Hikayem

1903 Words
"Hadi uyan uyuyan güzel seni biraz değiştirmemiz gerekiyor.  "diyen Yiğit Abi ile gözümü açtım.  Saatin erkenliğinden dolayı somurtkan bir halde "Sana da günaydın Yiğit Abi " dedim ve yataktan kalkarak odamdaki banyoda elimi yüzünü yıkadım.  "Hadi prenses uyan aşağı da seni bekleyenler var" deyip odamdan çıktı.  Boyfriend pantolon ile t-shirt giydim ve aşağı indim. Koltuklarda oturan insanları yavaşça süzdüm.  Biri tahminimce benim yaşlarında bir erkekti ve gerçekten yakışıklıydı. Diğer üç kişi ise bir erkek iki kadından oluşan modacı gibi bir şeydi sanırım.  "Gel Hilal seni tanıştırayım" diyen yiğit Abi boşta ki tekli koltuğa oturdum.  "Bak bu Kaan senden bir yaş büyük öz yeğenimmiş gibi severim. Birkaç gündür yoktu senin odanın karşısındaki oda onun." demesiyle şaşırdım bu evde sadece Yiğit Abi ile ben kalacağım diye düşünmüştüm. Birde görevliler.  Kaan oturduğu yerden doğruldu ve elimi sıkıp memnum oldum dedi ben de aynı şekilde memnun oldum dedim ve Yiğit Abi diğer kişileri tanıtsın diye ona baktım.  "Zaten anlamışsındır ama ben yinede diyeyim bunlar moda tasarımcılarımız kendilerine saygım büyüktür işlerinde fazlasıyla başarılıdır ve bugün de seni gözden geçirecekler" diyen Yiğit Abi ile kafamı onaylarcasına aşağı yukarı salladım.  Ben kafamı salladıktan sonra moda tasarımcısı olduğunu öğrendiğim adam elimi tuttu elime bir öpücük bıraktıktan sonra "Matmazel ben Kubilay bu güzel bayanlarda yardımcılarım bugün seni baştan değiştireceğiz" dedi. Yani en fazla ne yapabilirlerdi ki?  Yiğit Abi hepimize göz gezdirdikten sonra " O zaman başlayalım mı?" diye sordu. Kubilay Bey ne yapacağını düşünüyormuş gibi gözüküyordu ve Yiğit Abinin sorusundan sonra "Başlayalım Yiğit Bey başlayalım" diye cevap verdi.  Benim odamın olduğu kata çıkmış soldan ilk odaya girmiştik. Oda tıpkı bir kuaför salonunu andırıyordu.  Kubilay Bey beni dönen sandalyeye oturttu. Eline renkleri dışında özdeş kartları aldı ve bana birini seçmem için uzattı.  Siyah renkteki kart bana birkaç gün önceki hayatımı anımsattığı için dikkatimi çekti. Bu yüzden de siyah kartı seçtim. Kubilay Bey şaşırarak " Ama Yiğit Bey bu herkese yakışmaz" erken Yiğit Abi Kubilay Bey'in sözünü keserek "Yap" dedi. Ne seçmiştim ben ya! Kesin yakışmayacaktı. Endişelendiğimi fark eden Yiğit Abi beni rahatlatmak için "Merak etme canım eminim ki bu renk sana çok yakışacak " demesiyle şaşırdığımı belli eden bir ses tonunda "Ne" diye bağırdım.  "Saçımı mı boyayacaksınız? Ama" diye devam edecekken Kaan "Merak etme değişim insanı motive eder. Aynısı bana da oldu. Tabii ben saç boyamayı seçmemiştim" dedi.  "Nasıl sende mi benim gibiydin "diye sordum. Öğrenmek istediğim Kaan'ın da benim gibi bazı sorunlar yaşamış olup olmadığıydı.  Tebessüm ederek "evet" cevabını verdi. Acaba ne yaşamıştı? Ne zorluklarla karşılaşmıştı?  "Anlatmak ister misin? Tabi anlatmak istemezsen de anlarım. " dedim. Kaan ise şuan anlatmak istemediğini yüz ifadesine yansıtarak "sonra" cevabını verdi. Daha fazla üstüne varmamayı  seçerek konuyu kapattım.  Yaklaşık üç buçuk saattir saçım, yüzüm ve tırnaklarımla uğraşılıyordu. Hayır öyle pis bir kız değildim, sadece adam işinde çok detaya giriyor ve saçım uğraştırmıştı.  Bitecekmiş gibi bir his vardı içimde ama yine "Ne zaman bitecek" diye bir soru yönelttim. "Şimdi bitecek son bir dokunuş daha" dedi Kubi. Evet, üç buçuk saatte Kubilay Bey'den Kubi'ye kadar ilerlemiştik. Açıkcası Kubi biraz tuhaf. Özellikle Kaan odadan çıkarken arkasından o kadar uzun baktıktan sonra adamın eşçinsel olduğunu düşünmeye başladım.  Ben Kubi'yi çözmeye çalışırken yüzümde ki maske çıkarılmıştı. Kubi adının Pelin olduğunu öğrendiğim asistanına "Yiğit Bey'i çağır bu sonucu görmek isteyeceğine eminim" demesiyle aynaya baktım.  Oha aynada görünmüyorum. Ayna da Kubi asistanı ve sandalyede oturan bir kız var. Oha bu ben miyim? Aynaya baktığım tamamen değiştiğimi fark ettim. Sima aynıydı ama güzellik artmıştı. Saçlarım korktuğumun aksine çok güzel olmuştu.  Köklerine kadar pembeye, ense kısmı turkuaz ve lilaya boyanmıştı. Tek kelimeyle bayılmıştım. Ben aynaya bakıp içten içe kendimi överken Yiğit Abi ile Kaan'da gelmiş hayranlık ve şaşkınlığı içinde barındıran bakışlarını bana yöneltmişlerdi.  "Biliyorum ,biliyorum çok güzelim ama öyle bakmayın utanıyorum " dedim gülerek. Benim bunu dememle ikisi de kendine geldi.  Kaan beni ayağa kaldırıp etrafımda döndürdükten sonra " Sen, muhteşem gözüküyorsun" dedi. Utanmıştım çünkü kimse şu yaşıma kadar bana böyle hayranlıkla bakıp iltifat etmemişti. Utancımı gizlemeye çalışarak "Teşekkürler Kaan " dedim.  Kaan'ın arkasından Yiğit Abi "Çok güzel olmuşsun bir tanem" dedi. "Teşekkürler Yiğit Abiiii" diyerek karşılık verdim.  "Tamam o zaman Kaan ve Hilal siz aşağı inin bende Kubilay Bey ile konuşup yanınıza geliyorum" demesiyle Kaan "tamam" dedi ve aşağı salona geçtik.  Televizyonu açmış film seçerken Yiğit Abi Kubi'leri kapıya kadar geçirdi. Kaan film incelerken merakıma yenik düştüm ve "Kubilay eşcinsel mi " diye sordum. Aniden gelen bu sorum ile Kaan kahkaha atmaya başladı. "Bir anda bu da nereden çıktı?" diye sordu.  "Adamın konuşması çok tuhaftı ve sen odadan çıkarken " dedim kulağını yaklaştırmasını işaret ettim.  Kaan kulağını yaklaştırdıktan sonra kulağına sessizce "popona baktı" dedim. Bunun üzerine Kaan güçlü bir kahkaha attı. Kahkahasını durdurduktan sonra "Bir şey sorabilir miyim?" dedi. Bende "evet" anlamında kafamı aşağı yukarı salladım. "Adamın nereye baktığını sen nereden biliyorsun?" diye sordu. İşte bu soruya hazırlanmamıştım.   "Şey şimdi senin arkandan baktığını fark edince adamın duruş açısı ve gözlerinin açısını hesapladıktan sonra senin boyuna göre nereye baktığını buldum." diye saçmaladım.   Kaan iki dakika da nasıl böyle güzel bir yalan uydurduğuma şaşırdıktan sonra çok mantıklı bir soru sordu.  "Kublay'ın veya benim boyumu biliyor musun?" diye sorduktan sonra kaçmam gerektiğini anlayarak "Sanırım Yiğit Abi beni çağırıyor gitmem gerek " deyip ayaklanırken Kaan kolumdan tutup hızlı bir manevrayla beni koltuğa yatırıp üstüme çıktı.  Onun ne yaptığını anlamaya çalışırken gıdıklamaya başlaması bir oldu. Ben durması için tepinirken içeri Yiğit Abi'nin girmesi ve bağırması bir oldu. "Ne oluyor burada?" diye bağıran Yiğit Abi ile Kaan'ın üstümden inip beni de kaldırması iki saniye bile sürmedi.  Yiğit Abi tam Kaan'a kızacakken "Yiğit Abi Kaan film seçerken ben onla uğraştım bunun üzerine karşılık olarak beni gıdıklamaya başladı tam da o sırada sen geldin ve yanlış anladın. Hem hiç bu uslu mu uslu yeğenin öyle yanlış şeyler yapar mı? Tabii ki de yapmaz. Değil mi?" diye hızlıca konuşunca Yiğit Abi neye uğradığını anlamayarak "Tamam" deyip ikili koltuğa oturdu.  Yiğit Abi koltuğa kimseyi azarlamadan oturunca Kaan ile ellerimizi Yiğit Abi'nin görmeyeceği şekilde tokuşturduk. Sanırım tamda göremeyeceği bir şekilde tokuşturmamış olmalıyız ki Yiğit Abi "Gizli gizli sevinmeyin yazdım bunu bir kenara " dedi.  "Nasıl gördün ya " dememle Yiğit Abi bir piç smayl çekti. Kendi amcam olduğu için demiyorum piç smayl yaptığı zamanlarda bile çok yakışıklı oluyor.  Biraz film izledikten sonra Yiğit Abi "Pembelerin en tatlısı ve Kaan acıktınız mı?" demesiyle Kaan " Bu ne kardeşim Hilal'in gelmesiyle birlikte pabucumuz dama atıldı. Bildiğimiz pozitif ayrımcılık var burada." diye triplenmeye başladı.  Açıkçası bu hali fazlasıyla komikti ama onu daha da kızdırmak için hiç umursamıyormuş gibi davranarak "Evet, Yiğit Abi ben acıkmaya başladım" dedim.  Kaan da trip attığını gösterircesine "Beni umursar mısınız bilmem ama bende acıkmaya başladım." dedi.  Artık dayanamayarak onun bu haline gülmeye başladım. Yiğit Abi de bizim bu halimize tebessüm etmekle yetindi. "O zaman ben pizza söylüyorum yanında ayrıca istediğiniz bir şey var mı?" diyen Yiğit Abi ile Kaan uzaylı siken maymun görmüş gibi bakmaya başladı. O nasıl bir bakıştı diye sormayın. Çünkü bu bakış anlatılmaz yaşanır.  "Yiğit Ağabey başına taş mı düştü?" diyen Kaan'a şaşarak "Niye öyle dedin ki?" diye sordum.  "Çünkü Yiğit Ağabey asla dışarıdan yemek söylemez" dedi.  "Niye dışarıdan yemek söylemiyorsun Yiğit Ağabey" dedim. "Çünkü sağlıklı kalabilmek için " dedi kısa bir duraksama ardından da " Bugün de sen yarın diyete başlamadan önce ki son dışarıdan yediğin yemek olsun istedim " dedi Ben şaşkınlığım ile ağzım nerede açılacak bir şekilde otururken Kaan şaklabanlık olsun diye on saniyelik kısa bir dans yaptı. Kısa bir süre sonra pizzalar gelmişti. Kaan'da korku filmi ayarlamıştı. " Filmi başlatıyorum " diyen Kaan ile tamam diye cevap verdim. Diğer kızlar gibi korku filmlerinden korkmuyordum. Yani şimdi biraz mantıklı düşünürsek oyuncular bu tür filmleri çekerken eğleniyorlar ve bizden izlerken korkmamızı bekliyorlar.  Ne saçma ama ya. Hem zaten benim hayatım yani Yiğit Ağabey ile karşılaşıncaya kadar bunlardan daha beter ,daha korkunçtu.  Benim korkmadığımı fark eden Kaan " Sen ne biçim kızsın ya korkmuyorsun lan." dedi. Onun bu şaşkın haline gülerek filmi izlemeye devam ettim. Kısa bir süre sonra pizzalarımız bitmiş filme öyle devam etmiştik.  Bir anda ekranda ayakları ters bir şekilde tavanda yürüyen bir kızı göstermeleri ile kahkaha atmaya başladım.  Benim kahkaha attığımı duyan Kaan ile Yiğit Ağabey bana tuhaf tuhaf bakmaya başladılar.  "Ne ama komik!" dememle Kaan oturduğu koltuktan kalkıp önüme kadar geldi ve elini alnıma yanağıma koymaya başladı.  Ben Kaan'ın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Kaan kısa bir süre elini alnımda tuttuktan sonra Yiğit Ağabey'e dönerek "Ateşi de yok." dedi.  Ben kendime sabır dilerken Yiğit Ağabey "Hadi yataklara " diyerek ikimizi de yataklara postaladı. İki saattir yatakta dönüp durmama rağmen gözüme uyku girmemişti. Canımda pek bir şey yapmak istemiyordu.  Yiğit Ağabey'in yanına mı gitsem? Ama onun odası üst katımda. Oraya kadar gitmeye üşeniyorum. Acaba Kaan'ın yanına mı gitsem ki? Bak bu olabilir.  Yatağımın ucundaki terliklerimi ayağıma geçirip odamın karşısındaki odanın kapısını tıklattım. İki dakika geçmişti ama yinede içeriden ses gelmemişti.  Doğal olarak bu saatte uyuyordur. Geri tam yatağıma dönecektim ki  içeriden gel sesi duyuldu.  Oda kapısını hafifçe açıp kafamı içeri doğru uzattım. "Uyku tutmadı da gelebilir miyim?" diye sordum.  Kaan yatağında doğrularak "Tabii ki de gel" dedi ve oturabilmem için yatakta hafifçe yana kaydı.  Yatağına doğru ilerlerken üstümde kısa şortlu ve askılı üstümün olduğunu fark ederek kendime lanet okudum.  Neyse, zaten Kaan'ı tanıyalı fazla zaman olmasa da kardeş gibi olmuştuk. O yüzden sorun olmaz diye düşünüyorum.  Benim için kaydığı tarafta örtünün içinde oturdum.  Benim oturmamla birlikte Kaan " Ben senin hayat hikayeni biliyorum sende şimdi benimkini öğrenmek ister misin?" diye sordu . Onun sorusuna sadece kafa sallamakla yetindim. Kaan derin bir nefes alarak konuşmaya başladı." Her şey ben dokuz yaşındayken başladı. Annem babamın bizi terk etmesinden sonra tekrar evlenmişti. Üvey babam ise alkoliğin tekiydi. Her gece içer ya anneme ya da bana dayak atardı. Özgür bir ülkenin içinde tutsaklık yaşıyorduk. Hem de hiç bir suçumuz yokken. Yine bir gün kafayı bulmuş sarhoş bir şekilde eve gelmişti. Dayak sırası bendeydi. Ama annem benim önüme geçti ve üvey babama kendisini boşayacağına dair sözler söylemeye başladı. Annemin bu sözleri üvey babamı kızdırmaya yetip de artmıştı." dedi.   Gözündeki yaşa engel olamadı. Hızlı bir hareketle gözündeki yaşları sildi. Ve konuşmaya devam etmek için kendine çeki düzen verdi. "Sonra belinden bir silah çıkardı ve annemi annemi vurdu.  Annem son sözlerini söylerken bile beni düşünerek kaçmamı söyledi. Ve bende kaçtım. Saatlerce koştum. Şuan ki aklım olsa öleceğimi bildiğim halde o adamla dövüşürdüm. Ama o gün kaçtım." derin bir nefes daha aldı. "Sonra polis üvey babamı tutuklamış annemi ise gömmem için akrabalara teslim etmişti. Beni ise hiçbir akrabam istemediği için yetimhaneye bıraktı. Kısa bir süre sonra yetimhanede üvey babamın annemi vurduğu nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde duyuldu ve dalga geçmeye zorbalık yapmaya başladılar. Onlar bana zorbalık yaparken de üvey babam hapishaneden kaçmış arkasında hiç bir iz bırakmamıştı." Yine hızlıca gözyaşlarını sildi. "Yine bir gün yetimhanede zorbalık yaparlarken Yiğit Ağabey geldi ve beni yanına aldı. Yine onun yardımıyla da yetimhanedekinlerden intikamımı aldım. Ama o piç herif kaçtı, üvey babam olacak o piç kaçtı. Polislerde bulamadı. Ama emin olabilirsin ki bir gün o herifi bulacağım ve ona bana ve anneme, özellikle anneme yaptıkları için cezalandıracağım" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Gözleri dolmuştu. Benimde dolmuştu.  Gerçekten de yaşadıkları çok zordu. Benim yaşadıklarım Kaan'ın yaşadıklarının yanında hiç kalırdı.  Kollarımı iki yana açtım ve "Gel buraya " dedim. Kaan sarıldığından iki üç saniye sonra omzumun sırılsıklam olduğunu hissettim.  " Hadi film izleyelim pikaçu " dedim ve yandaki bilgisayara uzandım. "Sen bana ne dedin ,ne dedin?" diyen Kaan ile sırıtarak tekrardan "Pikaçu " dedim.  "Ama ben sarı değilim ki." demesiyle "Canım demek istedi uzatma " diyerek Amelie filmini açtım. Gerçekten bunu mu izleyeceğiz kapaktaki kız cin çarpmış gibi demesiyle kahkaha atarak filmi açtım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD