdim. Şok oldum "
Neden - di li geçmiş zaman kullanıyor ki?
" Kayıp mı ettiniz?"
Yüzünde tuhaf bir ifade belirdi. Fark ettiler mi bilmiyorum ama dudağının kenarı sanki... kıvrıldı.
" Evet kayıp ettik"
Neden sesi bu kadar ima dolu bu kadının!
Ben bu kadını hiç sevmedim. Bu günüm sevmediğim kadınlarla geçecek demek ki.
Akşam da Sude ile devam edecek. Hiç kimse farkında değil akşam yaşanacakların.
Aslında ben hazır mıyım ben de pek emin değilim yapacağım şeyi oturup düşünmedim. Sadece yapmaya karar verdim.
Canım o kadar acıyor ki... canları ne kadar acısa bu acım diner yahut azalır bilmiyorum.
" Ellerine ne oldu güzelim?"
Evrega! evren bana mesaj yolluyor adeta. Vazgeçme Masal diyor. Peki ya Poyraz, ona ne olacak?
Düşünme Masal, o seni bebeğinizi düşündü mü terk ederken kaderimize.
" Görünmez kaza" dedim Vera hanım ile göz göze geldiğimizde kadının yüzü mahçup şekilde eğildi.
Eylül desen ondan fenaydı... Samimiydiler eminim ama neden benim için bir şey ifade etmiyor bu?
" Ah güzelim, çok geçmiş olsun... Nazar değmiştir öyle değil mi Vera? "
Boşa nefes tüketme, seni sevmedim!
Tüm gün gözlerini beni öldürmek ister gibi bakarken canımlı cümleler kurarak geçirdi.
Bu da mı Poyraz diye deli oluyordu acaba? Neden bana Sude gibi bakıyor ki , başka ne sebep olabilir
Eve döndüğümüzde Eylül'ün de dikkatini çekmiş olacak ki " Anne Ceren teyze neden öyle tuhaftı?" diyerek beni işaret etmişti annesine gördüğümü fark etmeden
Sor sor, kardeşine sor! O bilir... Kadın taş, o da geçmiştir elinden ırz düşmanı kardeşine sor sen onu!
Vera teyze Eylül'ün evine gitmek isteyince akşam yemekte bir bize kalmıştık.
Açıkçası o da olsun isterdim. Kıyamet koparken birisi yanında olsa iyi olabilrdi ama Vera teyzenin doğruculuğunu görünce belki de olmaması daha iyidir
Tüm masayı kendi hazırladı. Yemekleri herşeyi sipariş etti.
Akşam olmuş yemekler yenmişti. Mutfağa biraz olsun nefes almaya kaçtığımda peşim sıra geleceğini biliyordum
Gel bakalım, gel ve canımı acıtmaya çalış ki birazdan olacaklardan zerre pişmanlık duymayayım.
" Ne oldu senin ellerine?"
Masada karşıma dikilmiş gözümün içine baka baka sandalyeyi çeken kadına ben de aynı bakışı attım
" Üzüldün mü?"
İşte bu, saklayamıyorsun değil mi? Sevindin, hem de çok sevdindin
" Lütfen üzme kendini, her şeyde bir hayır var. Bebek gibi bir sorumluluk ikiniz için de altından kalkılmaz bir yükten başka bir şey olmazdı"
Bekle, acele etme... biraz daha dayan... bekle Masal! Henüz son kararını vermedin
" Özellikle de sevgisinden , aşkından emin olmadığın bir adamın çocuğunu doğurmak büyük hata olurdu"
Hata, hata diye kocamızın en yakın arkadaşına yazmaya denmiyor mu? Evli hali ile peşinde koşmasına...
" İstersen biraz da senin hatalarını konuşalım!"
Sude
Bana meydan okuyor, gözlerinde öyle bir bakış var ki!
Sanki beni öldürecek gibi.
" istersen biraz da senin hatalarını konuşalım!" dedi
Ne demek istiyorsun fare! Ne hatası?
" Ben hata yapmam"
Evet yapmam. Her ne yapıyorsam bilerek ve isteyerek yaparım!
" Demek hiç pişmanlığın yok"
Bu bakışı beni korkutuyor! Peki neden?
" Evet, eminim"
" Fakirlik zor biliyor musun Sude, gerçi sen bilmezsin, prenses gibi yetiştiğin için..."
Tamam , sakin ol Sude! kendi halinden örnek verecek sakin ol!
" Derme çatma evlerde kalır insanlar, yarı aç yarı yok... sokağın yarı tok hali! Nerede kaybettin söylesene?"
Neyi?
" Neden bahsediyorsun anlamıyorum?"
Neden bırakıldım kadar dikkatli bakıyor, nasıl sanki... biliyor gibi davranıyor?
Tamam nereden bilecek, sakin ol kontrolünü kaybetme!
Telefonum ard arda bildirim sesi ile titrediğinde kahvesinden bir yudum alıp "açsana" diye seslendi.
Yüzündeki o gülümseme neden fare?
Daha telefonun şifresini bile girmemişken salondan büyük bir ses koptu, o onun sesi
" Ne demek lan bu? Sudeeeee! Sude ne demek bu?"
Ne ne demek?
Bir an göz göze geldik, yüzünde o zafer gülümsemesile bana bakıp
" Neyse ki çocuğunuz yok"
Gülerek göz kırptı
" Sen, sen ne yaptın? çabuk söyle ne yaptın? Seni şeytan söyle ne yaptın fare?"
Yayılan gülümsemesi ile saçını düzeltip sandalyede arkasına yaslandı
" Ben değil, siz yaptınız?"
- Writer
